Bölüm 50 ~FİNAL~

3.9K 82 2
                                    

Akşam güneşi yüzüme vuruyordu , hava çok soğuktu . Toprak ve Eylül buz gibi toprağın altında yatıyordu , ağlamaktan gözlerim şişmişti , ama ne kadar ağlarsam ağlayım ne Toprak ne Eylül geri dönecekti .
Özür dilerim sizi daha fazla ısıtamadığım için çok özür dilerim . Dedim kısık çıkan sesimle . Toprak bu acı nasıl geçecek sanki biri göğüs kafesimi tekmeliyor nasıl geçecek bu acı kadınım . Dedim ama gene ses yoktu . Çok fazla canım yanıyordu ne yapacağımı nasıl alışacağımı bilmiyordum . Hiç bir şey bilmiyordum Poyraz ve Ayaz sensiz nasıl büyüyecek , ya Eylül onsuz onlar ne yapacak Toprak bana yardım güzel karım lütfen ...
HAYIR!! Diye bağırdığımda ofiste olduğumu fark ettim ve hemen Toprağı aradım . Aç şunu Toprak aç !
Alo hayatım.
Toprak Neredesin .
Nazlının yanındayım canım .
Eylül .
Oda yanımda canım .
Nasılsınız peki ?
Gayet iyiyiz bir şey mi oldu?
Hayır sadece merak ettim .
Biletleri aldım .
Tamam canım .
Dedim ve kapattım Toprağın sesini duymak içimi rahatlatmıştı . Sonrada geri işime döndüm ve dosyaları inceledim .

Topraktan .
Saate baktığımda dörde geliyordu . Ayaz ve Poyrazın saati yaklaştığı için ayaklandım . Ayaklandığımı gören Eylül hemen bağırdı .
Annee gitmek istemiyorum bak Canla ne güzel oynuyoruz dedi .
Bende üzgünüm tatlım abilerini almamız gerek hadi gel , dedim suratını asarak önümden gitti , Nazlıda buna gülmeden edemedi . Tabi bende ...
--
Akşam arabaya binip Mardin için yola koyulduk , saranın düğünü vardı , İspanyol sevgilisi ile evlenecekti . Arabayı bir Ahmet bir ben kullandık o yüzden ikimizde fazla yorulmadık ve gece üç gibi Mardin midyata geldik , Konak'ta çok fazla telaş vardı . Sara bizi görür görmez hemen boynumuza atladı . Eylül'de sarayı görünce bir bağırdı kopardı ve paytak paytak hala diye yanına gitti.
Sabah saat birde kalktık . Hemen latife hanım ve Hakan beyin yanına gittik onlarda bizi çok özlemiş olacakki Hakan bey hiç susmadı , akşama kadar saranın yanında durdum akşamda Nazlı , Mehmet ve can geldi Nazlı ve Mehmet'in oğlu Eylül ile aynı yaşdaydı Nazlı beni görünce hemen yanıma geldi , biraz konuştuktan sonra saranın yanına girdik , çok güzel olmuştu , o aşağı inerken bizde terastan aşağı Bakıyorduk . Sara aşağı inerken davul zurna hiç susmadı , davul zurna sustuktan sonra bizde aşağı indik . Ahmet kucağında Eylül ile etrafta geziyordu , poyraz ayaz ve Can'da oyun oynuyordu . Sonra Ahmet'in kulağına yaklaşıp .
Çok sıkıldım biraz çıksak mı? Diye sordum . Oda beni başıyla onayladı . Ve dışarı çıktık . Poyraz ve Ayaz Eylül'ün elinden tutmuş önden önden geziyordu , sonra bir yerde durup Ahmet ve benim yüzüme baktılar . Sonrada Ahmet bana dönüp .
Burayı hatıladın mı? Diye sordu .
Bende önce etrafa baktım sonrada Ahmet'e dönüp .
Evet dedim .
Gülerek yürümeye devam ettik .
Ahmet'le burada tanışmıştım , onun kocam olacağını bilmiyordum . Ama kocamın onun gibi birisi olmasını istiyordum . Ahmet'i sevdiğimi ona aşık olduğumu bir süre kendime itiraf edemedim ama .. Sonradan emin oldumki ben bu adama deli gibi aşıktım . Iyi ki Ahmet benim kocamdı iyi ki onunla evliydim , sonumuz neydi bilmiyorum ama Ahmet'i deli gibi sevdiğimi ona çok aşık olduğumu çok iyi biliyordum ....

TÖRE!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin