"Sahi neydi o kural!
Sevince mi kaybediyorduk?
Kaybedince mi seviyorduk?"😥😥
Yaklaşık 5 dakikadır açık olan gözlerim ruhsuz bir şekilde sadece tavanı izledi.
Yalnızdım.
Bana yanındayız demişlerdi, ama ben yine biraz da olsa inanıp salaklık etmiştim.
Kim benim yanımda vardı ki onlar olucaktı? Yanımda olmasını istediğim tonla insandan biri bile yoktu.
Hep yalnız kalmak zorundamıydım?
Allahım nolur son günlerimde bari beni tek bırakma. Senin varlığını biliyor, hissediyorum. Evet.Ama yanımda, elimi tutan, saçlarımı okşayan, sıkıca sarılan, bana sevgi dolu bakan biri olsa olmaz mı?
Ya da sadece yanımda otursun.
Ona bile razı olacak kadar aciz bir duruma mı düştüm ben tanrım?Camın olduğu tarafa doğru dönerek ellerimi başımın altına koydum. Cenin pozisyonuna geldim. Kendi mi bu küçük yatakta neden bu kadar fazlalık hissediyordum. Daha da küçülttüm Kendi mi. Ağrıyan bedenim umrumda değildi.
Ağlamadım bu sefer. Yeteri kadar kendimi aciz durumuna getirmiştim zaten. Kimseye kendimi acındırmak istemiyordum. Kimse. Kimse yoktu ki zaten yanım da. Acı içinde tebessüm ettim.
Kapı çaldı. Gelenin doktor olacağından neredeyse o kadar emindim ki tepki vermedim. Camdan dışarıya bakmaya devam ettim. Zar zor aldığım nefesler içimi yakıyordu.
Kapı bir süre sonra telaşla açıldı. Yinede bakmadım. Zor aldığım nefesler sinyal mi yollamıştı doktorlara. Kafamı omzuna ilk kez güvenle koyduğum buğrayı bile burda görmek beni havalara uçururdu. Beni buraya atıp gitmişlerdi. O kadar değersizim işte. Benle uğraşmak istemediklerine emindim.
Öyle bir umut.
Bu sefer belki dedim.
Bir kez."Asya!" İrkilerek kendime geldim. Ne oluyor du.
Karşımda duran kişilerle şok oldum. Çürük kalbim umutla çarptı ilk kez.
Burdalardı. Gözlerindeki telaşla ne olduğunu anlamadım. Elim kalbime gitti. Ölen kalbime. Hiç hissetmeyen kalbim neden canımı acıtacak şekilde atıyordu. Umursamadım.Benim için mi burdalardı. Gitmemişlermiydi? Gözümden akan bir damla yaşla dişlerimi sıktım. Hem mutluluk hem acı aynı anda vuruyordu bedenime.
"Nefes al! Sakin ol. Sakin ol." Yanımdaki alaza baktım. Ne ara yanıma gelip elimi tutmuştu. "Ağlama. Çok mu acıyor?" Diye sordu gözlerindeki hüzünle. Mutluluktan ağladığımı bilseler ne yaparlardı. "Nefes al. Hadi. Bak iyisin. Sakin ol."
Bedenim onun sesine karşı gelemedi. Yavaş yavaş kendine gelen nefesim, beni güçsüz düşürdü. Bedenimdeki acılara alışmak berbat olsada, ölüme giderken ilk defa beni düşünmeleri beni kendime getirdi.
"Siz?" Diye sordum. Sesim çıkmışmıydı bilmiyorum. Ama umarım beni duymuşlardır. Gittiklerini düşünmüştüm. İlk defa yanılmıştım. "Siz.. buradasınız?" Emin olmak istiyordum. Önceki gibi olmak istemiyordum.
"Yine beni ayağına getirdin lan!" Şiddetle hastane odama giren babamla yerime sıçradım. Aile yakınım olarak onu mu çağırmışlardı? "Niye kurtulamıyorum lan ben senden!" Gözlerimden akan yaşlar, sözleriyle birlikte bir kez daha canımı yaktı. Ben onlara bişey yapmamıştım. Ne istiyorlardı benden.
"Ben çağırmadım." Diyebildim kısık sesle. Keşke gelmeseydi. Keşke ölseydim.
"Sus Lan!" Yerime sindim. Arkasından içeri giren annem ve ablamla iyice gerildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUDUM
General FictionBir Adam, bir kadına ne kadar yardım edebilir. ya da bu yardım maddi bir yardım mı olur? yoksa manevi mi? Peki bir adam, bir kadını aşkıyla iyileştirebilir mi? Galiba oldu... Ben Asya Özüm'ü hayata geri çevirebilmek için çok çalışan bir adam girdi...