4. Bölüm

12.9K 508 143
                                    

Merhaba arkadaşlar. Yeni bölüm yeni heyecan sizi bekliyor. Lütfen emeğimi boşa çıkarmayarak oy ve yorumlarınızla destek olun. Sizin yaptığınız her oy ve yorum benim okunmamı etkiliyor. Sizin sayenizde bir çok okuyucuya ulaşacağını unutmayın. SİZİ ÇOK SEVİYORUM. Gözlerinize sağlık. 😘🥰😘🥰😘🥰❣️❣️❣️

Gözlerimi kapattım. Yere çakılacağım ve çekeceğim acı için kendimi o ana odaklandığımda bacaklarımda ve belimde  hissettiğim kollarla gözlerimi açtım. Demir düşmeme izin vermemiş yakalamıştı ve sımsıkı bir şekilde kolları arasında tutuyordu. Göründüğü kadar vardı ve oldukça güçlü bir adamdı. Başka biri olsa yüksek ihtimal yakalayamazdı. Başka birinin yakalayamaması ise benim bir yerden tutunarak aşağıya kendimi sallandırmam gerekirken elimin kayarak düşmemdi. Bu şekilde dahi yakalaması ve yakaladıktan sonra kollarında tutabilmesi olan üstü bir güç isterdi. Bu güç de kesinlikle onda vardı. Gücün yanı sıra refleksleri de oldukça iyiydi. Kendimi tüm yaşadıklarıma rağmen  şanslı hissetmem normal olmasa da şu an hissediyordum.

Demir'in kollarının arasında gözlerim sonuna kadar açık bir şekilde korkunun yarattığı adrenalin içinde hızlı hızlı nefes alıp veriyordum. O kadar hızlı nefes alıyordum ki burnumdan aldığım nefes yetmediği için dudaklarım dahi aralanmıştı.

Demir ise beni yavaş ve nazik bir şekilde kucağından indirdi. Kucağından indiğimde hala kollarını çözmemişti. Sırtım Demir’in göğüs kaslarında onun kollarının birisi göğsümün altında diğeri de belimdeydi. Bir taraftan kollarını neden çözmüyor diye söylenirken bir taraftan da bırakmasın istiyordum. O kollar arasında kendimi güvende hissediyor hiç bırakmasın istiyordum. Belki de bunları hissediyor olmamın tek nedeni Akın’ın beni ne ailesine karşı ne de başka birilerine karşı maddi manevi desteğini görmemiş olmamdı. Onda istediklerimi hiç tanımadığım bir adamdan görmem hissettiklerimi etkiliyordu.

Demir, ise bir süre sonra kulağıma yaklaşarak yumuşak ve kısık ses tonu ile, “iyi misin?” diye sordu. Nefesini saçlarımda ve kulağımda hissettim. Dudakları hala kulağımın yakınındaydı ve nefes alış verişinden bunu anlayabiliyordum.

Kafamı evet anlamında salladığımda yeni bir soru yöneltti aynı yakınlıkta. “Çok hızlı nefes alıp veriyorsun. Bırakırsam bayılacak gibisin.” Dedi. Doğru söylüyordu çok hızlı nefes alıp veriyordum ancak bu onun şu anki sarılması ve yakın olmasından kaynaklanıyordu.

Benim cevap vermemi beklemeden, “Sakinleş ve kesik kesik değil derin nefesler almaya çalış” dedi. Aynı ses tonu aynı yakınlık içinde söylemişti. Artık bu durumda nasıl olacaksa.

Kendimi toparlayarak söylediklerini yapmaya çalıştım. İşe yaramış nefes alış veriş hızım dengeye girmişti.

Nefesimin normalleşmesi üzerine yavaşça kollarını çözdü. O sabit kalırken ben bir adım ileri adımlayarak uzaklaşıp ona döndüm. Kısa süre gözleri üzerimde gezindikten sonra, “hadi gidelim” dedi. Büyük ihtimal yürüyebilecek miyim diye kontrol etmişti.

Kafamı salladığımda tekrar elimden tutarak  sessizce yürümeye başladık. Bu çatının da ucuna geldiğimizde içim biraz olsun rahatladı. İki çatı arasında boşluk yoktu ve yükseklik çok fazla değildi. Demir rahatlıkla tutabilirdi. Hoş her türlü tutabilecek güç vardı onda ancak yine de böylesi daha iyi olmuştu.

Demir yine önce indi. Kollarını açarak, “atla yakalayacağım seni” dedi.

  “Normalde kendin de atlayabilirsin, ancak atladığında çok gürültü çıkar” dedi. Amacı motive etmekti.

 Kafamı tamam anlamında salladım. Hem kol kaslarına hem de biraz önceki yaptığı harekete güveniyordum.

Dediğini yaparak çatıya oturup bacaklarımı aşağıya sallandırdım. Ardından da kendimi boşluğa bıraktım. Yine söylediğini yapmış beni tutmuştu. Bu sefer ise yüz yüze gelmiştik. Benim ellerim onun omuzunda onun kolları incecik belimdeydi. Her iki seferde de  canımı acıtmadan yakalamıştı. Parmakları bel boşluğumda hafiften hareket etti. Gözlerimiz birbirinde birbirimizi inceliyorduk. Demir’in gözleri çenemin altında bulunan eski dikiş izine takıldığını anladım. Parmağı ile oraya afifçe dokunduktan sonra, “burası nasıl oldu? Dikiş atılmış gibi görünüyor” dedi incelemeye devam ederek.

BEYAZ GÜLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin