YANINDAYIM

89 16 6
                                    

ARLADAŞLAR ÖNCELİKLE SELAM! BUARKLA MI ÇIKMAYA DEVAM ETSİN YOKSA DORUKLA MI?? GERÇEKTEN YORUMLARINIZ ÇOKK ÖNEMLİ. LÜTFEN BİRİNİZ YARDIM ETSİN! ÇOK KARASIZ KALDIM, SAÇMALAMAYA BAŞLADIM BİLE. BÜYÜK HARFLERLE YAZIYORUM ÇÜNKÜ DİKKATİNİZİ ÇEKSİN DİYE. DEDİĞİM GİBİ YORUMLAR ÇOK ÖNEMLİİ.

Sabah kalktığımda yanımda Burak vardı. Çok tatlı uyuyor, maşallah! Bir süre onu izledikten sonra yanağına öpücük kondurdum. Birşeyler mırıldanıyordu. Sanki korkuyormuş gibi. 'Ona dokunamazsın, piç herif. Belanı sikerim senin. O benim. O benim biricik Öyküm'

Oha diyorum yani, beni kıskanmıştı. Onu dürtükleyerek uyandırdığımda yerinden sıçradı. Bu haline gülmemek için dudaklarımı bastırdım. Ter içindeydi, ne oldu ona böyle ki? Ama kıyamam ben ona. 'Burak, ben YANINDAYIM. Sakin ol' 'Öykü, Doruk sana dokunuyordu, SANA anladın mı beni?? Benim olana dokundu!' 'Burak ben seni seviyorum, herşeye rağmen. Yanındayım. Bana dokunamaz, çünkü yanımda sen varsın' Bu dediğim ile gülümsedi. Evet, işte onu gülümsemetmeyi başardım. 'Biliyorum Öykü. Hadi kahvaltıya gidelim aşkım' 'Aaaa benim annemler geldi mi acaba? Sen bekle 2 dakka ben hemen geliyorum' Kafasını 'emredersiniz komutanım' der gibi salladı. Dedektif gibi sessizce odadan çıktım. Elimi silah gibi yaptım. Çok özentiyim. 5 dakikalık arama ile evde olmadıklarına kanaat getirdim. Yukarı odama çıktığımda Burak yatağıma uzanmış bir şekilde tavanla bakışıyordu. Yanına koşturarak gittim. 'Hopp sen tavanla niye bakışıyorsunuz bakiyim? He doğruyu söle. Aldattın mı beni' Diyip sırıttım. O da sırıttı 'Benim ki kıskanmış mı benii' Benim ki demesi çok hoşuma gitmişti. 'He aynen ondan' 'Lan iki dakkalık romantik olalım dedik, içine ettim' 'Ahahha. Bana bak tavan bir daha sevgilimle bakışırsan seni başka renge boyarım ha adam ol!' Bu dediğim ile iyice saçmalığımın farkına vardım. Burak ise sadece gülümsüyordu. Acıktığım için Burak'a kahvaltı hazırlamasını söyledim. Neymiş efendim, erkek adam kahvaltı yapmazmış. Allah allah ya! Dışarıda yeme fikrini benimseyip giyinmeye başladım. Tabii Burak odada değildi. Üstüme siyah- kırmızı kareli bir oduncu gömleği giydim. Siyah taytımı da altıma geçirdim. Saçlarımı taradım ve maşa yapmaya başladım. Uçlarında hafif hafif dalgalar vardı. Aynadaki yansımama bakıp gülümsedim. Hoş görünüyordum. Kırmızı mat bir ruj ile tamamlanmıştım. Son olarak eye-linerımı da çektim. Çantama bir kaç kitap ve kalem attıktan sonra telefonumu aramaya koyuldum.  Onu da bulduktan sonra kulaklığımı da alıp aşağı indim. Burak bana 'amına koduğum' bakışı attı. Tövbest ya! 'Ne bakış atıyorsun' 'Kızım 40 dakikadır hazırlanamadın' 'Hıhıı hadi çıkalım, ben acıktım' 'Tamam düş önüme' Yanağına sulu bir öpücük kondurdum ve şirince sırıttım. O yanağını silerken, göz devirmeyi de ihmal etmedi.

***********

'Kızım parti olucak lan. Keremde geldi hem. Gidelim nolurrr' 'Tamam bakarız' 'Yuppii. Tamam bak şimdi mavi elbiseyi giysem mi? Yok lan yoksa siyahımı giysem? Aaa karar veremdim ya' 'Biraz sus Güneş ya. Sabahtan beri dır dır dır yeter amk ya' O bana öldürücü bakışlar attı ve kendi aleminde kıyafet seçmeye devam etti. Yarın akşam parti olucakmış. Sabahtan beridir başımın etini yedi 'gidelim de gidelim' diye. Bende kabul ettim. Burak'a mesaj attım.

Kime: Yakışıklı Ego Bey

Bahçeye gelsene aşkımm.

Bu sırada Güneş beni kolumdan tuttuğu gibi kantine sürükledi. Evet, bildiğiniz sürükledi yani. Cebimden 10 Tl çıkartıp sırada kaynamaya başladık. Kantinciye bir ice-tea limonlu ve birde tost istedim. 2 dakkaya hazırlayıp verdi. Camış gibi yiyince Güneş: 'Lan yavaş ye öküz!' Diye uyardı beni. Onu hiç takmayıp yemeye devam ettim. Mesaj sesi geldiğinde ellerimi peçeteye sildim ve mesajı açtım.

Kimden: Yakışıklı Ego Bey

İşim var Öykü. Ben seni tekrar ararım.

Birşeyler çeviriyor gibi ama neyse. Mesaj bölümüne 'tamam' yazıp gönderdim. Trip falan atmıyorum. Zilin çaldığını duyunca irkildim. Güneşle sınıflarımıza kadar gittik. Vedalaşıp ben sınıfıma girdim. Doruk ve Pelin yan yana hatta el ele oturup, bişeyler fısıldıyorlardı. Bu sırada bizim sınıftan Meltem dersin boş olduğunu söyledi. Sevinmiştim. Pelinle birşey konuşmam lazımdı. Onların yanına gittim.

'Pelincim birşey diycem bir gelir misin?' Dedim gülümsemeye çalışırken. O ilk şaşırsada bozuntuya vermeden 'Tabii tatlım' dedi yapmacıkta olsa gülümseyerek. Doruk bize gözlerini pörtletmiş bir şekilde bakarken ben Pelin'in kolundan tuttuğum gibi sürüklemeye başladım. Bahçeye indiğimizde lafa başladım. 'Tanışalım. Ben Öykü' 'Pelin' dedi ve uzattığım eli sıktı. 'Bak Pelin açık konuşacağım. Tamam mı?' 'Dinliyorum' 'Dorukla siz eskiden sevgiliymişsiniz doğru mu? ' Dedim tek kaşımı kaldırarak. 'Evet' 'Peki ben onu severken sen neden karşısına çıktın?' Olabildiğince sakin olmaya çalışıyordum yoksa elimden bir kaza çıkacaktı. ' Ben onu seviyordum Öykü. Ayrılmamızın nedeni beni yanlış anlamasıydı. Beni bir erkekle gördü ama o kuzenimdi. Başka bir şehirden geldi onu da özlemiştim.  Bana süpriz yaptılar. O gün ona evde olucağımı söyledim. Genelde hep dışarıda gezerdik falan. Hasta olduğum için evde kalıcağımı söyledim. Annemlerde iş seyahatine gitmişlerdi. Kuzenlerimde bana süpriz yaptılar, eve geldiler. Doruk da süphelenmiş işte, bize gelmiş. Kuzenlerimi de görünce yanlış anladı. 3 erkek olduğu için beni sürtük yerine koydu ve benden ayrıldı. Biz o zamanlar İstanbuldaydık. O da İzmire taşındı. Anlatmaya çalışsam dinlemedi beni. Seni ne kadar çok sevdiğini fark ett-im. Onun için buraya geldim.' Hıçkırarak ağlıyordu. Vicdanım el vermediği için ona sarıldım. O da ellerini bana sardı. 'Tamam. Bunu keşke önce açıklasaydın, buraya gelmeseydi. Çünkü beni kendine fazlasıyla bağladı. Daha sonra seni seçti bence hala seni seviyor.' 'Hiç öyle sanma. Çünkü sen yokken bana hep seni soruyordu' Dediğinde gözlerim pörtledi. Bende ağlamaya başladım. 'Pelin. Ben artık Burak'ı seviyorum. Keşke daha önce bunları anlatsaydın da böyle yanlış anlaşılmalar olmasaydı. Doruku gerçekten seviyordum çünkü' 'Farkındayım ve sonuna kadar haklısın' 'Tamam görüşürüz' dedim ve oradan hızlıca uzaklaştım. Ne yaptığımı ben bile anlamamıştım. Ben o kızın saçını başını yolmak istiyordum, şimdi ise ona acıyıp ona sarıldım ve moral vermiştim. Kesinlikle aptaldım! Yada fazlasıyla saf. Beni üzen oydu ama ben ona yardımcı oluyordum. Arkamdan Pelin'in 'Öykü' diye seslenmesiyle kafamı çevirdim. O bana bakıp 'Sen çok iyi bir kızsın gerçekten. Fazlasıyla safsın. Ben burdan taşınacağım, Doruk beni gerçekten sevmiyor. Herşey için tekrar özür dilerim. Bende istemezdim böyle olmasını' Dedi ve yanımdan uzaklaştı. Onun arkasından sadece 'Peki' diyebilmiştim.

AŞKIM #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin