15.Bölüm

4.5K 342 8
                                    

Üzerimdeki elbiseye bakıp gülümsedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üzerimdeki elbiseye bakıp gülümsedim. Bugün hava çok güzeldi. Çiçekli bir elbise giymiştim.
 
Odadan çıkıp aşağı indim. Ayvaz abim kanepede oturuyordu. Geldiğimi duyunca bana bakıp gülümseyerek ayağa kalktı. Yanına gidip “Hazırım abicim.” dediğimde yanağımdan öpüp “Görüyorum bebeğim. Çok güzel olmuşsun.” dedi, yumuşak sesiyle. Utanıp “Teşekkür ederim. Çıkalım mı?” diye sorduğumda gülüp başını salladı.
 
Evden çıktığımız da taksiye bindik. Abim bir adres verdiğinde “Nereye gidiyoruz? Orası neresi?” diye merakla sordum. Abim beni kolunun altına alıp saçlarımın arasına öpücük kondurdu.
 
Taksiden indiğimiz de anlamsızca önümdeki oyuncak dükkanına bakıyordum. “Abi,” dedim şaşkınlıkla. “Neden geldik buraya?”
 
Abim taksiciye beklemesini söyleyip kolunu belime sarıp “Gel hadi.” dediğinde beraber içeri girdik. “Hoş geldiniz. Buyurun?” diyen adama abim “Hoş bulduk,” oyuncaklara göz gezdirip “Şuradaki arabaların, şuradaki bebeklerin hepsini alacağız.” dedi.
 
🌱

Elimizde poşetlerle çıktık. Bagaja koysak da sığmadığı için bir kaçını yanımıza almıştık. Abim hiçbir şey söylemiyor sadece beklememi söylüyordu.
 
Taksi tekrar durduğunda indik. Önümüzdeki yetimhane binasını görünce her şey yerine oturmuştu.

Abim bagajdan poşetleri aldığında hayranlıkla ona bakıyordum. Mükemmel bir kalbe sahipti abim.  
 
Abim öylece ona baktığımı görünce göz kırpıp “Hadi bebeğim gel.” dedi. Bahçeden içeri girdiğimizde etraftaki oyun oynayan çocuklara bakıyordum. Kalbim sızladığında gözlerim dolmuştu.
 
İçeri girdiğimizde bize doğru gelen bir adam bizi görünce "Ayvaz? Sensin değil mi?” diye sordu şaşkın bir sesle. Sesine özlem de yansımıştı.

Abim elindekileri yere bırakıp adama sarıldı. “Benim abi, Ayvaz.” dediğinde adam da sıkıca abime sarıldı. Geri çekildiklerinde adam dikkatle abime bakıyordu “Sen? Nasıl?” şaşkın sesi abimi güldürmüştü.

“Buradayım işte abi.” dediğinde tekrar sarılmışlardı. “Çok şükür.” dedi adam içtenlikle. Abim geri çekilip bana baktı. “Bebeğim sayesinde.” dedi, şefkatli bir sesle. Adam bana bakıp “Hoş geldin güzel kızım.” deyip gülümsediğinde “Hoş buldum.” deyip gülümsedim.
 
İlerlediğimiz de bir odanın önüne gelmiştik. Elimizdeki poşetleri bırakıp içeri girdik. Küçük çocuklar oyun oynuyorlardı. Bizi gördüklerinde “Ayvaz abi!” diye bağırdı bazı çocuklar. Hızla bize doğru geldiklerinde abim diz çöküp karşıladı onları. Üçüne de sıkıca sarılmıştı. Bir tane kız çocuğu vardı, diğerleri erkekti.

Erkek çocuklar geri çekilmişti ama kız halâ sarılıyordu. Ağlamaya başladığında abim saçlarını okşayıp “Şşt ağlama bal kızım. Bak geldim.” dediğinde kız ağlamalarının arasından “Çok özledim.” dedi.
 
İçim sızladığında yutkundum. Dolan gözlerim ile onları izliyordum. Geri çekildiklerinde abim küçük kızın yüzünü okşayıp yanaklarından öptü. Tahminimce altı yaşlarında bir çocuktu. Kız gözlerini silip bana baktı. “Bu abla kim?” diye sorduğunda gülümseyip önünde çöktüm. Küçük ellerini tutup “Ben Ayvaz abinin, kız kardeşiyim. Bana dedi ki burada dünya tatlısı çocuklar varmış oraya gidelim. Bende hemen geldim.” dediğimde kız gülümseyip “Adın ne?” diye sordu.

“Ben Afra, peki ya sen?” dediğimde abime baktıktan sonra bana bakıp “Bal.” dedi. Saçlarını okşayıp “Tam sana gör bir isim.” deyip tombul yanaklarından öptüm. Abim ayağa kalkıp “Size bir sürprizim var.” dediğinde çocuklar heyecanla hep bir ağızdan konuşmaya başladılar. Abim kapının önündeki poşetleri getirip içindekileri çıkarmaya başladı. Çocuklar sevinçle, yüzlerinden okunan mutluluklarıyla oyuncaklara koştular.
 
Abim hepsine teker teker oyuncakları veriyor, karşılığında ise bir öpücük istiyordu.
 
Ben ise dolu gözlerimde onlara bakıyordum. Sandalyeye oturup gözlerimi sildim.
 
Çocuklarla saatlerce oyun oynamıştık. Abime baktığımda bir çocukla konuştuğunu gördüm. Yanlarına gittiğimde çocuğun “Ne istersem yapacağını söyledin ama annemi getirmiyorsun.” dediğinde annesiz kalan yanım eksikliğini hissetmiş, canımı yakmıştı. Gözümden akan yaşı sildim. Abim çocuğun saçlarını okşayıp “Ben de kendi annemi bulamadım, bende getiremiyorum.” demişti dümdüz bir sesle.

Çocuk başını eğip “Öğretmenim onların yıldız olduğunu, bizi gördüklerini söyledi. Bazı geceler hiç yıldız göremiyorum, bana küsüyorlar mı? Geceleri uyurken üstümü de örtüyorum, yemek de yiyorum kızmasınlar diye.” dediğinde gözlerimden yaşlar bir bir düşmüştü. Çok masumdu. Abim çocuğa sıkıca sarıldı. Geri çekilip çocuğun yüzünü okşayarak “O yıldızlar her gece gelecek, söz veriyorum.” deyip ayağa kalktı.
 
Bana doğru gelip şefkatle gülümsedi. “Eve gidelim küçük kızımla o zaman ilgileneceğim.” deyip yanağımdan öpüp geri çekildi.

“Sen, beni burada bekle. Ben hemen gidip geleceğim.” dediğinde gülümseyip başımı salladım.

Abim kapıya doğru ilerlediğinde Bal abimin pantolonunu tutup “Yine gitme.” dedi ağlak bir sesle. Abim onunla boyunu eşitleyip “Geri geleceğim, bırakmam ben bal kızımı.” dediğinde Bal, kollarını abimin boynuna sardı. Geri çekildiğinde abim son kez öpüp dışarı çıktı.
 
🌱

Abim geri geldiğinde Bal hızla koşup “Geldin!” dedi. Abim onu kucaklayıp “Geldim tabi ki.” deyip yanaklarından öptü.
 
Burada biraz daha vakit geçirdikten sonra gitme vaktimiz gelmişti. Her gün burada olup, çocuklarla vakit geçirebilirdim.
 
Abimin çocuklardan ayrılması zor olmuştu. Yetimhaneden çıktığımız da kolunu, boynuma sarmıştı. Yürürken “Nereye gittin?” diye sordum merakla. Abim bana bakıp gülümseyerek "Kaan'ın odasının tavanını yıldızlarla süsledim. Artık her gece yıldızları görebilecek.” dediğinde güzel kalbine bir kez daha hayran kalmıştım.
 
🌱

Taksi hastanenin önünde durduğunda indik. Ayvaz abimin koluna girmiştim. Buraya Yiğit’le konuşmak için gelmiştik. Abimin durumu hakkında konuşmak istemişti.
 
Yiğit’in odasına doğru ilerlerken abim durup “Güzelim sen git, ben geliyorum hemen.” dediğinde başımı sallayıp ilerledim.
 
Odanın önüne geldiğimde kapının aralık olduğunu gördüm.

Tıklayacakken duyduklarım ile duraksadım.
 
“O kızı seviyorsun değil mi?! Emre'ye bahsettiğin şu kız!" diyen kadın sesi ile merakla kaşlarım çatıldı.

“Ceren yeter! Kalbini kırmak istemiyorum.” dedi, Yiğit sinirli bir sesle.
 
“Kalbimi kırdın zaten! Terk ettin beni! Neden? Şu kız için!” diye öfkeyle bağırdı kadın.
 
Yiğit’in “Şu kız deyip durma yeter! Bir ismi var! Kendini daha fazla küçük düşürmeden git buradan.” diyen Yiğit’in öfkeli sesi ile yutkundum.
 
Kadın kahkaha attı. Alay dolu bir kahkahaydı. “İsmi varmış! Kimmiş söylesene! Dur ben söyleyeyim, Afra değil mi? Onu seviyorsun değil mi?!”
 
Yiğit “Yeter! Evet onu seviyorum, ona aşığım!" dediğinde anlık nefesim kesilmişti.
 

BÖLÜM SONU
🌱

Neee??!!

:)

Hiç şaşırmadık tabii..

Ehehe

Bölüm nasıldı?

Yorumlarınızı bekliyorum.

Diğer bölümde görüşmek üzeree🌺

Aşeka SarmaşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin