"Bunu, senin yok olacağını ilk öğrendiğimde ne kadar çaresiz hissettim biliyor musun..?"
"İlk öğrendiğinde mi, zaten bir kez öğrenmedin mi? Benimle beraber?"
+ Derin bir iç çekti, ben söylediğine anlam vermeye çalışırken.
"Hayır. Hani şanslı böcekle karşılaştıktan sonra bayılmıştın, hatırladın mı?"
+ Kaşlarımı çattım
"Evet, tabi?"
"Sen bayıldıktan sonra... Faye bana bir şeyler söyledi. İnanmadım, ama yine de şüphelenmiştim. Bu gerçek olamayacak bir ihtimaldi.."
"Ve gerçek oldu, başka bir şey dedi mi?"
+ Konuştuğumuz şey fazlasıyla saçmaydı. Yok olup gitmeyecek miydim zaten, ne anlamı vardı ki?
"Sadece kardeşinin uyanması için senin yok olman gerektiğini söyledi. Sonrasında deliye döndüm. Seni alıp malikaneye getirdim."
+ Bunu bana neden söylemediği hakkında hesap soramazdım. Çünkü ben de ona annesi hakkındaki gerçeği söylememiştim. Ve inanmadığı için emin olmadan bana söylemek istememişti.
"Şimdi ne yapacağız?"
+ Sorumla beraber kaldırım taşına oturdu. Keşke bilseydik... Ya da bilmeseydik, yok olmam gerektiğini bilmeseydik. Hiç öğrenmemiş olsaydık...
"Bilmiyorum... Başka bir yolu olsa.."
"Bu mücevher hakkında her şeyi biliyor musun?"
"Hayır ve bu arada, Luka ve Max'ın mucizeleri sende mi?"
"Evet. Onları sana mı vereceğim?"
"İstediğin birini al, sende kalsın şimdilik. Ne olur ne olmaz diye. Ayrıca, sen nasıl aldın onları?"
+ Önce yılan mucizesini nasıl aldığımı anlattım.
"Ve Pegasus'u yenme macerama gelecek olursak, yılan mucizesinin gücünü kullanarak defalarca denemeler yaptım. Hatta bir keresinde Max az kalsın mucizeyi alacaktı! Bir sürü portaldan geçmeme sebep oldu. Bir seferinde beni şelaleye ışınladı, inanabiliyor musun!"
+ Bir anlığına kendimi olayları anlatmaya o kadar kaptırdım ki olayları canlandırmaya bile başladım. Sonra Adrien'in yüzüne bakıp hüzünlü yüzüyle karşılaştığımda kendime geldim.
"Ah, işte böyle yani, en sonunda almayı başardım. Peki ben pegasusun mücevherini aldıktan sonra ne oldu? Benim için uzun olsa da pek fazla zaman geçmemiş olmalı?"
"Evet. Sen gittikten hemen sonra, daha ne olduğunu bile anlayamadan şanslı böcek geldi. Onu da Luka'nın adamlarından biri sandım. Sonrasında da sen geldin zaten."
"Anladım.."
+ Ani bir farkındalıkla başımı kaldırıp Adrien'e baktım
"Dur bir saniye, ben uyurken öğrendiğin şeyden sonra yakınlaştık."
"Evet, onun bu söylediğini düşünüp durdum. Kafayı yiyecektim! Nino'yla konuştuk. Bana aynen şöyle dedi, 'Sen aşık olmuşsun.' "
+ Gözümden akan yaşla buruk bir şekilde gülümsedim.
"O zaman farkına vardım, düşündüm. Sonra dedim ki, ben aşık olmuşum.. Seni kaybetmekten öyle korktum ki. Daha yeni fark etmişken seni ne kadar sevdiğimi, kavuşamadan kaybedeceğim diye çok korktum leydim..."
"Kavuştuk. Ve kaybedeceğiz şimdi birbirimizi, kediciğim.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanet Ya Da Mucize
Fiksi UmumKendi halinde yaşayan hayaletin hayatı Kara kedi ile tanıştığında tamamen değişir. Mucize uğur böceği ve kara kedi fan kurgusudur. Gerçek çizgi diziyle bir ilgisi olmayıp, tüm olay örgüsü bana aittir.