*** Güneş ***
Nerede olduğumuzu pek bilmesem de hala İzmir il sınırları içinde olduğumu bildiğimden geldiğimiz yolu tahmin etmeye çalışıyorum. Ve çok şükür ki hislerimde yanılmayarak ana yola çıkmayı başardığımda kendime güvenim daha da artıyor. Akşam saatlerine gelmiş olmamız ve havanın kararıyor olması işimi kolaylaştırıyor böylece vakit kaybetmeden eskiden evim dediğim ama evi olmayan yere gidiyorum. Gözükmeyecek şekilde evden uzak bir yere arabayı bırakıp evin arka bahçesinden dolaşıp mutfak kapısına geliyorum. Camın kıyısından baktığımda içeride sadece Suna teyzenin oluşu beni cesaretlendiriyor. Cama hafifçe tıkıldadığımda dönüp bana bakıyor. Bir iki saniye öylece kalıyor. Ona kapıyı açmasını işaret ettiğimde ani bir hareketle mutfak kapısından kafasını uzatıp koridoru kolaçan ediyor ardından koşup kapıyı açıp beni eve alıyor.
" Güzel kızım nerelerdesin seni çok merak ettim. O hayvan götürmüş seni annenle teyzenin konuşmalarını dinledim hep senin için çok dua ettim. Sana bir şey yapmadı değil mi o herif?"
Gözlerim anında yaşadıklarımı hatırlamam ile birlikte doluyor.
" Yaptı Suna teyzem. Annem, teyzem ve kuzenim birleşip bana hayatımın kötülüğünü ettiler ama şimdi konuşacak vaktim yok. Benim hemen arabanın anahtarı, telefonum ve cüzdanıma ihtiyacım var."
" SUNAAAA.... Neredesin be kadın?"
Korkuyla mutfak masasının arkasına çöküyorum.
" Buyurun Efsun hanım çöp attım da şimdi girdim içeriye o yüzden duymamışım."
" Tamam. Güneş buraya gelirse haberim olsun. Bide bize kahve yap bol köpüklü."
" Hemen."
Annem mutfaktan çıkmış olsa da bir süre çıkamıyorum oradan. Neyse ki Suna teyze yanıma geliyor beni kaldırıyor ayağa. Mutfağa bitişik kilere yürüyoruz beraber ışığı yakıp beni içeri sokuyor.
" Burada bekle beni kızım. Kahvelerini vereyim sonra odana çıkar sana ihtiyaçlarını hazırlarım."
" Tamam Suna teyzem.
Yaklaşık yarım saat kadar sonra Suna teyze kilerin kapısını açıyor yeniden.
" Tamamdır kızım tam pencerenin altına bir valiz attım. Cüzdanın hatta pasaportunu buldum o bile içinde. Al anahtarın bu da telefonun da kızım nereye gideceksin?"
" Şırnağa atandım oraya gideceğim hemen, beni merak etme. Yerleşince haber veririm sana ama beni açık etme farklı bir isimle kaydet telefona."
Olur anlamında hızla başını sallıyor. Apar topar yanaklarından öpüp bir fare gibi sinsice çıkıyorum evden. Hızla bahçenin odama bakan tarafına dolaşıyorum. Söylediği gibi tam da orada buluyorum çantayı. Yerden kaptığım gibi sessiz adımlarla garajın dışına park edilmiş arabama bakıyorum. Tam o yöne doğru adım atacağım sırada bahçeye giren aracı görünce kendimi duvarına arkasına geri atıyorum. Kapı açılıyor ve Cihan çıkıyor. Paniklemeye başlıyorum sanki dizlerim beni daha fazla taşıyamayacak gibi gelse de sabretmeye çalışıyorum. Allahtan hiç beklemeden evin içine giriyor da rahat bir nefes alıyorum ama ne yazık ki şöför arabayı getirip çok yakınıma park ediyor ve yanında beklemeye koyuluyor. Beni görmesinden korkarak hareketsizce bekliyorum yerimde. Sanki minicik bir hareket yapsam görecek gibi geliyor. Nefes almaya dahi korkuyorum. Böylece dakikalar geçiyor ama adam aynı yerlerde gezinmekten başka bir şey yapmıyor. Ne yapacağımı kafamda kurmaya çalışıyorum ama bir fare gibi her senaryomun sonunda üzerime koca bir demir kafes iniyor. Tam umudumu kaybettiğim o anda mucize gibi bir şey oluyor. Ya da tamamen bile isteye yapılmış da olabilir tabi ki. Suna teyze adama sesleniyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir YUSUF Masalı ( Tamamlandı)
RomansaO ne güzel tehdit öyle, namazını kılmazsan evlenmem seninle!