37 Final

2K 147 107
                                    

"Napacağız şimdi, 7 kişi mi devam edeceğiz. Saçmalık bu, biz 8 kişiyiz! Sekizden bir çıktı, etti sıfır."

Jeongin hem volta atıp hemde sinirle konuşurken herkes sessizdi.

"Ne yapabiliriz Jeongin, oldu bitti işte."

"Size üzerine gitmeyin demiştim. Siz ne yaptınız? İyice yalnız bıraktınız. Bir canlı yayında sektöre geri döndüğümüzü açıklıyoruz ve Minho abim yok!"

"Sen bize ahkam mı kesiyorsun?"dedi Hyunjin oturduğu yerden kalkıp Jeongin'in üzerine yürüyerek.

"Evet, ahkam kesiyorum. Hepiniz veletten farksız davranıyorsunuz çünkü."diyerek Jeongin'de Hyunjin'in üzerine yürüdüğünde Seungmin hızlıca ayağa kalkıp aralarına girdi.

"Saçmalamayın, birde kavga mı edeceğiz yani?"diyerek ikisini de eski yerlerine ittirdiğinde, Jeongin gözlerini devirdi ve bu sefer ona çevirdi ateş saçan bakışlarını.

"Evet, gerekirse kavga çıkaracağım. Yaptığınız şey normallikten çıktı artık. Farkında mısınız bilmiyorum ama Minho abim gitti. Neden kimsenin umrunda değil? Bu kadar mı istemiyordunuz onu?!"diye bağırdığında Jeongin, kimseden çıt çıkmıyordu artık. Kapının arkasından onları dinleyen Chan'dan da haberleri yoktu.

"O, o hiçbir şey yapmadı. Sadece, sadece aşık oldu ve siz hepiniz ondan nefret ettiniz! Ama kimse Jisung aşık oldu diye ona kızmadı, ya da Seungmin. Gareziniz Minho abime mi yani?"

"Aynı şey değil-"

"Aynı şey! Aşık olmanın farklılığı mı olur?! Aşık olunca herkes kendini kaybeder, herkes yapmaması gereken şeyleri bile o kişi için yapmak ister. Changbin abim Seungmin için yıllardır ailesiyle görüşmüyor."dediğinde Jeongin, Seungmin'in gözlerini kocaman açılırken yavaşça Changbin'e doğru döndü.

"Ne?"dedi sakin bir ses tonuyla. Bundan haberi yoktu.

"Bakın, sizinde sakladığınız bir şeyler varmış. Siz kendinize bir günah keçisi seçmeye yer arıyordunuz. En cazibi de Minho abim geldi sanırım size. Biliyor musunuz? Ben yokum. 6 kişi nereye kadar giderseniz gidin. Bugün Minho abime bunu yapan yarın bana ne yapar kim bilir?!"

"Yeter Jeongin, kapa çeneni!"diye bağırdığında Hyunjin, Jeongin alaycı bir şekilde güldü.

"Neden, gerçeklerin gün yüzüne çıkacak diye mi korkuyorsun yoksa?"

"Ne gerçeği, ne oluyor ya?"dedi Jisung sonunda konuşmaya katılarak. Sabahtan beri başı ağrımıştı artık.

"Ah! Jisung'ta mı bilmiyor Hyunjin? Siz best friend foreversınız aslında."dediğinde Jeongin, Hyunjin gözlerini deviriyordu.

"Şu an insanların huzurunu bozmaktan başka bir şey yapmıyorsun Jeongin."dedi bu  sefer hiç konuşmayan ikinci kişi olan Felix.

"Huzur falan kalmamalı çünkü. El ele verip Minho abimi defetmişken sizi rahat uyutacağımı mı sandınız?"

"Onu biz göndermedik Jeongin, abin kendisi gitti. Git ondan hesap sor bizden değil!"

"Acaba neden gitti ya?! Siz adamın konuşabileceği birini mi bıraktınız yanında? Yalnız bıraktınız onu yalnız!"

"Sende bıraktın Jeongin! Sadece bizi suçlayamazsın."dediğinde Changbin, Jeongin başını aşağı yukarı salladı.

"Ben en azından hatamın farkına varıp sizi uyardım. Siz ne yaptınız? Sanki yanlış bir şey yapmışım gibi bana kızdınız."dediğinde Jeongin kısa bir süre sessizlik oluştu. Sessizliği Jisung bozmuştu.

hi, I'm here tooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin