“Dikkat et!” diyen Yiğit ile gözlerimi devirdim. Bu kaçıncı kez söyleyişiydi sayamamıştım.
Çıktığım merdivenin tepesinden inip “Bitti.” dedim nefesimi vererek.
Kafedeydik, Ayvaz abimin doğum gününü telafi etmek için kafeyi süslüyorduk. Sabah, Yiğit benimle gelmişti ve beraber her şeyi halletmiştik.
Merdiveni alırken “Çok şükür kendini yaralamadan bitti.” dediğinde güldüm. “Endişelenme, ne olacak sanki?" Omuz silkip gülerek söylediğim şeye kaşlarını çattı.
Ters ters bakıp “Düşersin ve canın yanar,” dedi ve ardından ekledi. “Canın yanarsa, benim ki de yanar.”Gözlerimiz birbirine kitlendiğinde gelen gürültü ile sıçradım. Kafenin önünde Eren ve Yavuz abim vardı.
Panikle gözlerim ayrıldığında Yiğit'le beraber hızla kapıya doğru ilerledik.
Kapıyı açtığımızda Yavuz abimin “Defol git buradan! Diğer gözünü de ben morartacağım şimdi!” demesi ile Eren’in yüzüne baktım. Sağ gözü mos mordu ve gözünün içi kanlanmıştı. Dudağının kenarı kabuk bağlamış ve burnunda yara vardı.
Eren sinirle soludu. “Afra ile konuşmaya geldim,” bana bakıp hızla yanıma geldi “Afra lütfen dinle beni, benim hiçbir suçum yok.” dediğinde yüzümü buruşturdum.
Yüzünü görmeye bile tahammülüm yoktu.
“Hangi yüzle geldin buraya? Doğru ya senelerdir yaptığın şey sonuçta! Hiç zorlanmıyorsundur.” Sesim sert ve alay doluydu.
Kolumu tutup “Çok pişmanım lütfen.” dediğinde tiksintiyle eline baktım. Kolumun üzerindeki eli, hızla biri tarafından çekildi. Yiğit’ti.
“Bir daha Afra’ya dokunmayacaksın!” Sert ve sinirliydi sesi. Eren’in elini sıkıyordu. “Bırak, değmez.” dediğimde bana baktı. Burnundan soluyordu.
Eren elini hızla çekip “Sana ne lan?! Ne ilgilendirir seni?!” diye bağırdığında tedirgince Yiğit’e baktım. Bana bakarken sırıttı. “Duydun değil mi bananeymiş,” kahkaha atıp Eren’e baktı. “Al bakalım kime neymiş!” deyip yumruğunu Eren’in yüzüne geçirdi. Çığlık atıp “Yiğit!” diye bağırdım.
Yere düşen Eren’in üzerine çıkıp yumruklamaya başladı. Abime baktığımda rahatça kaldırımda oturmuş sigara içiyordu. Sırıtıyordu bir de. “Abi bir şey yap ya!” dediğimde bana bakıp “Bırak dövsün.” deyip sigarasından içti.
“Noluyor lan!” diye bağıran birini duyunca oraya döndüm. Ayvaz abim hızla buraya doğru geliyordu. Ayvaz abime doğru gidip “Bir şey yap abi.” dediğimde bana bakıp başını salladı. “Yiğit!” diye bağırdı. Yiğit buraya baktığında, Eren onun boşluğundan faydalanıp Yiğit’e yumruk atmıştı. İçim sızladığında yüzümü buruşturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşeka Sarmaşığı
Teen FictionAşeka, bir ağacın veya bir başka bitkinin yanında topraktan çıkar ve ona sarılmaya başlarmış. Sarıldıkça o ağacın gövdesine yapışır ve zamanla o ağacın gövdesinde erir ve ağacın gövdesinde kaybolup gidermiş. Bazen de sarıldığı ağacı öyle sarar sarma...