~İlkler ve sonlar...~
.......................
Bu gece beni nelerin beklediğini bilmeden, derin bir nefes alarak odamdan çıktım.
Içimdeki heyecan duygusu kesinlikle alazın beni beğenip beğenmemesi ve bu akşam içindi.
Yavaş adımlarla merdivenleri inmeye başlarken, ayakkabımın çıkardığı tok sesle; aşağıdaki adamların kafası bir bir bana döndü. Heyecandan ve stresten ellerim titrerken, avuç içlerimi elbiseme sürdüm. Düşüp bayılmasam iyiydi.
Hepsi donup kalırken yanlarına ilerledim.
"Oha," diye mırıldanan ateşin sesi kulaklarıma dolsada, gözlerim alazdan başka bir yöne çevrilmiyordu. Giydiği takım elbise üstüne fazlasıyla oturmuş, tüm kaslarını 'ben burdayım' dercesine belli ediyordu. Şimdi ben bu adamı göndermesem, evde kalsak haklı sayılmazmıyım?
"Çok güzel olmuşsun," diyerek bana bir adım attı alaz. Aramızdaki mesafe azalırken, bende kafamı kaldırıp ona bakmaya çalışıyordum. Gözlerinde ki ışıltı bana kadar geçerken gülümsedim. Bir adım daha atarak aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdi. Elleri belimi bulurken, benimde ellerim omuzlarına tutundu. "Seni götürmek istemiyorum, seni sadece kendime saklamak istiyorum. Gelmesen mi?" Diye masumca ve kısık sesle konuşunca, nefesim kesildi.
"Olurr, sende gitmeyeceksen neden olmasın." Dedim hoş bir tınıyla. Onun kokusu, bakışları, nefesi, sesi; beni ortamdan soyutlaştırırken derin ve kesik bir nefes çektim içime. Tüm uvuzlarım onunla dolarken, kendimi cennette hissettim.
"Ah ulan ah!" Dedi ve alnımı öperek zar zor kendini geri çekti. Içim gidiyormuş gibi baktım ona. Ela gözlerinde kaybolup, bir daha ordan çıkmak istemiyordum. "Gidelim, yoksa çıkamayacağız!" Güldüm. Bana kısa bir bakış atıp elimi tuttu. Ellerimize baktım, yüzümü kocaman bir gülümseme ele geçirirken.
"Bizi unuttunuz ama, olsun affediyorum sizi bu seferlik." Diyen berkeye bakarak güldüm. "Asya bune güzellik, bian tanıyamadım." Berkenin yanağına ufak bir öpücük kondurdum. " Ah allahım! Ben böyle iltifatlar ettiğimde beni öpeceksen, her dk söylerim."
"Bana diyorsunuz ama kendinize bakın asıl. Bu kadar kas yapmanıza ne gerek varki!" Dedim sitemle. Jilet gibi takımlar giymişlerdi. Ne yalan söyleyeyim bakanın dönüp bir daha bakacağı türden cinslerdi bunlar. Hayvandan bahseder gibi konuştun ama neysee.
"Eee napalım güzellik, kendimizi korumak için yapıyorduk; artık seni korumak için yapıyoruz bu kasları." Ateşe sırıttım.
"Aferin aferin," onlar bana gülerken, alaz da elimi bırakmadan kapıya ilerledi. "Gidiyoruz galiba." Dedim. Alaz kafasını sallarken dışarı çıktık. Mehmet kapının yanında bizi beklerken, arabaya ilerledik. Büyük bir jip e bindik. Benim yanımda alaz ve berke; karşımızda ise aras, ateş ve buğra oturuyordu.
Elimi hiç bırakmayan alazla kafamı omzuna yasladım. Hala tam iyileşmediğim için olsa gerek, bir halsizlik vardı üstümde. Ama çok iyi hissediyordum. Arabadaki hafif müzik uykumu getirsede kendimi tuttum. Uykulu, uykulu gitmek istemiyorum davete. Içimdeki stres ortaya çıkmaya başlayınca gerildim. Ilk defa böyle bir ortama giricektim ve dahası bu ortam normal bir davetten biraz daha tehlike barındırıyordu.
"Stres yapma, korkma." Dedi alaz kulağıma fısıldayarak. "Ben yanındayım, sana zarar gelmesine izin vermem. Hepimiz yanında olucaz." Derin bir nefes alarak, üstümdeki stresi atmak istercesine geri verdim. Onların yanımda olduğunu bilmek beni rahatlatıyordu.
Araba birkaç dakikanın sonunda dururken, başımı kaldırdım. Karnıma kramplar girerken kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Ortama girmenin heyecanı kolay gitmeyecekti üstümden. Arabanın önünde fark ettiğim onlarca kameraman ve gazeteci beni iyice gersede sakin olmaya çalıştım. Arabadan ilk önce erkekler teker teker inerken, korumalar etrafımızı sararak insanları uzaklaştırmaya çalışıyorlardı. Arabada tek ben kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUDUM
Narrativa generaleBir Adam, bir kadına ne kadar yardım edebilir. ya da bu yardım maddi bir yardım mı olur? yoksa manevi mi? Peki bir adam, bir kadını aşkıyla iyileştirebilir mi? Galiba oldu... Ben Asya Özüm'ü hayata geri çevirebilmek için çok çalışan bir adam girdi...