Hayatımda yaşadığım zor gecelerden birini yaşıyordum yine. Ölüm ile hayat arasındaki çizgide duran annemi edemiyordum. Acaba yetişebilecek miyim yoksa her an bir telefonla ölüm haberini mi alacağım sorusu beynimde dolaşırken uyumam mümkün olmuyordu. Yusuf ve Ali Sadri çoktan uyumuştu. Yerimden kalkıp serin suyla abdest aldım. Şimdi kendimi daha iyi hissediyordum. Salondaki rahlenin önüne geçip Kur'an'ı kerimi okumaya başladığımda ise kalbim çoktan ferahlamaya başlamıştı. Her zaman böyle olurdu zaten.
Okumaya o kadar dalmışım ki zamanın nasıl geçtiğini fark etmeyi bırakın Yusuf'un gelip yanıma oturduğunu bile anlamamıştım. Ta ki artık göz kapaklarım dayanamaz hale gelene kadar...
Kur'an'ı Kerim'i kapattığım anda yani başımda duran kocamı fark ederek şaşırıyorum.
" Sen ne zaman geldin, fark etmedim hiç?"
" O kadar dalmıştın ki, fark etmemen normal."
" İyi geldi artık uyuyabilirim."
" Olur güzelim gel gidelim."
Odaya girdigimde oğlumuzun artık bizim yatağımızda değil de kendi yatağında olduğunu fark ediyorum. Merakla kocama bakıyorum.
" Biz yokken düşer diye düşündüm."
Düşünceli adam vesselam, o olmasa ne yapardım acaba? Arkamı toplamasa halim nice olurdu? Gülümseyerek yatağa giriyorum. Yusuf beni göğsüne çekip saçlarımı okşarken kendimi güvende ve huzurlu hissediyorum yine. Yeni güne ve Allah'ın hakkımızda tayin ettiklerini yaşamaya hazırlanırken sevdiğim adamın göğsünde uykuya dalıyorum.
Sabah ezanı okunurken gözlerimi zor da olsa açmayı başarıyorum. Yusuf benden önce uyanmış anlaşılan bu sabah... Toparlanıp yataktan kalkıyorum, abdestini almış salonda ezanın bitmesini beklerken bulacağımı düşündüğüm kocamı sessiz sessiz birileriyle konuşmaya çalışırken buluyorum.
" Bakın şimdi olmaz, gelince öğrense daha iyi olur."
Düşündüğüm şey olmasın Allah'ım ne olur. En azından son bir kez görüp ondan kaybolan hayatımın hesabını sormak istiyorum. En azından babamın kim olduğunu öğrenmek en doğal hakkım benim. Tüm vücudum titremeye ve halsizleşmeye başladığında ise aklıma bebeğim geliyor. Sakin olmalıyım ama nasıl?
" Yusuf!"
Korkuyla büyüyen gözleri bana çevrilirken titreyen bacaklarım beni daha fazla taşıyamıyor gözlerim kapanırken son hatırladığım Yusuf'un koşarak yanıma gelişi oluyor.
...
" Kendine geliyor gibi."
" Allah'ım sen yardım et kafayı yiyeceğim şimdi."
" Yusuf oğlum sakin ol, sende kolanya koklat hanım biraz daha."
" Yapıyorum işte."
Etrafımdaki sesleri susam da bir türlü anlam vermiyorum. Gözlerimi açmaya çalışıyorum fakat göz kapaklarım demirden gülleler kadar ağır geliyor. Tekrar denemek için biraz daha geçmesini bekliyorum. Fark etmiş olacak ki Yusufun sesi geliyor yeniden kulağıma.
" Züleyha, güzelim..."
Zorla araladığım göz kapaklarımın arasından telaşla bana bakan insanları izliyorum.
" Uyanıyor galiba."
" İyi misin kızım ağrın sızın var mı?"
Yok demek için yalnızca başımı oynatabiliyorum. Daha fazlasına takatim yok. Biraz daha gözlerimi kapatıp kendime gelmeyi bekliyorum. Az sonra biraz daha iyi hissettiğimde tekrar açıyorum gözlerimi. Hala aynı kaygılı suratlar... Gözlerim Yusuf'u buluyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir YUSUF Masalı ( Tamamlandı)
RomanceO ne güzel tehdit öyle, namazını kılmazsan evlenmem seninle!