39. Bölüm

5.4K 311 101
                                    


Merhaba aşklar, bugün size teessüflerimi bildirerek başlıyorum yeni bölüme. Sizden ufak dahi bir kaç yorum istediğim halde yorum yapmıyorsunuz. Ayrıca yorum yapan aşklar da artık yapmamaya başladılar. Bu duruma çok üzülüyorum haberiniz olsun. Sizin için her hafta bölüm yetiştirmeye çalışıyorum ancak siz yorum yazmıyorsunuz. Çok üzüyorsunuz canlarım beni haberiniz olsun. Yine de siz benim canlarımsınız, hepinizi öpüyorum🥰🥰🥰🥰🥰.

Sabah gözlerimi açtığım da yatakta tek başımaydım. Uyku mahmurluğunu üzerimden atmak için gözlerimi ovuşturduktan sonra yatakta dirseklerimin üzerine doğruldum. Kafamı çevirip Demir'in yattığı tarafa baktığımda beyaz küçük bir kağıdının üzerinde yazılı not kağıdı buldum. Uzanıp aldığımda en üst kısımda büyük harflerle, "günaydın beyaz gülüm." Yazıyordu ve yine bana beyaz gülüm diye hitap etmişti. Gülümseyerek beyaz gülüm yazan yazının altında bulunan cümlelere indirdim gözlerimi. Bu sefer küçük harflerle, "Acil işim çıktı gülüm. Bu nedenden dolayı erken çıkmak zorunda kaldım. Biliyorum bu gün nikahımız var ve inan bana en geç üçe kadar evde olacağım. Ben gelene kadar seni hazırlamak için birileri gelecek. Senin isteğine bağlı olarak seni hazırlayacaklar. " diye yazdıktan sonra biraz boşluk bırakarak "lütfen bana artık güven." yazmıştı. Tüm sözcüklerden anladığım kadarıyla akşam ki kızgınlığı geçmiş hatta mutluluğum için çırpınıyordu.

En son cümlesinde bir de bana güven yazmıştı. Bilmiyordu ki tüm kalbimle ona sığındığımı ve ona güvendiğimi. O benim kurtarıcım ve koruyucumdu. En zor zamanımda bana kol kanat germiş ve elinden gelen desteği sağlamıştı. Ona olan güvenim bu yaşıma kadar başka kimsede bu denli olmamıştı. Tek korkum benim hissettiklerimi bana karşı hiç bir zaman hissetmeyecek olmasınaydı. Bunun güvenmek yada güvenmemekle kesinlikle bir alakası yoktu. Sürekli bir kadın çıkacak ve Demir onunla gidecek korkusu vardı içimde. Belki de Akın'ın yaşattığı şeyler bunları düşünmeme neden oluyordu. Nedir sebebi bilmiyorum ancak bu korkuyu içimden bir türlü atamıyordum.

Notu ilk okuduğumda oluşan gülümseme, aklımda gezinen düşünceler nedeniyle kayboldu. Kendi kendimi doldurmuş olduğum için alnıma uyarı amaçlı hafif bir tokat attım. Dışımdan söylenerek, "üzülme ve mutlu olmak için elinden geleni yap. Her şey yolunda. Kendini üzmek için bahane üretme" diye söylenerek kendimi motive etmeye çalıştım. Sonrasında elimde olan notu yırtmak yerine baş ucumda bulunan çekmeceye koydum. Demir'in bana yazdığı ilk nottu ve bu yüzden çok özeldi. Yırtılacak kadar değersiz bir kağıt parçası değildi.

Notu çekmeceye koyduktan sonra banyoya girdim. Çok uzun sürdürmediğim ılık bir duş aldım. Duştan çıktığımda üzerime yazlık eşortman geçirerek Lavin'in odasına yöneldim. Saat oldukça erken olduğu için Lavin'in uyuyor olma ihtimaline karşı sesiz bir şekilde odasına girdim. Baş ucuna geldiğimde üzerinde göz gezdirdim. Sevimli yumurcak pikeyi tepikleyerek bacaklarının altına almış ve üzeri tamamen açık bir vaziyette uyuya kalmıştı. Üzerini yavaş hareketlerle örttükten sonra kokusunu içime çekerek öpücük kondurdum. Sesiz olmaya özen göstererek parmaklarımın ucunda odadan çıktım.

Aşağı kata indiğimde Hacer abla mutfaktan çıkıyordu. Beni görür görmez yanıma geldi ve evin hanımı olarak gördüğü için her zamanki gibi çekingen tavrıyla , "Gece hanım kahvaltı hazır. Lavin hanımı bekleyecek misiniz? " Diye sordu. Aslında ona karşı her zaman samimi ve sıcak davransam da Demir'den kaynaklı olduğunu düşündüğüm o soğukluğu korumaya çalışıyordu.

Artık bu duruma çok da takılmak istemediğim için sorusuna gülümseyerek, " saat daha çok erken, canım bir şey yemek istemiyor, Lavin'i bekleyebilirim" dedim. Tam Hacer hanım gidecekken "bir kahve alabilirim, müsaitsen." dedim. Kafası ile onaylayarak, "tabii efendim" dedi ve mutfağa yöneldi.

BEYAZ GÜLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin