32. Bölüm

7.6K 430 138
                                    

Merhaba canlarım. Beni hayattanbanakalan adlı profilimden takip ederseniz duyurularıma ulaşabilirsiniz. Sizi çok öpüyorum.

Kızımın baba diye Demir’in bacaklarına sarılması ile hissettiklerimin tarifi yoktu. Olur ya ağlamak istersiniz ama o an ağlayamaz ve boğazınıza bir yumru oturur. Bu yumru ne yapsanız da gitmek bilmez ve tek yolu içinden geldiği gibi haykıra haykıra ağlamaktır. İşte yaşadığım duygu tam da buydu. Elim, kolum, dilim bağlanmış kızıma ve Demir’e bakakalmıştım. Olan biteni sanki başkası yaşıyormuşçasına seyrediyordum.

Zavallı kızım yıllarca yaşadığı baba özlemini yanımda gördüğü ilk erkeği babası zannederek ortaya koyuyordu. Arada bir yanımıza uğrayan son bir sene boyunca ise hiç gelmeyen babasını kızım tamamen unutmuştu. Ayrıca bir sene önce geldiğinde de hastalığından dolayı hastanede yatmasından dolayı babasını pek tanımıyordu. Demir’i babası sanması kızım açısından gayet doğaldı.

Ne kadar kızım için doğal olsa da Demir için normal değildi. Şaşkınlık içerisinde bacağına sarılan çocuğa ne tepki vereceğini bilemeyen gözlerle gözlerime baktı. Fakat baktığı gözlerde umduğu yardımı bulmak yerine çaresizlik ve nem görmesi başının çaresine bakması gerektiğini ona anlatıyordu.

Demir yanağımdan akan damlaları görünce gözlerini kapatıp açarak bana sorun yok mesajını vermek istedi. Ardından da dizlerinden birini yere koyarak kızımın boy seviyesine gelmeye çalıştı. Çalıştı diyorum çünkü dizinin üzerinde dahi olsa Lavin’den yine de uzun olmuştu.

Lavin ise Demir’in tek dizinin üzerine çökmesi ile, “babacım seni çok özledim” dedi ve boynuna kollarını doladı. Lavin’in yaptığı davranış karşısında Demir de kollarını kızıma doladı ve tekrar gözlerini bana çevirdi.

Artık gözlerimden yaşlar daha fazla akıyorlardı. Bu durum için ne yapmalıydım sanki beynim durmuşçasına hareketsiz bekliyordum. Belki de bu zor durumu Demir’in anlatması için kendime müdahale etmek için komut vermiyordum. Bir nevi kaçıyor yaşanacak güçlüğü Demir’e yıkıyordum. Bencilce miydi evet kesinlikle bencilce bir davranıştı fakat evladımı hayal kırıklığına düşürmek daha acısıydı.

Kızım Demir’in boynundan kollarını çözerek ellerini onun yanaklarına koydu. Küçücük parmaklarıyla demirin yanaklarını okşarken, “sen de beni özlemedin mi babacım” dedi dudaklarını büzmüş cevap bekleyen bir ifade ile. Demir ise ne yapacağını bilmez bir durumda kızıma bakıyordu. Lavin ise Demir’in sesiz kalmasından dolayı bir terslik olduğunun farkına varmıştı. Anlıyordum ki Demir ilk defa ne yapacağını bilemez bir durumda hissediyordu kendini. Yine  yardım ister gibi gözlerimin içerisine baktı. Baktığında ise ona yardım edemeyeceğimi ve asıl benim yardıma ihtiyacımın olduğunu anlayarak gözlerini Lavin’e çevirdi. Yüzüne yerleştirdiği gülümsemesi ile, “Sen çok güzel bir kız olmuşsun. Bu güzelliği kim özlemez ki” dedi. Kaçamak cevap vermeye çalışarak. Bunu yapmış olmasının nedeni aslında gerçeği anlattığında kullandığı cümlelerin altında ezilmek istemesinden kaynaklanıyordu.

Lavin Demir’in sözleri üzerine, “babacım benim” diyerek tekrar Demir’in boynuna kollarını doladı. İkisi de kollarını birbirlerine doladıklarında artık dayanamadım ve Lavin’le konuşmak istedim. Lavin’in omuzuna dokunarak, “ kızım” diye seslendim. Kızım ise bana döndüğünde  konuşmama fırsat vermeden, arkadan babamın sesini duydum. Babamın söyledikleri üzerine artık ölmek istiyordum ve etrafta kiralık katil olsa anında beni vursun diye tutabilirdim.

Allaha babamın Demir’i görmemesini dileyerek babama döndüm. Fakat dileğim kabul olmamış, babam, “Gece kızım Lavin kime sarılıyor” diye sormuştu. Lavin benim cevap vermeme izin vermeden, “dedeciğim, bak babam gelmiş” dedikten sonra gülümseyerek Demir'den ayrılıp dedesinin yanına gitti. Korkulu gözlerle bir babama bir de Demir’e bakarken, Demir yaşanan yeni olayın şokundaydı.

BEYAZ GÜLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin