"Işte şimdi evimdeyim...
Benim evim sensin asya..."🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁
Hastaneden çıkalı 4 gün oldu. O günden sonra eski ailem olmayan insanları hiç görmedim. Alaz benim hatrım için onları ölümle cezalandırmadı, lâkin tabiki de bir ceza verdi. Verdiği cezayı bana hiç söylemese de, ölüm olmadığı için için rahattı. Yanımdan 1 dk bile ayrılmayan bu adamlarla bir kez daha şükrettim.
"Allah aşkına nerde bu dosya." Ben dinlenmem gerektiği için odama geçerken, alaz da benle gelmişti. Beni sıcacık kolları arasına alıp sardığında, çok huzurlu bir uyku çekmiştim. Sabah uyandığımda ise; Alaz kalkmış üstünü giymişti. Şimdi ise yaklaşık yarim saattir dolapları karıştırmasıyla ne aradığını anladım.
"Hangi dosyadan bahsediyorsun?" Bana baktı. Yanıma yaklaşıp kafama bir öpücük kondurdu. Ben onun kokusuyla mayışırken benden biraz uzaklaştı. Merakla ona baktım.
"Mavi bir dosya vardı burda. Dolaba koymuştum, ama şimdi bulamıyorum. Çok önemli bir dosya benim için. Içinde baya önemli notlar var." Anladığıma dair kafamı salladım. Daha sonra aklıma gelen dosyayla tekrar alaza baktım.
"Ben onu çantana koydum. Kaybolmasın diye. Yanı o dosyadan bahsediyorsan eğer, masanın üstündeydi. Bende alıp koydum bi bak istersen." Gülümseyerek çantasına baktı. Bulduğu dosyayla tekrar gülümseyerek bana baktı. Bende gülümsedim.
Kesinlikle bu adamın gülüşü, karşısındakine de bulaşıyor. Bian başkalarının yanında gülümsemesi aklıma geldi. Yüzümdeki gülümseme solarken, onun da değişen yüzümle kaşları çatıldı. Yanıma yaklaştı. Ellerimi tutup yanıma oturdu.
"Bişey mi oldu güzelim?" Bana merakla bakmasıyla bende ona baktım.
"Sen herkese gülümsüyor musun böyle?" Diye sordum hafif sert sesimle. Yüzü ilk bas ne alaka olduğunu tartarcasına kasıldı. Daha sonra aklına bişey gelmiş olacak ki yumuşayan yüzüyle bana baktı tekrar.
"Yanii. Genellikle herkese gülümserim. Doğam bu." Dedi alayla. Sinirle vurdum koluna. İnleyerek kolunu tutarken, teessüf eder gibi baktı bana. Kaşlarımı çattım.
"Niye gülümsüyorsun? Kimseye gülme!" Benim sert sesim onda etki etmiyor olacakki kahkaha attı. "Ne gülüyorsun ya?!" Diyerek bir kez daha vurdum.
"Bak güzelim 2 oldu koluma vuruyorsun, canım acımıyor ama sonu kötü olacak hee." Bana yaklaşmasıyla yutkundum. İma ettiği şeyi anladığımda direk yerimden kalktım. Muzip bakışlarla, yandan sırıtışı kendini tamamlarken oda ayağa kalktı. Yavaşça bana yaklaşmasıyla yutkundum tekrar. Geri geri giderken sırtım soğuk duvara çarpınca durmak zorunda kaldım. Iyice dibime girdi. Kokusu genzime dolarken gözlerimi kapattım.
Kulağımın dibinde sıcak nefesini hissederken, titrek bir nefes verdim. Kalbim atıyor olmanın hakkını verirkin onu kalbinin sesleri de benim kulağıma doldu. Bu kadar çokmu heyecanlanıyor benim için. Gözlerim kapalıyken gülümsedim. Bir elimi kalbinin tam üstüne yerleştirdim.
Dizlerim titrerken ayakta zor duruyordum gerçekten. Heran bayılacak vaziyetteyim. Sanki bunu hissetmiş gibi kocaman elleri bellerime yerleşti. Incecik belimi tüm eliyle sararken kendine çekti biraz daha. Derin bir nefes çektim içime.
"Sana bitiyorum be gülüm..." Dediğiyle içim huzurla doldu. Diğer elimi omzuna yerleştirdim düşmemek için.
"Bana gülüm deme, gülün ömrü az olur..." dedim fısıltıyla. Bu aklıma nerden geldi hiç bilmiyorum ama söylemek istedim. Mal.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUDUM
General FictionBir Adam, bir kadına ne kadar yardım edebilir. ya da bu yardım maddi bir yardım mı olur? yoksa manevi mi? Peki bir adam, bir kadını aşkıyla iyileştirebilir mi? Galiba oldu... Ben Asya Özüm'ü hayata geri çevirebilmek için çok çalışan bir adam girdi...