33. Bölüm

8K 389 103
                                    

Merhaba canlarım. Takibe almak isterseniz hatyattanbanakalan  hesabımdan takibe alabilirsiniz. Keyifli okumalar 🥰😘🥰😘🥰😘

Kapıdan gelen tıklatılma sesi ile gözlerimi açtım. Uyku sersemi kollarımı uzatarak esnediğimde kolum Demir’e çarptı. Tamamen varlığını unutmuşken kolumun değmesiyle varlığını algıladım. Sadece varlığını değil akşam yaşadıklarımızı da hatırlamam çok geç olmadı. Hızlıca kendi üzerimde göz gezdirdiğimde geceliğimin olmadığını, vücudumun çıplak olduğunu anladım . Yorganı hızlıca boğazıma kadar çekerek Demir’e döndüm.

O hala uyuyordu ve gördüğüm kadarıyla açıkta kalan yerlerinde giysi yoktu. Muhtemelen görmediğim yerlerinde de kıyafet olduğunu zannetmiyordum. Aklıma gelenlerle bir anda hem utandım hem de kızardım. Dudaklarımı kemirirken hazır uyuyor olan Demir’i bana ait olmuşken uzun uzun seyretmek istedim.

Bu şekilde gözüme daha farklı görünüyordu. Yakışıklı yüzünde, kavisli kaşlarında, biçimli burnunda, bir süre göz gezdirdikten sonra aklıma akşam yaşadığımız o anlar geldi. Yüzümde hem utangaçlık hem de gülümseme ile Demir’in akşam benimle birlikte olduğu o anları hatırladım. O anlarda bana yansıttıkları daha bir gülümsememi genişletti. Demir  arzudan ziyade bana aşkla dokunduğunu hissetmiştim. Eminim ki bir şeyler hissetmese benim için o özel anlarda özenli davranmazdı, diye düşünmeden ve umutlanmadan edemedim.

Demir’e bakan gözlerim düşüncelere daldığından dolayı onun uyandığını ve onun da bana ilgiyle baktığını fark etmedim. Saçlarımı okşamasıyla dikkatimi ona yoğunlaştırdım. Düşüncelerimden kendimi kopardığımı anlamış olacak ki, “çok düşüncelisin” dedi kısık ve inceleyen bakışlarla. Anlamaya çalışır gibiydi.

İçten gülümseyerek, “düşünceli değilim. Sadece dalmışım” dedim ne için daldığımı hatırlayıp gözlerimi kaçırarak. Akşam yaşanılanlara dalmış olduğum için açıklama yapamazdım.

Demir aradaki mesafeyi kapatarak kollarının arasına aldı. Kafamı göğsünün üzerine yerleştirdikten sonra  durgun çıkan ses tonu ile “pişman mısın?” diye sordu, parmaklarını çıplak kolumda gezdirerek.

Kafamı hızla göğsünden kaldırdım ve gözlerine baktım. Kaşlarımı çatarak, “pişman mı? Neden pişman olacakmışım” diye sordum. O da gözlerimin içine benden farklı olarak düşüncemi anlamaya çalışır gibi bakarak, “ bilmiyorum Gece, sadece sormak istedim.” Dedi bir nefeslik kendine zaman tanıdıktan sonra, “Belki de pişman olmadığını duymak istedim” dedi tek gözümün altında parmağını gezdirerek.

Pişman değildim ve olacağımı da zannetmiyordum. Düşüncemi yüzüme yansıttım ve kafamı iki tarafa sallayarak, “asla pişman değilim ve olmayacağım” dedim ve dudağına kısa ve hızlı bir öpücük kondurdum. Kondurmuş olduğum öpücük yeterli olmamış olacak ki gülümseyerek dudaklarımızı birleştirdi.

Nefes nefese ayrıldığımız da kapıdan gelen vurulma sesi tekrar etti. Bu tekrar sıklaşınca panikle “efendim” diye seslendim. Yataktan çıkamazdım  üzerim müsait değildi.

Kapıdan, “kızım kahvaltı hazır, saat öylen oldu” diyen annemin kapıdan sesi geldi. Demir annemin öylen oldu sözü üzerine, saatini alarak kaşlarını şaşkınlıkla havaya kaldırdı ve “saat iki olmuş” derken de saati bana çevirdi. Gördüğüm saat ile hızla kapıya döndüm ve,  “tamam anne geliyoruz” diye cevap verdim. İçimden odamda  banyonun olmasına şükür etmeden de geçemedim.

Annemin uzaklaştığını ayak seslerinden anladığımda Demir’e dönerek, “önce sen duşa gir, sonra da ben girerim” dedim. İlk defa Demir’e talimat veriyordum. O da itiraz etmeden talimatımı onaylamak için kafasını tamam anlamında salladı. Sonrasında da yerden aldığı eşortman altını giyerek banyoya girdi. Onun banyoya girmesi ile hemen geceliklerimi üzerime geçirdim ve hemen ardından da yatağı toparladım. Üzerime duştan sonra giyebileceğim kıyafetlerimi hazırladığımda Demir beline doladığı havluyla çıkıp geldi. “Adama bak ben utancımdan ona bakamazken, o rahat rahat karşımda duruyor.” diye gözlerimi kaçırarak içimden söylendim.

BEYAZ GÜLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin