*** Yusuf ***
" Senin adın Menesa, adınla yaşa vatana millete annene babana hayırlı evlat ol kızım. Allah'ın yolundan ayrılma."
Babam kızımın kulağına ismini fısıldarken mutlulukla dudakları kıvrılan, gözleri ışıl ışıl parlayan kadına gözlerimi alamayarak hayran hayran baktım. Evet ben bu kadına aşıktım ve her geçen gün hayranlığım ona olan sevgim katlanarak artmaya devam ediyordu. Rabbimin bizi ikinci bir çocukla rızıklandırdığı gün kalbimin içinden gelen bir ses artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmaması için sessiz bir yakarış içindeydi. Bu güzeller güzeli kızın hayatımıza mutluluk getirmesini öyle çok istiyorum ki... Her şeyden öte bunu elbette ki en çok biricik eşim Züleyha için istiyorum. Gülen gözlerinin yaşla dolmasına artık katlanacak gücüm kalmadığını biliyorum. Onun da daha fazla kederi kaldıracak gücü kalmadığının farkındayım. İkimiz ve çocuklarımız için Allah'a dua etmekten başka elimden bir şey gelmiyorsa, daha fazla dua etmek için kendime söz veriyorum. Sanki düşüncelerimi okumuş gibi hastaneden çıkıp eve geldigimiz akşam bebeğin adını ne koyacağımız konusundaki meraklı bakışlara daha önce hiç konuşmadığımız halde ikimiz de aynı anda 'Menesa' diyerek yanıtlıyoruz. Şaşkınca bakan gözler bize dönerken, bu ismi ilk kez duyanlar telafuz etme çabasına giriyor.
" O ne demek oğlum benim dilim dönmez ki o ismi söylemeye. Başka bir şey mi bulamadınız?"
Annemin sözlerine gülmeden edemiyorum. Haklıydı aslında gerçekten telafuz etmesi zor bir isimdi ama benim için de anlaşılan o ki Züleyha için de manen önemliydi.
" Anneciğim çok haklısın ama bu isim Yusuf peygamberin kızının adı."
Züleyha açıklama yapmaya başladığında annem dikkatle ona yöneliyor.
" Üstelik biliyorsun ardı arkasına zor günler geçirdim. Kızımla beraber yüce Allah'tan dilerim ki artık tüm sıkıntılar geri de kalsın."
Yaşadıkları haritasında canlandığında nefes alabilmek ve göz yaşlarını geri göndermek umuduyla yutkunan eşime yardımcı olmak adına sözlerini desteklemek için söze atılıyorum.
" Menesa, tüm sıkıntıları ve dertleri unutturan, bunları unutturup mutluluk getiren demek anne. Bizde kızımızla beraber mutluluğuna gelmesi için tıpkı Yusuf peygamber gibi kızımızın adını Manesa koymak istiyoruz. Yani hiç daha önce konuşmamıştık ama sanırım ikimiz de aynı şeyleri düşünüyoruz öyle değil mi Züleyha?"
Gülen gözlerle beni onaylayan kadına sevgiyle bakıyorum. Ve şimdi babam kızımızın kulağına bu ismi fısıldadığında geçmiş günlere perde çektiğimiz hayatımıza hep birlikte yeniden doğuyoruz. Bu günleri gösteren yüzümüzü yeniden gösteren Rabbime binlerce kez şükür ediyorum. Kızımızın isim koyma merasiminin ardından gittikçe büyüyen ailemizle sofraya oturuyoruz. Annem ve kardeşim yine maharetlerini konusturmuş minik Manesa sayesinde ziyafet sofrası kurmuşlardı.
"Ne gerek vardı bu kadar yemeğe Feyzan?"
" Hah! Gör bak nasıl bitiyor hepsi, bu kadar ahaliye yemek mi dayanır? Hem bu kez de benim size bir süprizim var."
Şaşkınlıkla annemin yüzüne bakıyoruz. Herkes kendince tahminlerde bulunurken kapının zili çaldığında işaret parmağını havaya kaldıran annem muzipçe gülüyor.
" İşte süprizim de geldi. Merve açıver kapıyı güzel kızım."
" Tamam anneanneciğim."
Merve kapıya giderken bizlerde pür dikkat kesilip süprizin ne olduğunu görmek için can atar bir halde yerimizde kıpraşıyoruz. Ve o sürpriz şen kahkahası ve sesiyle kendini çok geçmeden belli ediyor.
" Halanız geldiiiii."
Annem yapacağını yapmış, Hatice halamları İstanbuldan kaldırıp Bursa'ya getirmeyi başarmıştı. Yaklaşık üç senedir oğullarının çocuklarına bakmak zorunda kaldıklarından onlar da tası tarağı toplayıp oraya taşınmışlardı. Hal böyle olunca kolay kolay gelemiyorlardı elbette buralara... Onları görmek hepimize gerçek anlamda sürpriz olmuştu. Ama artık memlekete kesin dönüş yapmışlardı, hemde en güzel zamanda. Gönül isterdi ki evlatları da burada olsun ama her zaman mümkün olmuyordu bir araya gelmek elbette. Hepimiz teker teker kalkıp halamları karşılamaya koyuluyoruz. Her zamanki sevecen haliyle hepimizi öpüp kokluyor.
" Ee hadi canım yemekler soğuyor."
Annem sitemle sofrayı işaret ediyor. Onun bu haline gülmeden edemiyoruz.
" Yine kıskandın değil mi ilgi bana kaydı diye."
Halam muzipçe takıldığında annem, halama gülümseyerek sarılıyor.
" En sevdiğim görümcem sensin biliyorsun."
" Aaa! Baba senin başka kardeşin mi vardı?"
Züleyhanın safça sorduğu soru karşısında sofradaki herkes yeniden gülüyor. Bu duruma biraz içerleyen karımı kendime çekip dudaklarımı alnına bastırıyorum.
" Hayır kızım yok, olmadığı için her gün dua ediyorum. Hatice üç kardeşe bedeldir yoksa."
" Siz beni gençken görecektiniz asıl."
" Sahi hala bize gençliğinizi anlatsana."
Halam mervenin saçını okşarken özlemle o günlere dalıyor gözü. Sadece o değil babam ve annemin hatta İbrahim eniştenin de onun gibi duygusallaştığı gözümden kaçmıyor.
" Olur kızım, yemekten sonra anlatırım."
🌼🤍
Gece olup da herkes evine, odasına çekildiğinde kucağımda uyuyan oğlumu odasındaki yatağına bırakıp odamıza geçiyorum. Camın önündeki berjerde kızımızı emziren karımın dizlerinin dibine çöküyorum. Sevgiyle saçlarımı okşuyor.
" Biraz daha sabret uyumak üzere."
" İlgiye ihtiyacım olduğu o kadar belli oluyor mu ya?"
" Sen küçük bir çocuk gibisin Yusuf, ne zaman ilgi istesen dizlerimin dibine çökersin böyle."
Evliliğin en güzel taraflarından biri de buydu galiba, seni anlayan ne hissettiğini bilen bir eşinin olması. Elhamdülillah biz birbirimizi bulmuştuk. Rabbim de önce Cihatı sonra da Menesa ile evliliğinizi taçlandırmıştı.
Uyuyan kızımızı beşiğine koymak için kalktığımda bende de yatağa uzanıyorum. Az sonra Züleyha da yanıma uzanıyor. Onu göğsüme çekip saçlarından öpüyorum.
"Teşekkür ederim."
" Ne için sevgilim?"
" Beni böylesine mutlu bir adam ettiğin için."
" Ben bir şey yapmadım ki, Allah ol dedi ve oldu."
" Haklısın güzelim. Ol deyince olduran Rabbime hamd olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir YUSUF Masalı ( Tamamlandı)
RomanceO ne güzel tehdit öyle, namazını kılmazsan evlenmem seninle!