"Bir çiçeğe nasıl ki ilgi gösterdiğinde, tekrar yapraklarını açıyorsa;
Bir insan da ne kadar fazla değer görürse, o kadar iyileşir..."💔💔💔💔
Güne huzurla mı açtım gözlerimi?
Bu hayatta benim de güzel uyanabileceğim bir sabah olduğuna inanıyor musunuz? Ben inanmıyorum. Yanı ihtimallerimi yok ettiler.Aslında ben yok etmiş olabilirim. Her gün acıyla uyanmayı kendime şart koşmuş olabilirim.
Nefesim giderken nerde ve nasıl olduğumu dahi hatırlayamadım. Her zaman ki gibi kalbimdeki ve beynimdeki o sancı beni uyandırdı hayata.
Aç gözlerini dedi. İnatlaştı benimle belkide. Daha çok acı çekmen lazım dedi heralde. Ölü olan bedenimi, iyice öldürmek istedi belkide hayat.
Ne ara uyudum ben?
Daha doğrusu uyudum mu ben?
Bayılma olasılığım bana daha yüksek geldi.Derin bir nefes çekmeye çalıştım içime. Acılarım dinsin istedim. Oksijeni içime temiz çekeyim istedim.
Olmadı.
Elim, uyuma ile uyanıklık arasında giden bilincimle kalbime gitti. Diğer elim odağını şaşmadan nereye gideceğini ezberlemiş gibi kulağımın 3 parmak üstünde kendine yuva kurdu.
Dişlerimi sıktım. Çenem parçalanacak gibi hissettim.
Nefes al. Nefes al. Nefes al.
Sakin ol. Sakin ol. Sakin ol.
Uyuşan bedenimle şiddetli ağrımın biraz dindiğini hissettiğimde ellerimle baskı uygulamaya bir son verip gevşedim.
Alnıma değen bir el ile irkilirken gözlerim açıldı.
"Sakin ol." Diye usulca endişe içinde konuştu aras.
Onu görünce içimde biriken korku yok oldu aniden. Derin bir nefes verdim yorgunca.
"İyi misin. Çok mu ağrın var yine." Dedi. Az önceki durumumu görmüştü anlaşılan.
"İyiyim." Dedim. Öyle ruhsuz, öyle bitkin, öyle yorgunum ki. Gerçekten sadece çalışan organım gözlerim ve ağzımmış gibi hissediyorum.
Odanın kapısı aniden açılınca, baygın gözlerimi kapıya doğrulttum.
Berke, buğra, alaz ve ateş kapıdan içeri girerek yanıma ulaştılar.
İyice çöken bedenimi ve yüzümü incelediler bi süre. Gözlerimi kapattım. Onların bana acıyarak bakmasını istemiyordum. Bende biliyorum zaten git gide eriyen bedenimi.
"Bugün hastaneye yatırılıcaksın asya." Dedi alaz. Gözlerimi açmak yerine iyice sıktım. Ağlamak istemiyorum. "Artık kurtulacaksın." Umutlanmak, acizlikti şu durumda bana göre. " İyi olacaksın çiçek kokulu."
Gözlerim son dediğiyle kendiliğinden açıldı. Gözlerim dolu dolu olurken sadece tavana baktım.
Keşke diye geçirdim içimden. Keşke, annem Yanım da olsaydı da; o bana çiçek kokulum iyileşeceksin deyip sarılsaydı bana. Yada boşverin.
Keşke, sadece susarak saçlarımı okşasaydı biraz. İyileşirdi belki çürük kalbim. Umutla dolardı. O umut sarardı yaralarını.
Yüzleştiğim gerçek yine bir tokat attı bana. İstemiyorum. Kimsenin beni sevmediği, bir çöpten farksız görmediği dünyada yaşamak istemiyorum.
"Konuş asya." Dedi bu kez ateş. "Konuş kardeşim." Yumuşacık çıkan sesiyle ve duyduğum kelimenin şaşkınlığıyla ateşe baktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUDUM
Ficción GeneralBir Adam, bir kadına ne kadar yardım edebilir. ya da bu yardım maddi bir yardım mı olur? yoksa manevi mi? Peki bir adam, bir kadını aşkıyla iyileştirebilir mi? Galiba oldu... Ben Asya Özüm'ü hayata geri çevirebilmek için çok çalışan bir adam girdi...