28

1.4K 139 71
                                    

"Kore pop müzik dünyasına bomba gibi düşen Stray Kids grubunun, şirketleri tarafından ara verdikleri doğrulandı. Üç hafta önce araba kazası geçiren Bang Chan'ın hala yoğun bakımda olduğu açıklandıktan sonra geçtiğimiz hafta grubun ara verdikleri dedikoduları dolaşmaya başlamıştı. JYPE bu kararı doğruladı..."

◇◇◇

"Geçtiğimiz aylarda trafik kazası geçiren Bang Chan'ın bitkisel hayata geçtiği haberleri tüm medyayı çalkalandırdı..."

◇◇◇

"Bitkisel yaşama geçtiği söylenen Bang Chan'ın haberinin doğru olduğu şirketi tarafından duyuruldu..."

◇◇◇

"Ne kadar süredir burada?"

"Dün geceden beri, korkuyor."

Hyunjin gözlerini yavaşça Chan abisinin yanında yerde oturup başını yatağa yaslayarak uyuyan Minho abisinden alıp yanındaki asistan doktora çevirdi. Gözleriyle genç kadını süzdükten sonra derin bir nefes aldı.

"Neyden?"diye sorduğunda, genç kadın gözlerini Minho ve Chan'dan alıp Hyunjin'e çevirdi.

"Ah! Üzgünüm. Üstüme vazife olmayan işlere girdim yine. Çok üzgünüm efendim."diye hızlıca konuştu ve arkasına dönüp bir iki adım ilerledi.

"Chunhei, aklını başına al. Yine bayan Kim'den azar işiteceksin."diye kendisini azarlarken, hala kendisini izleyen bir çift gözden habersizdi. Hyunjin dudaklarını birbirine bastırıp kaşlarını havaya kaldırdı. Gülmemek için kendisini zor tutuyordu. Bir adım atıp genç kadına yaklaştı ve biraz ona doğru eğildi.

"Ben hala buradayım. Ve gerçekten düşüncelerini merak ediyorum."dediğinde, genç kadın gözlerini kocaman açıp yavaşça Hyunjin'e döndü. Bir süre ciddi mi diye ona baktıktan sonra derin bir iç çekti.

"Fişini çekmemizden korkuyor olmalı. Bu yüzden aylardır yanından bir saniye bile ayrılmak istemiyor. Sebebini henüz anlamadım, belkide suçluluk duygusundan ya da ne biley-"

"Aşık olduğundan olabilir mi?"diye sordu Hyunjin, gözlerini kadından ayırıp tekrardan abilerine çevirerek.

"Ah evet, evet özel bir bağ diyecek- aşık mı?"diye şaşkınca sordu genç kadın ve o da gözlerini Chan ve Minho'ya çevirdi.

"Minho Chan'a mı aşık? Hep Jisung'a aşık olduğunu düşünmüştüm."diye sesli bir şekilde düşündü. Hyunjin gözlerini tekrardan ona kaydırınca bakışlarını yavaşça ona doğru çevirdi.

"Chunhei."diye duyduğu ses ile tüyleri diken diken olurken gözleri kocaman olmuş Hyunjin'e bakıyordu. Hyunjin ise genç kadına ve arkasındaki biraz kısa boylu ve ciddi ifadeli kadına bakıyordu.

"Benim efendim?"dediğinde genç kadın, kıdemlisi onun önüne doğru geçti ve gözleriyle onu izledi bir süre.

"Choi Chunhei, sen cerrahi doktor asistanı mısın yoksa ilişki uzmanı mısın?"

"Cerrahi doktor asistanıyım efendim."dediğinde genç kadın, Hyunjin ona gülmemek için kendisini zor tutuyordu.

"İşinin başına dön o zaman. Acele et."dediğinde kıdemlisi, genç kadın öne doğru eğildi ve sonra hızlıca arkasına dönüp koridorun diğer tarafına koşmaya başladı.

"Ben bu kızı nasıl hizzaya sokacağım!"diye söylendi orta yaşlı kadın ve başını Hyunjin'e doğru çevirdi. Onun, genç kadının arkasından gülümsediğini görünce gözlerini devirdi ve işinin başına döndü. Chan'ın odasına girdiğinde Minho'nun hala burada olmasını beklemiyor değildi.

"Günaydın Bay Lee, sizi kalıcı bir ziyaretçi olarak almamız gerekiyor sanırım artık."diye konuştuğunda, Minho başını koyduğu yerden kaldırdı ve simasını ezberlediği kadının yüzüne baktı.

"Size de günaydın."diye konuştu yumuşak bir sesle ve dikleşip gözlerini Chan'a çevirdi. Aşık olduğu suratın gittikçe solduğunu görmek canını yakıyordu. Güzel gözlerini özlemişti. Ona bakmasını istiyordu, bir duygu barındırmasına gerek yok. Sadece artık o bakışları hissetmek istiyordu.

"Chan'ın değerlerinde hala bir değişme yok. Yaşıyor ama gözlerini açabilecek kadar güçlü değil maalesef ki."diye konuştuğunda orta yaşlı kadın, Minho oturduğu yerden kalktı ve titrek bir nefesle kadına baktı.

"Ben size bir şey soracaktım."dedi çekingen bir tavırla. Kadın gözlerini ona çevirip odaklandığında dudaklarını birbirine bastırdı.

"Onu, temizleyebilir miyim?"diye çekingen bir tavırla sorduğunda, kadın derin bir nefes aldı ve başını salladı.

"Kablolara dikkat etmelisiniz. Yerlerinden oynarlarsa değerlerde değişme olur ve sorunu çözmek zorlaşır. Yardıma ihtiyaç duyarsanız hasta bakıcılara danışabilirsiniz."dediğinde kadın, Minho başını salladı. Kadın odadan çıktığında Hyunjin'in hala camın önünde görünce derin bir nefes aldı.

"Minho fazla umutlu, ona bu kadar umut bağlamamasını aşılamanız gerekiyor. Chan uyanmayı reddediyor. Üzgünüm."

&•&•&

Minho, elindeki bezi kovanın içine doğru sıktı ve gözlerinden yaşlar süzülürken Chan'ın omuzlarını ve boynunu temizledi. Temizlediği her yeri kelebek öpücükleriyle süslüyordu. Boynuna bir öpücük kondurduktan sonra boğazından bir hıçkırık kaçarken başını biraz dikleştirdi ve Chan'ın yanağına bir öpücük kondurdu.

"Channie, lütfen uyan artık. Dayanamıyorum."dedi fısıltıyla ve boğazından birkaç hıçkırık daha kaçtı. Islak bezi diğer omuzundan aşağı doğru dolaştırdı.

"Seni seven bir sürü insan var. Herkes uyanmanı istiyor, herkes seni bekliyor. Bence yer değiştirmeliyiz."diye küçük bir sesle konuştu ve histerik bir şekilde kıkırdayıp göz yaşları dökmeye devam etti.

Keşke onun yerine ben bu yatakta yatıyor olsaydım, diye düşündü. En azından daha az insan üzülürdü.

Eğer tam tersi olsaydı, Chan yerine ben bu yatağa bağlı olsaydım Chan'da benim başımda bekler miydi, diye düşündü. Hiç sanmıyordu. Hıçkırıklara boğulurken Chan'ın üzerine doğru eğildi ve hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Kollarını Chan'ın boynuna sardı ve yanaklarını öpmeye devam etti.

"Çok özledim seni, çok özledim ne olur uyan."

Öte yandan Hyunjin hala camın ardından onları izliyordu.

"Sürekli onları mı izleyeceksiniz efendim?"diye duyduğu sesle gözlerini yanındaki doktor asistanına çevirdi.

"Sen yine mi geldin?"dediğinde, Chunhei suratı düşerken geriye doğru bir adım attı.

"Üzgünüm, yalnız kalmayın diye uğrayayım dedim. Yine üstüme vazife olmayan şeylere karıştım sanırım."dedi hızlıca ve arkasına döndü. Tam ilerleyecekken bileğinin tutulmasıyla durdu ve geriye döndü.

"Kusura bakma, biraz moralim bozuk."diye kendisini açıkladı Hyunjin.

"Kal lütfen, bana kendimi iyi hissettiriyorsun."dediğinde, Chunhei yanakları kızarırken hafifçe gülümsedi.

"Kalayım bari. Çok ısrar ettiniz. Yaptığınız kelime oyunu da hoşuma gitmedi değil hani."

"Chunhei."

"Tamam, sadece susup oturacağım. Sustum ve oturuyorum, asla konuşmayacağım. Yemin ederim-"

"Chunhei hala konuşuyorsun."

"Üzgünüm."

hi, I'm here tooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin