Okumaya geçmeden önce, bugün biraz kısa bir bölüm atacağımı belirtmek isterim...
Yoğun olduğum için yazma fırsatım olmadı, ama yarın veya salı günü bir bölüm daha atarak eşitlemeye çalışacağım.
Sizi seviyorum..
Hadi okumaya...
........
Gözlerimi açtığım bu yeni günde, yüzümdeki gülümseme yerini bulmuştu. Sabah sabah yüzümdeki tebessümün sebebi tabiki alazdı.
Sabah erkenden kalkmış, başıma bir öpücük kondurmuş ve kalkıp hazırlanmıştı. Tabi ben onun öpücüğüyle uyanmış, o kalktığından beri ise onu izliyordum.
"Bu kadar erken kalkmasaydın keşke." Yerimde doğruldum. Sırtımı arkamdaki yatak başlığına yasladım.
"Sana kahvaltı hazırlamamı ister misin? Aç acına gitme işe. " alaza yönelttiğim soruyla es değer ayağa kalkmaya başlamıştım bile.
"Yok güzelim. Geç kalıcam. Zahmet etme. Sen biraz daha iyi dinlen daha çok erken. Hem yarın ameliyatın var unutma. Dinlenmene bak." Onun sesinde ki korkuyu anladığımda sıkıntılı bir nefes verdim.
"Lütfen yapma böyle." Dedim kısık bir sesle. "Ne olacaksa olur artık. Allahın izniyle birşey olmaz." Yanıma geldi. Ellerimi tuttu. Düşen yüzüyle bana baktı bi süre. Gözlerindeki korku beni uzsede yapabileceğim birşey yoktu.
"Dayanamam." Dedi. Gözlerimi kapattım 1-2 saniye. Içine derin bir nefes çekti. "Eğer birşey olursa... Dayanamam..." Gözlerimi açtığımda alaza baktım. Yaşaran gözlerle aniden ona sarıldım. Sımsıkı sardım onu. "Ben senin sıcaklığını kaybedersem... kokunu alamazsam... sesini duyamazsam... kendimi kaybederim." Belimi sımsıkı saran kollarıyla, kafası boyun girintime yerleşti.
Bir elimi usulca kaldırıp saçlarını okşadım. "Korkma... ordan sağlam çıkacağım." Derin bir nefes alıp geri çekildi, elleri belimden ayrılmadan. Gözlerime sanki dedigimi doğrulamak ister gibi baktı. Tebessüm ettim.
"Söz mü?" Masum çıkan sesine karşı dudaklarımı birbirine bastırdım. Bunun sözünü nasıl verebileceğimi bilmiyordum.
"Yapma... lütfen..." acı içinde çıkan sesimle, beni tekrar göğsüne çekip sarıldı. "Bende burdan, evimden, yuvamdan, senden ayrılmak istemem. Ama pozitif bak. Kurtulma olasılığına bak. %1 olasılığı bile iyi düşün. " ondan ayrılıp ayağa kalktım.
"Hadi geç kalacaksın. Yürü koca adam. " O bu dediğime gülerken, gülüşünü izledim. Iç çektim. Yanıma yaklaşıp burnumun ucuna küçük bir öpücük bıraktı. Elimden tutarak aşağıya inmeye başladı. Kapıya kadar onla gittim.
Kapıyı açtığında bende onunla çıkacakken beni durdurup kapıyı biraz kapattı. Ne olduğunu anlamadan alaza baktım. Kaşlarım çatıldı.
"Bu halde çıkmayı düşünmüyorsun heralde." Gözleriyle üstümü işaret ettiğinde, kafamı eğip üstüme baktım. Altımda gri bir bol şort ve gri bir bluz vardı. Anlamayarak tekrar alaza baktım.
"Ne var ki halimde?" Diye sordum. Gözleri sinirle parlarken, kapıyı tamamen kapattı. Bana yaklaşarak beni duvarla kendi arasına aldı. Ben titrek bir nefes alırken üstüme eğildi.
"Ne mi var? Üstünde olmayan kıyafetle nereye çıkıyorsun?"
"Yoo. Üstümde ya kıyafetlerim." Dedim masumca. Her zaman dışarıda da giydigim klasik şekilde bir kıyafetti. Alaz hayretle bana bakarken kafasını yukarı sabır dilenir gibi kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUDUM
General FictionBir Adam, bir kadına ne kadar yardım edebilir. ya da bu yardım maddi bir yardım mı olur? yoksa manevi mi? Peki bir adam, bir kadını aşkıyla iyileştirebilir mi? Galiba oldu... Ben Asya Özüm'ü hayata geri çevirebilmek için çok çalışan bir adam girdi...