Sabah kulaklarıma dolan sesler ile uyandım.
“Yiğit?” diye seslendiğimde alnımdan öpüp “Benim güzelim.” dedi.
Doğrulup “Erken gelmişsin bugün, daha fazla zaman geçireceğiz o zaman değil mi?” diye hevesle sordum.
Sessizleştiğinde “Yiğit? Sorun yok değil mi?” diye korkarak sordum.
Ellerimi tuttuğunda “Seninle,” dedi “Bir şey konuşmam lazım.”
“Dinliyorum.” dediğimde sessiz kalmıştı yine.
Sessizliği bozup “Bana kızma, kırılma da. Yalan söylemek istemiyorum. Doktor ameliyat olursan iyileşeceğini söyledi biliyorsun,” duraksayıp devam etti. “Ve biliyorsun ki maliyeti çok fazla. Bunun için bir karar aldım.” dediğinde korkuyla söyleyeceğini bekliyordum.
“Yurt dışına gideceğim,” dediğinde buz kesmiştim. “Orada çok fazla tanıdığım var. Gerekirse borç alacağım, çok çalışacağım,” ellerimi öpüp “Tekrardan aydınlığa ulaşman için, sana ulaşmam için yapmak zorundayım.” dedi çaresiz bir sesle.
Çocuk gibi gitme diye ağlamak istiyordum.
“Gitme lütfen, ben sensiz ne yapacağım?” diye sordum titreyen sesimle.
Elimi ona doğru uzattığımda tutup yüzüne götürdü. “Geri geleceğim, kısa süre içinde o parayı bulup geleceğim. Sana söz veriyorum, çok bekletmeyeceğim,” dediğinde yüzündeki ıslaklık ile ağladığını anlamıştım.
“Senin için bunu yapmalıyım, yapmalıyız. Her gün arayacağım seni, yanında olduğumu hissettireceğim. Ama,” deyip duraksadı. “Ama nasıl dayanacağım senden ayrı kalmaya bilmiyorum.” dediğinde bende ağlıyordum.
Bana sarıldığında daha çok ağlamaya başladım. “Yiğit,” dedim ağlamalarımın arasından. “Seni çok seviyorum, çok özleyeceğim seni. Çabuk gel olur mu?” dediğimde geri çekilip alnımdan öptü.
“Çabuk geleceğim çiçeğim. Ağlama, yakma içimi daha fazla.” parmaklarını yüzümde hissettiğimde göz yaşlarımı sildi.
“Bugün, gidene kadar yanında olacağım.” dediğinde yatakta yana kayıp “Gel.” dedim.
Başım göğsünde göz yaşlarımı döküyordum.
“Benimle nasıl bir hayatın olsun isterdin?” diye sordum. “Ne hayaller kurdun?”
“Seni her gördüğümde, gözlerime her baktığında beni sevdiğini anlayacaksın diye çok korkuyordum. Ben aynaya baktığımda gözlerimde sana olan aşkımı gördüm, sende göreceksin diye çok korktum. Ellerimden gideceksin diye korkarak uyudum her gece. Gözümü tavana dikip seninle ilgili hayaller kurdum, kuruyorum. Ellerini tutup gözlerine bakarak seni seviyorum diye bağırmak istedim her gün. Yaptım da, daha fazla tutamadım aşkını içimde,” duraksayıp devam etti. “Sende beni sevdin ya yaşadığım, yaşattığın en güzel şey bu oldu. Sen iyi ol diye her şeyi yaparım, yapacağım da.”
İçimdeki aşkını, görmeyen gözlerimden görüyordu değil mi?
Beni böyle sevdiği için, böyle birini sevdiğim için çok şanslıydım.
“Hayâl kurduğumuz her şeyi gerçekleştireceğiz. Ben yaşadığım müddetçe senin için çabalayacağım çiçeğim.” deyip saçlarıma art arda öpücükler kondurdu.
“İyi ki yanımdasın Yiğit, iyi ki benimlesin.” dedim içtenlikle.
İyi ki beni bırakmadın, vazgeçmedin benden.
“Sende güzelim, sende iyi ki varsın.”
Konuşmamızı bölen kapı sesiydi. Doğrulacakken Yiğit engel olmuştu. “Hemşire.” dedi sakince.
Hemşirenin “Kahvaltı zamanı.” demesi ile Yiğit yanımdan kalkmıştı.
“Doğrul bebeğim.” dediğinde doğruldum.
Kahvaltımı yaptırıyor gün içinde ne yaptığını anlatıyordu.
Kahvaltı bittiğinde beni kucağına almıştı. “Nereye gidiyoruz?” diye sorduğumda sessiz kalmıştı.
Soğuk hava bedenime nüfuz ettiğinde irkildim. Yiğit arkadan belime sarılıp “Çatıdayız,” dedi. Kollarını karnıma sarmıştı. “Korkma, düşmene asla izin vermem. Sadece hisset,” çenesini omzuma yaslayıp “Aç kollarını, hisset bebeğim.” dedi ilaç gibi gelen sesiyle.
Dediğini yapıp kollarımı iki yana açtım. Yüzüme çarpan rüzgârı, araç seslerini, konuşan insanların seslerini ve en önemlisi kulağıma çarpan Yiğit'in nefes sesini hissediyordum.
Yağmur yağmaya başladığında Yiğit “Girelim bebeğim hadi.” dediğinde itiraz edip “Kalalım.” dedim.
Yanağımı okşarken “Beni böyle bir yağmurlu gecede bırakmıştın,” dedi kısık sesiyle. Titrek bir nefes aldığımda “Ama ben seni bırakmadım, bırakmam.” dedi.
“Sana kırgınım evet,” dedi sesine yansıyan kırgınlıkla. “Gözlerimin içine bakıp, sana inanıyorum demeni bekledim sadece,” alnımdan öpüp “Canın sağ olsun.” dedi.
“Özür dilerim,” dedim pişmanlıkla. “Düşünemedim, tek doğru şey kaçmak gibi geldi. Özür dilerim.” dediğimde beni kendine çekip sarıldı.
Kollarımı boynuna sarıp kokusunu içime çektim.
Beni kucağına alıp “Hasta olacaksın, girelim.” dedi.
Odama geldiğimizde beni bırakıp saniyeler sonra saçlarımı kurulamaya başladı. Havluyla nazikçe kuruluyordu.
"Bitti." dediğinde kapı açılmıştı
“Bebeğim.” diyen Ayvaz abimin sesi ile gülümsedim. Sarılıp yanaklarımdan öptü “İşlerimiz vardı, o yüzden geciktik.” diye açıklama yaptığında başımı salladım.
Ayvaz abim geri çekildiğinde Yavuz abim “Çok özledim bebeğimi.” deyip sarılmıştı.
“Bende çok özledim.” deyip kokusunu içime çektim.
Yiğit “Uçağım gece kalkıyor. Gitmeden önce geleceğim yine.” dediğinde abimden ayrılıp sesin geldiği yöne çevirdim başımı. “Geleceksin değil mi?” diye sorduğumda “Geleceğim.” deyip sarılmıştı.Yiğit gittikten sonra “Her şey yoluna girecek değil mi?” diye sorduğumda Yavuz abim “Girecek tabi ki bebeğim, girecek.” deyip sarıldı.
🌱
Akşam olduğunda yine yalnız kalmıştım.
Bahçeye çıkmış üşüyen bedenime sarılmıştım. Bankta, dizlerimi kendime çekmiş, çenemi de dizlerime yaslamıştım.
Yiğit'in kokusu burnuma dolduğunda “Yiğit?” diye seslenip çenemi kaldırdım dizlerimden.
“Benim güzelim.” dedikten saniyeler sonra sarılmıştı sıkıca. Geri çekilmek istemiyordum, gitsin istemiyordum.
“Veda mı bu şimdi?” dediğimde geri çekilmişti. Yanağımı okşayıp alnımda öptü. “Her şeyin güzel olması için evet.” dedi kısık sesiyle.
