YİĞİT
Kalbimde, aklımda yuva yapan sevdamdı o benim.
Lâl’imdi o benim. Yıllarca lâl olan gönlüm, daha fazla dayanamamıştı. Nasıl dayanabilirdi ki? Sevdası, canı gözünün önündeyken..
Bu imkânsızdı.
Gönlümün dili çoktan çözülmüştü. Nereye baksam onu görmek istemem benim suçum değildi. Onu gördüğümde kalbimin yerinden çıkacak gibi atması benim suçum değildi.Zihnimin zikrettiği tek şeydi o.
Zihnim o kadar çok zikretmişti ki, kalbim yenik düşmüştü.
Koskoca adamı ne hale getirmişti.
Avucumu, dokunmaya kıyamayarak yanağına yasladım. Ona değen tenim içimi titretiyordu.
Gözünden akan yaşları silip gözünün yanına minik bir öpücük bıraktım.
Gözlerini kapatmıştı, neredeydi benim cennetim?
Gözlerini açmıştı, buradaydı benim cennetim.
Ona bakarken bile titreyen içim, titreyen kalbim önünde diz çöküyordu.
“Afra'm.” dedim titreyen sesimle ve içim giderek. “Sen bana böyle bak, hep kollarının arasında ol, başka bir şey istemem.”
Gülümsedi ve kalbim atmayı unuttu.
Gülümsedi ve bahar geldi.
“Gel kurulan, sonra gidelim güzelim.” dedim öldüğüm gözlerine bakarak.
Başını salladığında içeri girdik. Yukarı çıkıp odama geldiğimizde banyodan temiz havlu alıp yanına geldim. Havluyu uzatıp gözlerimi ayırmadan “Kurulan güzelce.” dediğimde havluyu alıp “Teşekkür ederim.” dedi ruhumu okşayan bir sesle.
İç çekip gülümsedim. Odadan çıkıp bir süre kapının önünde bekledim.
Aşağı inip yorgunca kanepeye bıraktım bedenimi.Merdivenlerden gelen ses ile oraya döndüm. Afra aşağı inip yanıma geldi. Koltuğa oturup çekingen bir şekilde “Gidelim artık, endişelenirler.” dediğinde ondan ayrı kalacağım için çocuk gibi ağlayabilirdim.
“Pekâlâ,” dedim istemeye istemeye. Ayağa kalkıp ceketimi aldıktan sonra “Gidelim.” deyip güzel yüzüne baktım. Ayağa kalktığında önden ilerledi. Kokusu burnuma geldiğinde gözlerimi kapatıp gülümsedim.
Dışarı çıkıp arabaya bindik. “Kemerini tak güzelim.” dediğimde irkilip kemerini taktı.
Dalgınlığı gözümden kaçmamıştı. Onunla ilgili hiçbir şey gözümden kaçmazdı da zaten.
Ara sıra Afra'ya bakıyordum. Başını cama yaslamış, uyuyordu. Benim yüzümden çok yorulmuş olmalıydı.
Evlerinin önüne gelince durdum. Güzel yüzünü biraz izledikten sonra yüzüne düşen saçlarını kenara çektim. “Afra,” diye seslendim. “Uyan güzelim.” dediğimde gözlerini kırpıştırdıktan sonra açtı. Kalbim yerini yadırgarcasına atmaya başlamıştı bile.
“Geldik.” dedim kısık sesimle. Dışarı baktıktan sonra güzel gözlerini, gözlerime değdirdi. “Teşekkür ederim.” dediğinde gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşeka Sarmaşığı
Teen FictionAşeka, bir ağacın veya bir başka bitkinin yanında topraktan çıkar ve ona sarılmaya başlarmış. Sarıldıkça o ağacın gövdesine yapışır ve zamanla o ağacın gövdesinde erir ve ağacın gövdesinde kaybolup gidermiş. Bazen de sarıldığı ağacı öyle sarar sarma...