39: Leydim

51 12 0
                                    

+ Birkaç dakikanın ardından karar verilmişti. Adrien, ben ve Chloe evdeydik. Nino ve Alya'da araştırma için gitmişlerdi. Önemli şeyleri Adrien'e ve tabi bana bildireceklerdi ve görmemiz gereken bir şey olduğunda resim atacaklardı.

"Evet dedektiflerimiz yola çıktı. Önemli bilgileri bize aktaracaklar."

+ Chloe'nin ne olursa olsun enerjisini korumasına hayran kalmıştım. Söylediği şeye hep birlikte güldüğümüzde hepimiz onlar gelene kadar ne yapacağımızı düşünüyorduk. Beklemek epey sıkıcı olurdu.

"Kraliçem bana da enerji aktarımı yapma imkanın var mı ya?"

+ İkisi birlikte gülüşürken ben kaşlarımı çatmış ona bakıyordum.  'Kraliçem' mi demişti o? 

Benim gülmediğimi fark ettiklerinde şaşkınlıkla bana baktılar.

"Ne oldu?"

"Kraliçe mi dedin sen- ah hayır afedersin, 'kraliçem'."

"Hahah, kıskandın mı sen!"

"Ne ha-"

+ Bir anda durdum. Neden inkar ediyordum ki? Sanki inkar etmeye programlanmış gibiydim. Oysa hayat inkar etmek için çok kısaydı. Seviyorsak 'evet seviyorum!' demeliydik. Kıskanıyorsak 'evet kıskanıyorum!' çünkü bir gün fırsatımız olmaya bilirdi bunları söylemek için. Ya da belki de çok geç..

"Evet ya, kıskandım!"

+ Adrien şaşkınlıkla gülmek arasında kısa bir ifade sergilese de sevimli bir şekilde sırıtmaya başladı. Sonra kulağıma yaklaşarak fısıldadı.

"Sen benim prensesimsin."

"Ama kraliçeler prenseslerden daha güçlü!" dedim çocuk gibi. 

"Ama prensesler kraliçelerden daha güzel ve daha iyi kalpli."

+ Pekte sessiz söylemediği cümleyi sanki Chloe duymasın diye ağızının yanını eliyle kapattığında kocaman bir kahkaha attım.

"He yani ben çirkinim öyle mi Adrien! Bak bak bir de kötü kalpli kraliçe iması yapıyor!"

"Hahahahhaha"

+ Adrien ve ben kahkahalarla gülerken Chloe sahte bir kızgınlıkla bize bakıyordu. Sonra dayanamayıp o da gülmeye başladı. 

"Kim ne derse desin, sen ne Marinette, ne hayalet ne de başka bir şeysin. Sen benim prensesimsin, leydimsin."

+ Söylediği şeyle aptal aptal sırıttım. Kendime engel olamıyordum!

"Ben senin leydinim. Seninim."

"Seni seviyorum."

"Biliyorum!"

+ Chloe'nin araya girmesiyle birlikte hepimiz gülmeye başladık. Sonra Adrien'in boynuna kollarımı dolayıp ondan güç alarak biraz yüzünü seyrettim. En güzel manzaraydı bu. Sonra beline sarılıp başımı ona yasladım. O da bana sarıldı. Tek ihtiyacımız olan sarılmaktı. Birine değil, birbirimize.

Lanet Ya Da MucizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin