37

1.2K 86 9
                                    


Ertesi gün tüm gün poliklinikte olmak hamileliğimin vücuda gönderdiği sinyaller yüzünden zorlanmama neden oluyor. Hasta olmayan saatlerde kendimi dinlendirmek için sık sık muayene koltuğuna uzanıyorum. Ara sıra Yusuf'un izne ayrılmam hakkındaki düşüncelerini haklı bulsam da odaya giren her hasta da yeniden vazgeçiyorum. Doktor olmayı bu yüzden çok istemiştim zaten ben insanlara yardım ettikçe mutlu oluyordum. Yine de haftanın bazı günleri izinli olmak için bashekimle konuşmayı aklımın bir köşesine yazıyorum.

Mesaimin bitmesine dakikalar kala, çalan telefonumu açmak için uzandigim yerden doğruluyor. Yardımcı hemşirem yani Asya benden önce davranıp masada duran telefonumu bana uzatıyor.

" Yusuf?"

" Züleyha'm nasılsın güzelim?"

" İyiyim Yusuf sen?"

" Anlaşıldı yanlız değilsin. Ben şimdi hastaneye doğru geliyorum seni almaya benden önce çıkma diye aradım."

" Arabam vardı."

" Olsun yarın alırız onu, hem sana sürprizim var. Hadi hazırlan da in bahçeye."

Yusuf bu itiraz etmek olmaz. İtiraz edecek açık kapı da bırakmaz insana zaten. Her zaman her şeyi düşünmüştür. Böyle bir eşe sahip olduğum için ne kadar şükür etsem azdır Allah'a. Allah Yusuf'u karşıma çıkarmasa ne halde olurdum acaba? Cihanın eline kalmak düşüncesi bile tüylerimi ürpertirken hala her an aklıma gelip beni bu kadar korkuttugu için kendime kızıyorum. Evet Cihan öleli yıllar olmuştu ama hala olan biten hiçbir şeye inanamıyor, he lr an bir yerden çıkacak izlenimine kapılıyordum. Silkelenio düşüncelerden kurtulmaya çalışıyorum.

" Asyacım başka hasta gözükmüyor değil mi? "

" Yok doktor hanım, gelmez de artık zaten kızlar sistemi kapatmış. "

Başımla sözlerini onaylarken doktor önlüğünü omuzlarımdan sıyırıp, askıya asıyorum. Ardından feracemi üstüme geçiriyorum.

" Ben çıkıyorum öyleyse, kocam beyin sürprizi varmış."

İkimiz de gülüyoruz sözlerime.

" Ee ikinci kez baba oluyor, Yusuf beyin keyfine diyecek yoktur."

" Görmelisin çocuk gibi..." Gözlerime onun çocuksu hallerini düşünerek deviriyorum.

" Hiç büyümecek galiba."

" Erkekler..."

Haklısın dercesine başımı sallıyorum. Vedalastiktan sonra önce korudora oradan da merdivenlere ulaşıyorum alt kata indikten sonra nihayet bahçeye çıkıyorum. Park yerine biraz yürüdüğümde Yusuf'un arabasına dayamış beni beklediğini görüyorum. Adımlarım sıklaşıp aradaki mesafeyi kapatıyor.

" Güzelim."

" Sizi buraya getiren sürprizi merak ettim doğrusu Yusuf bey."

" He yoksa gelmiyorum yani öyle mi?"

" Yani son zamanlarda pek geldiğin söylenemez."

" Peki madem öyle o halde süprizini merak ediyorsan dön ve arkana bak."

Ta ta ta tammm...

Arkamı döndüğüm an gözlerim yuvalarından çıkmıştı sanki. Mutluluktan ne yapacağımı bilmiyor sadece çığlık atıyordum...
Beni bu kadar mutlu edense yıllardır görmediğim hasret kaldığım yegane dostum Betül ve eşi Alperenin karşımda olmasından başka bir şey değildi. Neyse ki o benden önce davranıp beni kollarına almıştı bile. Bende sok halim geçince kollarımı arkadaşıma doluyorum.

Bir YUSUF Masalı ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin