*** Güneş ***
" Anne, son kez söylüyorum. Bu benim hayatım ve kararları ben veririm."
" Asla! Bu söylediğin mümkün değil. Teyzenlerin yanına gideceksin ve oradaki hastanemizde bak altını çiziyorum kendi hastanemizde çalışacaksın! Gerçi bunun için okumana da gerek yoktu. Zaten o hastanenin başına geçecektin her türlü."
" İstemiyorum anne bunu anlamak bu kadar zor mu? Ben ihtiyacı olan insanlara yardım etmek istiyorum. Bu kadar basit!"
Ben kararlı ve nettim ama annem at gözlüklerinin arkasında yine ona dikte edilen kararları uygulatmak uğruna sıkı bir baskının ortasındaydı. Artık küçük bir çocuk değildim, her şeyden öte ekonomik olarak anneme bir bağlılığımda kalmıyordu. Beni elinde tutabilecek hiç kozu kalmadığındandı belki de öfkesinin sebebi...
" Salaklık etme, üstelik teyzen de böyle bir şeye asla müsade etmez."
Teyzem mi? İşte yine asıl mevzuya gelmiştik. Bunu fark edince annemin karşımda öfkeden çıldırmış hali bile içler acısı geldi. O bir kuklaydı. Ablasının verdiği kararları uygulayan bir kukla... Beni de kendisine benzetmek istiyordu anlaşılan ama bu asla olmayacaktı.
" Teyzem mi? Teyzem ve fikirleri umurumda bile değil."
" Terbiyesiz en az benim kadar hakkı var onun da senin üzerinde."
" Keşke teyzemden korktuğunun yarısı kadar beni, babamı kaybetmekten korksaydın. Azıcık ya çok değil biraz bizi sevseydin herşey çok farklı olurdu. Belki fakir olurduk ama çok mutlu bir aile olabilirdik! Seni bunlardan alıkoyan ne anne?"
Sözlerim sanki bir duvara çarpıp geri dönüyordu. Hırçınlığı giderek arttığında kafasını olumsuz anlamda hızla sallıyordu. Hatta duvara anlatsam içindekileri dile gelip annemden daha çok karşılık verir. Fakat hiçbir işe yaramıyor.
" Asla diyorum Güneş! Olmaz katiyen olmaz, teyzen izin vermez ki planların dışına çıkmana."
Delirmek üzereyken kapıdan giren babama koşarak boynuna sarılıyorum.
" İyi ki geldin. "
" Neler oluyor burada."
" Hah! Tam zamanında geldin, şu kızına bu evden hiç bir yere gidemeyeceğini ve kendi hastahanemizde çalışmak zorunda olduğunu sen anlatmak istersin belki."
Akan göz yaşlarımı silen babam alnıma ufak bir buse konduruyor. Elimden tutup beni beraberinde çalışma odasına sürüklerken annem tehditlerini savurarak arkamızdan gelmeye devam ediyor.
" Ben ve kardeşim olmasak bir hiçsiniz."
" Bekir bana arkanı donup gidemezsin, seni ben var ettim ben."
Odanın kapısını kapatmak üzereyken duyduğu sözler karşısında ilk kez bu kadar sinirli görüyorum babamı. Hışımla odaya çektiği annemi koltuğa fırlatıp atıyor.
" Ben mi zorladım seni. Sen istedin benimle evlenmeyi. "
Yaşadığı şoku üstünden kolayca atan annem koltuktan kalkıp yine parmağını sallayarak haykırmaya başlamıştı.
" Halinden gayet mutluydun, ben de seni zorlamadım. Eğer Bekir eğer benim istediğim gibi olmazsa herşey olacakları sen biliyorsun."
Bir kahkaha sesi yankılanıyor odada. Babamı ilk kez bu kadar çileden çıkmış halde görüyorum. O kadar ki pıstığım köşeden izliyorum yanlızca bu tartışmayı.
" Senin istediğin mi? Güldürme beni, emir öyle geldi desene..."
" Ailem ne karar verirse ..."
" Senin ailen biziz kadın!"
Şaşkınca babama bakan annem bir an ağlayacak gibi olsada yine de çabuk toparlanıyor. Odadan dışarı çıkmak için hamle yaparken bir kez daha dönüp beni süzüyor.
" Sahte hayallere kapılma. Ne diyorsam o olacak!"
Kapıdan çıkıp kapıyı kapattığında sinirle masanın üzerindeki vazoyu fırlatan babama bakıyorum. Tüm vücudu titriyor adeta. Gözlerimiz buluşunca hızla aradaki mesafeyi kapatıp yanıma geliyor ve sarılıyor.
" Merak etme bu kez sen ne istersen o olacak."
İnanıyorum. Çünkü ilk kez babamı böyle görüyorum. Biliyorum ki bugün yaşananlar gelecek güzel günlerin müjdesini veriyor aslında. O gece şaşkın ama bir o kadar da mutlu giriyorum yatağıma. Bu esaretten kurtulmamıza az kalmış olmasının verdigi huzurla dalıyorum uykuya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir YUSUF Masalı ( Tamamlandı)
RomanceO ne güzel tehdit öyle, namazını kılmazsan evlenmem seninle!