bilinmezlik...

514 61 5
                                    

Hayatınızda bir dönüm noktası olur ya, benim dönüm noktam alazları gördükten sonra değil asıl şimdi başlıyordu.

Ben tekrar yaşamaya hak kazanmıştım. Ölüp, tekrar dirildim... ve bu sadece onlar sayesindeydi.

Gözlerimi açtığımda yaklaşık 3 gündür uyuduğumu söylemişlerdi. Şimdi ise doktor son kontrolleri yaparak, içeri alazları alacaktı.

O kadar heyecanlıydım ki sanki 1 yıldır görüşmüyordum onlarla.

"Tekrar söylemek isterim ki, hayatımda gördüğüm en güçlü kızsın. Ve hayata tutunduğun için en az dışarıdaki adamlar kadar bende mutluyum. Tekrar geçmiş olsun kızım." Diyerek tebessüm eden doktoruma baktım. Benim öldüğümü söylemelerine rağmen bırakmamış kalp masajına devam etmişti. Bunu da beni kontrole gelen doktordan öğrenmiştim. Çok minnettardım bu doktora.

"Çok teşekkür ederim." Dedim gülümseyerek. "Sizin sayenizde allah sizden razı olsun."

"Bence delikanlıları daha fazla bekletmeyelim yoksa hastaneyi başımıza yıkacaklar. Girmek için bekliyorlar. Ben çıkayım da onlar gelsin yanına." Heyecanla kafamı salladım. O kadar görmek istiyordum ki onları... "ama, anı hareket, üzüntü yok.." diye yalan bir tehditle uyardı beni doktor. Gülümseyerek kafamı salladım.

Doktor odadan çıktıktan 2 saniye sonra hızla kapı açıldı. O kadar halsizdim ki. Ama kendimi daha iyi hissediyordum. Insanın sağlıklı olması kadar güzel bir şey daha yoktur heralde. Hızla yanıma gelen alaz, aynı hızla elimi tutup öptü. Yanıma oturdu. Digerleride gelip yanağıma öpücük konudurp yanıma oturdular. Işte şimdi ağrılarım yok olmuştu.

Gözümden düşen yaş acıdan dı...
Geçmişimin acısı...

Kim derdi ki bir gün iyileşeksin diye. Kim derdi ki bu kadar sevileceksin diye.

Önceden olsa çok isterdim şu zor zamanlarda yanımda annemin, babamın olmasını... Ama şuan gram değeri yoktu artık. Canım öyle acıyor ki, bu acıydı asıl beni öldüren. Benim kalbim kırıktı bi kere. Doktorlar ne yapabilirdi ki... içim yanıyor benim.. kavruluyor şu kalbim...

"Allahım sana şükürler olsun..." gözleri dolan adam, bana hayatımda verilen en büyük hediyeydi. Evet kalbim paramparçaydı ama, bu adam o küçük parçalara yerleşmişti. Her parçama yerleşmişti. Bir kazıkda alazdan yesem hicbir şeyin değeri kalmazdı gözümde. Yaşadığıma şükür eden, gözlerinden aşkı belli olan bu adam benim dönüm noktamdı.

"Ölüyordun... beni bırakıyordun, bizi sensiz bırakmadın çiçek kokulum..." elimi öptü tekrar. "Teşekkür ederim.. bu sefer ben sana teşekkür ederim."

Bir elini yanağıma yerleştirdi. Yavaşça yanağımı okşarken gözleri saçlarıma takıldı. Ameliyat için saçlarımı kesmişlerdi. Erkek gibi duran 0 saçımla, bu sefer ona ağladım. Yillarca bir kez olsun okşanmayan, hep çekilen, kesilen saçım artık hiç yoktu. Bazen aynanın karşısına geçer ağlarken saçlarıma dokunurdum. Beni istemsiz rahatlatırdı.

Ama hep keserdim, gören kısa saç sevdiğimi sanardı. Ama gerçek hep bende saklı kaldı. Saçlarımı sırf babam çekmesin diye, ellerine dolayacak boyutta olmasın diye keserdim. Çok zoruma giderdi ama, saçımın kökünden kopacak gibi çekilmesi daha da zoruma gidiyordu. Ben bunu haketmemiştim.

"Hayatımda ilk defa saçım bu kadar uzamıştı. 1 senedir saçımı hiç kesmemiştim biliyor musun?" Gözlerimden yaşlar bir bir düşerken, dudaklarımı birbirine bastırdım.
Elimi kafama koydum.

"Bunun hesabını kim verecek bana... Önceden saçımı çekmesinler diye kısacık yaptığım saçlarımın, şimdi sıfır olmasının hesabını kim verecek bana... beni bu görüntüden kim kurtaracak?"

UMUDUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin