Bir kızı olmalı insanın,
Gözlerini kapatıp kendine emanet edebildiği..."Züleyha çok güzel bir kızın oldu."
Doktorumun havaya kaldırıp bana göstermeye çalıştı bebeğe zorla bakıyorum. Açıkçası şu anda ne kadar güzel olduğunu anlayabilecek durumda değilim. Doğumun bitmesi ve tekrar anne olmanın heyecanıyla gözüme koydukları bebeğe sevgi ile bakıyorum. Kollarımı minik gövdesine sararken kokusunu içime çekiyorum. Evlat kokusu cennet kokusuymuş bir kez daha anlıyorum. İçimde dolup taşan sevgi ve mutluluğu kelimelerle anlatmam mümkün değildi. Rabbimin beni ikinci kez annelik şerefine layık görmesine şükrettim. Doktor dikişlerimi dikip işini bitiriyor.
" Züleyhacım, nasılsın?"
" Daha iyiyim, teşekkür ederim."
Usul usul parmağını emen kızımı kucağımdan alan hemşire temizlemeye götürüyor.
" Ağrı kesici bir iğne yaptım, küçük hanım hazırlanırken biraz dinlen sonra yavaşça kalkıp yürüyerek çıkacağız buradan anlaştık mı?"
" Anlaştık."
Başımı çevirip az ileride temizlenip, ailesiyle tanışmaya hazırlanan masum bebeğimi izliyorum. Annemlerin hazırlayıp verdiği kıyafetleri giydirdikten sonra battaniyeye saran hemşire kucağına aldığı kızıma yeniden bana gösteriyor.
" Bak annesi hazırız."
Pamuk gibi bembeyaz kıyafetler içindeki, kızım tıpkı bir meleği andırıyor. Onu kucağıma alıp doyasıya koklamak, öpmek isteğiyle doluyor içim. Az önce çektiğim acıların hepsi bir anda kaybolurken yerini huzur ve mutluluğa bırakıyor. Doktorumun ve hemşirelerin yardımıyla yavaşca ayağa kalktıktan kısa bir süre sonra yürümeye başlıyorum.
" Al bakalım kızını annesi, haydi babayla tanışmaya."
Kızımı tekrar kucağıma aldığımda dünyalar benim oluyor. Tarifsiz mutluluğumun verdiği duygular göz yaşı olup döküyor.
" Merhaba anneciğim."
Beni anlamış gibi kapalı olan gözleri bir an açılıyor ve yeniden kapanıyor.
" Birazdan acıkır, haydi bir an önce odaya götürelim sizi."
Doktoru başımla onayladıktan sonra yavaş ama emin adımlarla doğumhane kapısına yöneliyorum. Kolumu bir saniye bile bırakmayan doktorum her adımda telkin vermeye devam ediyor.
" Acele etme, yavaş ve sakin hareket et. "
" Acele edemeyecek kadar acı hissediyorum zaten."
Birlikte güldüğümüz sırada otomatik olan kapı açılıyor ve neredeyse ağlamak üzere olan Yusufla göz göze geliyoruz. Beni gördüğüne inanamayan gözlerle bakarken, bayılacak diye düşünmeden edemiyorum.
" Züleyha?"
" Ne o bakacak mısın daha öyle karşıdan al bakalım kızını babası."
" Kızım mı?"
Haydaaa adam papağan olmuştu resmen. Ne dersem tekrar ediyor yerinden bir gram hareket edemiyordu. Onun bu haline kahkahalarla gülmek istesem de dikişlerim buna izin vermiyordu. Ağladı ağlayacak haline içim acırken, Hümeyranın gelip hafifçe ensesine vurmasıyla gülmeden edemiyorum. Yusuf da nihayet uykudan uyanmış gibi kendine geliyor.
"Sana diyor ikiz... Kızın olmuş kızın al kucağına da rahat etsin kızcağız."
" Lan! Duygusal an bozucusu..."
" Şşşt! Yusuf!"
" Tamam güzelim tamam. E ne yapacaktım? Nasıl alıyorduk ki kucağa bunu? Oğlan kocaman oldu sıpa da bu el kadar nasıl alacağım ki ben bunu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir YUSUF Masalı ( Tamamlandı)
RomansaO ne güzel tehdit öyle, namazını kılmazsan evlenmem seninle!