“Yiğit, ben çok özlerim seni. Ne yapacağım?” diye sordum çaresizce. “Ben bilsem, kendime çare bulurum. Söylesene ben nasıl dayanacağım? Kokun olmadan, seni görmeden, nasıl dayanacağım?” ağlamaya başladığımda “Şşş ağlama, ağlama.” deyip sarıldı.
Daha çok ağlamaya başladığımda “Her ne olursa olsun ağlama olur mu?” diye sordu acı sesiyle. “Gül, gül ki ne için yaşadığımı hatırlayayım. Ben uzakta da olsam,” elimi tutup kalbimin üzerine koydu. “Elini her kalbine koyduğunda, yanında olduğumu hisset. Uzakta da olsam her gece gelip üzerini örteceğim, saçlarını okşayacağım. Benim elim uzaktan bile uzanır sana,” alnımdan öpüp “Senin için gidip, senin için geleceğim çiçek kızım.” dedi titreyen sesiyle.
Elimi uzattığımda tutup yanağına yasladı. Elimi yüzünde gezdirdiğimde göz altları yaştı. “Gözlerine bakarak sana inanıyorum demek isterdim ama görmüyorum. Seni kırdığım için özür dilerim. Sana inanıyorum, gözlerine bakarak söyleyemiyorum ama sana inanıyorum. “ dedim ağlamalarımın arasından.
Bir süre ikimiz de ağladıktan sonra “Gitmeliyim.” dedi.
Kollarını belime sarıp kucağına aldı. “Odana bırakıyorum.” dediğinde başımı göğsüne yasladım.
Kapıyı açıp yürümeye devam etti. Yatağa bırakacağını bildiğim için “Yere indir.” dedim.
Yere indirdiğinde boşluğa bakan gözlerimle ona bakmaya çalışıp “Şimdi sana bakmamı sağla.” dedim.
Çenemi tutup nazikçe çevirdi. Ellerimi tutup yüzüne götürdüğünde “Zor olacak ama bekleyeceğim seni. Çabuk dön olur mu?” dediğimde avuç içimi öpüp “Çabuk döneceğim. O parayı bulup hemen geleceğim. Sonra sen ameliyat olacak, iyileşeceksin,” alnımdan öpüp “Her şey hayâl ettiğimiz gibi olacak. Sen ve ben yaşayamadığımız ne varsa, yaşayacağız. Kendine iyi bak, sendeki aşkıma, sevdama iyi bak çiçeğim. Hiç solma, kuruma. Ben solduğun yerden yeşertecek, kuruduğun yerden yaşatacağım.” dediğinde sesli bir şekilde ağlıyordum artık.
“Ben gelene kadar vazoya birer papatya bırak bebeğim. Kurumalarına, solmalarına izin verme.” deyip sarıldı.
Saçlarımı okşarken “Gitmeliyim bebeğim.” dedi. Geri çekilmeye çalıştığında izin vermeyip daha çok sarıldım.
“Geleceğim çiçek kızım, söz veriyorum. Hadi şimdi bırak, gideyim.” dediğinde geri çekildim.
Dudaklarımın üzerinde dudaklarını hissettiğimde göz yaşlarım akmaya devam ediyordu.
O beni öperken içim titriyordu.
Geri çekilip ellerimi öptü defalarca.
Kucağına alıp yatağa bıraktı. Saçlarımı okşayıp alnımdan öptü. “Seni çok seviyorum, çok.” dedi titreyen sesiyle.
Dudağıma uzun öpücük kondurup “Kendine iyi bak çiçek kızım.” dedi.
Kapı sesi duyulduğunda gittiğini anlamıştım. Doğrulup ağlamaya devam ettim.
Gitmişti.
Benim için gitmişti.BÖLÜM SONU
💚Ah benim acılı keklerim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşeka Sarmaşığı
Teen FictionAşeka, bir ağacın veya bir başka bitkinin yanında topraktan çıkar ve ona sarılmaya başlarmış. Sarıldıkça o ağacın gövdesine yapışır ve zamanla o ağacın gövdesinde erir ve ağacın gövdesinde kaybolup gidermiş. Bazen de sarıldığı ağacı öyle sarar sarma...