Yavaşça arkamı dönüp ağlamaktan gözleri kızarmış Toprak'a baktım, nasılda masum masum bakıyordu.
Son günlerde...
Evet son günlerde kırıcı olmamın sebebi hormonlardan kaynaklanıyor çabuk sinirleniyorum... Birde korktum be Ahmet.
Neden korktun Toprak.
Dedim yatağa doğru yaklaşıp ucuna oturdum. Gözlerine içine bakıp elimi karnına götürdüm bura da ikimizden bir parça vardı. İstemeden güldüm ve gözlerimi Toprak'ın gözlerine diktim.
Aldırma mı istersin diye korktum Ahmet.
Saçmalama Toprak ben ben senden asla böyle bir istemem! O bizden senden ve benden bir can onun yaşama hakkın babası olarak neden elinden alayım!
Dedim ya Ahmet Korktum! Sağlıklı düşünemedim. Yoksa bende bir anne olarak bebeğimin yaşama hakkını elinden alır'mıyım?
Sustum, bir şey demedim sinirlenmiştim bir bebeğim olacağını duydukça bütün sinirim yok oluyordu yatağın köşesinden kalkıp Toprak'ın yanına oturdum ve çenesinden tutup bana çevirdim. Masum masum yüzüme bakıyordu. Başını ellerimin arasına alıp anlını anlıma yasladım ve dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.
Seni seviyorum Ahmet! Son günlerde yaptıklarım için beni affet.
Şişt! Geçti hepsi hep yanındayım güzelim.
iyi ki varsın Ahmet! Seni seviyorum.
Seni seviyorum.
**
Toprak'tan..
Sabah erkenden kalkıp sahile yürüyüşe indim, bir kaç tane simit alıp eve dönerken bebek kıyafetleri satan bir mağaza gözdüm. Bembeyaz güzel bir beşik. İçime doğuyor bir kızım olacak. Bir çift pembe patik alıp eve döndüm ve kahvaltı hazırlamaya başladım bir süre sonra belimde hissettiğim ellerle irkildim ve arkamı döndüm yeşil gözlerini bana dikmiş Ahmet'e sırıtıp işime devam ettim. Domates ve salatalıkları doğrayıp Ahmet'e verdim oda masaya koydum diğer ek ürünleri'de masaya koyup çayı demledim ve yumurtaları kaynattım. Çocuklarda gelince güzel bir kahvaltı yaptık ve onları okula bıraktım. Eve geldiğimde Ahmet'i görmeyi hiç beklemiyordum.
Ahmet?
Canım?
Neden buradasın?
Burası benim evim değil mi?
Evinde, senin bu saatte işte olman gerekmez mi?
Senin doktora gideceğiz küçük hanım.
Ahmet gerek yok.
Ne demek gerek yok Toprak!
Yani ne bileyim test yaptım ben.
Nasıl yani Doktora gitmedin mi?
Hayır.
Ne demek gitmedim Toprak yürü doktora gidiyoruz!
Dedi ve önümden yürümeye başladı bende itaatkar bir şekilde hızlı adımlarla Ahmet'i takip ettim ve arabanın ön koltuğuna bindim. Araba hastanenin önünde durunca içimde ister istemez bir korku oldu. Ahmet elimi tutunca derin bir nefes alıp ''Kadın Doğuma'' çıktım ve sıra aldık. Adım söylenince derin bir nefes alıp Ahmet ile el ele içeri girdik. Doktor bana gülüp eli ile oturmamı işaret etti.
Ultrasona geçelim hanım efendi! Kan tahlili ve idrar sonucunuz çok iyi. Bebeğinizin'de öyle ama genede biz bir kontrol edelim. Doktora gülümseyip sedyeye uzandım ve göbeğimi açtım. Karnıma jel sürüp bakarken içimdeki müthiş heyecan bir an olsun gitmemişti. Doktor bana peçeteyi uzatınca göbeğimi silip sedyeden kalktım. Ahmet doktora meraklı bir şekilde ''Durumları nasıl?'' dedi. Doktor eli ile Ahmet'in sırtını sıvazlayıp .
İkisinin durumu'da gayet iyi delikanlı. Dedi. Bir kaç gene uyarı yaptıktan sonra hastaneden çıkıp çocukları okuldan aldık ve yemek yemek için bir restorana gittik. Güzel bir akşam yemeğinden sonra eve geldik çocukların hepsi salonda boncuk gibi dizilmişlerdi. Ahmet yanıma gelip ''Bilmeleri gerek saklayamayız'' dedi ona başımı salladım ve salona gittim. Eylül masum amsum suratıma bakıyordu.
Ne oldu anne?
Tatlım sizinle bir şey konuşmamız gerek.
Poyraz sert bir bakış atıp ''Ne oldu anne uykum var'' dedi. Ayazda kardeşine bakıp ''Evet anne uykumuz var çabuk söyle'' dedi. Ahmet çocuklara sert bir bakış atıp ''Saygılı olun çocuklar ayıp'' dedi ve yanıma oturdu. Elini karnıma koyup derin bir nefes alıp ''Kardeşiniz olacak'' dedi. Çocuklar bir süre yüzümüze bakıp yüzlerini astılar.
Ne oldu sevinmediniz mi? dedim. Bende üzülmüştüm şimdi. Eylül başını iki yana sallayıp ''Bizi artık sevmeyeceksiniz'' dedi. Poyrazda ''Evet o küçük olacak altına yapacak yemek yemeye muhtaç kalacak'' dedi ve ellerini göğsünde birleştirdi. Ayaz sustu sustu ve derin bir nefes aldı ayağa kalkıp elini karnımın üzerine koydu ''Ben ona ağabeylik yapmaya hazırım anne'' dedi. Sanırım hormonlardan beni bir ağlama tuttu. Ağlayınca tabi Poyraz ve Eylülde yanıma geldi. Bana sarıldılar babalarına sarıldılar Ahmet ''Ben hepinizi aynı eşitlikte seviyorum hepiniz benim canımsınız bir daha asla öyle düşünmeyin şimdi gelin bakalım'' dedi ve hepimize sarıldı Koca yürekli adam. Eylül babasına bakıp ''Kocaman bir aile oluyoruz babacım ne güzel değil mi?'' dedi. Ahmet başını aşağı yukarı salladı ve kızının anlını öptü.
Kim derdi Berdel ile evleneceğimi kim derdi Töreye kurban gideceğimi. Nefret etmiştim Ahmet'ten şimdi dördüncü çocuğumu bekliyorum. Şimdi düşünüyorum'da ne kadar ön yargılı ve yanlış yaklaşmışım. Deli gibi aşığım ben bu adama, seviyorum. Gülen yeşil gözlerine aşığım, koca yüreğine aşığım. Aşığım işte...