umut :)

650 66 2
                                    

"Sen kendini sev, herkes seni sevsin.
Sen kendini bırakma, herkes seninle olsun."

🍃🍃

Hani koca bir daldan, incecik bir yaprak altına sığınırız ya bazen, o bize arkadaşlık etsin diye. Büyükte aramayız sevgiyi, küçükte ararız. O bize sığınak olur, yuva olur, aş olur...

Ben kimseye sığınamadım. Benim evim olmadı. Hiçbir sıcaklık hissetmedim ben.
Dallarım kırıldı benim. Yaprakların soldu, çürüdü.

Kimsem olmadı. Kimse bana güzel yaklaşmak zorunda değildi. Öylede oldu. Ben kalbimin çürüdüğünü  öğrendiğimde bile, "acaba ailem üzülür mü?" Diye düşündüm.
Onlar üzülmedi. Çürümeye yüz tutmuş kalbimi iyice çürüttüler. Ben onlara ne yapmıştım ki? Ne suçum vardı? Evet doğarak hayatta ki tüm şansımı kullanmışım. Uğursuz gelmişim onlara. Kehanet bekçisi ilan edilmişim.

Beni hergün öldürmek isteyen ailem vardı benim. Benden o kadar nefret eden.

Şimdi biri karşıma geçmiş... sana kalp bulduk diyor. Bunu söylemek bile o kadar kolay ki. Bulduk. Oldu. Kalp bulduk. Kalp. Bulduk.

Kendimi nasıl hissediyorum biliyor musunuz?

Sanki kalp bir oyuncakmış da, bana onu alarak çok güzel yapmış gibiydiler.

Sevinemedim. Gülemedim. Eğlenemedim.

Bu haber beni yıktı. Öldürdü. Mezarımı erken kazdı. Hissizleştim. 

Sevinmem lazımdı. Havalara uçmam belkide. Kahkaha atmam lazımdı.

Ama ben ağladım. Ama bu öyle bir ağlamaydı ki. İçim ağladı. Kalbim ağladı. Beynim ağladı. Hıçkırarak ağladım.

Ailemin, öz ailemin, canımdan olan insanlar değil de...

Ne biliyim...

Kırıldım...

Ellerim yaş dolu yüzüme gitti. Kapattı küçük ellerim yüzümü. Ağladım durmadan.

"Lan!" Dediğini duydum alazın. Yanıma koştuklarını hissettim. "Ne Oldu!" Dedi telaşla. "İyi misin Asya!" Cevap veremedim.

Ben öleceğimi kabul ederken, birden çıkıp "Kalp Bulduk." Demeleri. Neye uğradığımı şaşırdım.

"B-ben." Diyebildim hıçkırıklarımın arasında. Karşılarında hep ağlamak beni sınır etmeye başlasada elimden bişey gelmiyor. "Ben ölecektim." Dedim. Kalbimin hızı öyle bir artmıştı ki. Mutluluk mu? Hüzün mü? Ne bu? Allahım ben ne yaşıyorum. "Beni neden yaşatmaya çalışıyorsunuz." Kısık sesim beni mahvetti. Yıkıma uğradım.

"Sen yaşayacaksın asya." Dedi aras. Sesi mi titremişti? Bu adamlar bana ne yapıyor böyle? "Yaşamayı en çok sen hakediyorsun." Elimin ve kolumun üstünde ellerini hissettim. Bi Kaç saniyeliğine huzur bulduğuma yemin edebilirim. "Seni yaşatmak için elimizden ne geliyorsa yapıcaz. Seni kaybetmiycez." Öyle güven verici konuşmuştu ki inanasım geldi. Yada inanmak istedim.

Kafamı kaldırdım. Kalan gücüm yine tükenmişti. Yine bitmiştim. Hepsine tek tek baktım. Yüzleri ifadesiz dursada, gözleri benim halimi bana yansıttı. Yıkılmış. Beni böyle görmek onları da üzüyor olmalı.

Benim için savaşan insanlar olması... ben bile artık kendimi salmışken, şimdi...

Yaşıyacak mıyım?

Neden hala ölecekmiş gibi hissediyorum.

"Boşuna uğraşmayın." Dedim titreyen sesimle. Ben vazgeçtim, diyemedim. "Ölücem ben. Hissediyorum." Öyle kırılgan bir kız olmuştum ki, kırıla kırıla. "Herkes beni öldürmeye çalıştı. Başardılar. Beni öldürdüler zaten. Siz ölü birisini yaşatmaya çalışıyorsunuz."

Nefesim gitmek üzereydi. Kalbim sıkışmıştı yine. Beynim zaten işlevini kaybedeli çok oluyor. Gözlerim kısık hale geldi.

Yoruldum.

Yine yoruldum.

Ruhum, bedenimden önce çöktü. Ruhum, beynimden önce öldü.

"Sana söz." Dedi buğra. Kayan gözlerim ona döndü baygınca.

"Sen bizim uğruna her şeyi yapacağımız tek kişi oldun." Dedi berke.

"Sen nefes alıcaksın. Senin çöken bedeninde, ruhunda, ellerimiz de can bulucak." Dedi ateş.

Gözlerim giderken, bir teşekkür daha koptu dudaklarımdan. "Teşekkür ederim."

"Sen yaşayacaksın, çiçek kokulu."

🥀😥

Ah asyam. Çiçek kokulum.

Evet arkadaşlar kısa atıyorum ama, inanın zamanım olmuyor pek. :((

Asya iyileşecek mi acaba?

Bakalım neler olacak çiçek kokulumla.

🌺🌺🌺

UMUDUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin