Sabah saat dokuzda uyanmıştım . Hemen kalkıp bir duş aldım ve üstümü giyindim , Ahmet ile olan kavganın üstünden bir hafta geçmişti ve bugün nişan törenimiz vardı . Bir haftadır Ahmet'i görmüyordum . Ne yalan söylerim Ahmet'i özlemiştim ona karşı içimde değişik bir duygu vardı , ama bu aşk değil di , buna emindim . Aşağı indiğimizde Ahmet'in annesi latife hanım ile karşılaştım .
Nasılsınız latife hanım?
Iyiyim toprakcım sen nasılsın?
Teşekkür ederim iyiyim?
Kuaförler gelecek haberin olsun tatlım. Dedi .
Bende kafamı salladım , o sırada annem elinde bohça ile aşağı iniyordu .
Anne o ne?
Nişan bohçası . Alışverişe çıkmadınız mecburen bohçayı çıkartacağız ve Ahmet'lerin evine göndereceğiz .
Latife hanım gülümseyerek anneme bakıyordu , ben ise şaşkındım . O sırada içeri üç dört kişi girdi bunlar saçımı yapmak için gelen adamlardı . Nazlı güneş ve ben hemen oturma odasına geçtik .
Nasıl bir saç istersiniz ?
Topuz .
--
Kırmızı uzun bir elbise giymiştim , makyajımı da yaptım ve aşağı indim . Ahmet beni aşağıda bekliyordu nişan alanına beraber gidecektik . Arabaya bindiğimizde ikimizinde ağızını bıçak açmıyordu . Sonra ben bu sessizliği bozup . Konuştum
Özür dilerim .
Ne için?
Sana dediklerim için , ama benide anla lütfen korkuyorum .
Neden korkuyorsun?
Seni tanımıyorum nasıl biri olduğununu bilmiyorum , henüz üç haftadır tanışıyoruz ve nişanımız var..
Derken sözümü kesti ve
Korkmanı gerektirecek bir şey yok toprak sen istemediğin süreçte sana dokunmam .
A-anlamdım .
Bal gibi anladın toprak eğer istersen seni gelecek hafta Izmire götürebilirim . Finallerin olduğunu biliyorum .
Olabilir . Teşekkür ederim dedim .
Nişan yerine gelmiştik her şey çok güzeldi Ahmet kulağıma annem organize etti dedi. Çok güzel olmuş dedim . Etrafta lila ve beyaz rengi oldukça fazlaydı masa ve sandalyeler lila rengi kumaş ile kaplamıştı . İçeri girdiğimizde herkes bir alkış kopardı . Ahmet'in babası Hakan bey yüzüklerimizi takıp ikimizide öptü ve mutluluklar diledi . Herkesle görüştükten sonra . Nişan yerinden ayrıldık . Herkes evlerine dağılmıştı . Biz Ahmet ile biraz geç çıkmıştık o yüzden konağa herkesten geç geldim . Tam konağa girecekken Ahmet arkamdan bağırdı .
Toprak!
Efendim?
Biraz konuşalım mı?
Tamam .
Üşümüştüm kollarımı ovuşturdum ,üşüdüğümü anlayan Ahmet ceketini çıkarıp omuzlarıma koydu , kokusu çok güzeldi resmen sarhoş olmuştum . Koskoca sokağı sadece bir tane lamba aydınlatıyordu . Dayanamayıp sordum .
Ne konuşacaksın benimle?
Toprak ben.
Evet sen .
Ben b-en s-eni..