Aşeka, bir ağacın veya bir başka bitkinin yanında topraktan çıkar ve ona sarılmaya başlarmış. Sarıldıkça o ağacın gövdesine yapışır ve zamanla o ağacın gövdesinde erir ve ağacın gövdesinde kaybolup gidermiş. Bazen de sarıldığı ağacı öyle sarar sarma...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mutluluk neydi? Bana göre sevdiklerinin gülümsemesiydi. Abim gülüyordu ve ben dünyanın en mutlu insanı olabilirdim.
Yavuz abim balkondan "Deli misin bebeğim? Gir hadi içeri, hasta olacaksın!" diye bağırması ile gülümseyip "Tamamdır geliyorum!" diye bağırdım. Yerdeki ceketi alıp içeri girdim.
Direkt odama çıkıp üstümü değiştim. Kalınçiçekli bir kazak ve siyah İspanyol pantolon giymiştim.
Odamdan çıkıp Ayvaz abimin odasının önüne geldim. Kapıyı tıklatacakken içeriden açılmıştı. Kapının pervazına yaslanıp, kollarını birbirine bağladı. "Nereden anladın geldiğimi? Daha kapıyı bile çalmadım ki." deyip sırıttım. Gözlerini kıstı. "Odanın önüne geldiğinde kendi kendine konuşuyorsun."
"Öyle mi hiç farkında değildim." dediğimde "Saçlarını kurutmamışsın, ayrıca," giydiklerimi eliyle gösterip "Bunları neden giydin?" deyip konuyu değiştirdi.