40. Bölüm

5.3K 328 95
                                    

Merhaba canlarım ve bir tanecik okuyucularım. Hadi bu yeni bölümü yorumlarınız ile coşturun. Sizi çok çok seviyor bu yazar.

Unutmadan hayattanbanakalan hesbımı takip edin bebeklerim

İnsan oğlu yaşamı boyunca en çok korktuğu yerden sınanırmış. Sanki o korkular ile beslenir gibi birebir aynısını yaşarmış. Ne kadar kaçmak istese de dönüp dolaşıp bulurmuş. En iyisi kabullenip beklemek diyen insan oğlu sayısı mücadele edenden çok daha fazlaymış. Kimine bu garip gelse de istemsizce yaparlarmış.

🖤
Kapının önünde çok da telaşlı durmayan korumalar ve Demir'in iri cüssesi görüş açımı tamamen kapatıyorlardı. Görmek için ne kadar çabalasam da bir türlü göremediğim davetsiz misafiri görme umudumu kaybederek geri döndüğümde duyduğum, "aşkım, seni aylarca dönmen için beklerken senin evlenecek olduğunu duyduğumda çıldırdım" diyen kadın sesi ile hızlı bir şekilde geri döndüm. Kapıya yaklaştığımda, Demir'in boynuna kollarını dolayan ve ona sıkı sıkı sarılan sarışın kadın ile beynimden vurulmuşa döndüm.

Gördüğüm ve duyduğum sözcüklerin yaşattığı hayal kırıklığı ayaklarımın altında bulunan zeminin sanki hareket ediyormuşçasına sallandığını hissettim. Bacaklarımda derman kalmamış ayakta durabilecek gücüm tükenmiş yere yığılacak gibi sendelediğimde Ayda'nın hızlı refleksi ile düşmekten kurtuldum. Artık kardeşimin desteğinin de yeterli gelmeyeceğini anlayarak destek almak için uzanarak kapıdan tutundum. Nefes alma güçlüğü çekerek elimi kalbime götürdüğümde sanki kalbim yerinden çıkmış boğazımda atıyormuşçasına konuşamıyor ve nefes alamıyordum.

Gözlerimin tek odak noktası olan Demir ve sarışın kadınken, o kadının Demir'in yanağına kondurduğu öpücük ile artık üzerimde bulunan gelinlik sıktıkça sıkıyor vücudumda kan hareket etmiyor gibi hissetmeme neden olmuştu. Kendimde az biraz güç bulabilsem parçalayıp çıkarabilmek için can atıyordum. İçimden, "Allahım hepsi beynimin uydurduğu bir hayal olsun. Gördüklerim gerçek olmasın" diye bir ümit söylenerek gözlerimi kapattım. Gözlerimi kaç saniye kapalı tuttum bilmiyorum ancak yanağımdan süzülen tek bir damlanın akışını ve çenemden damlayışını ruhumda hissederek bekledim.

Gözlerimi açmamak için direnirken Ayda'nın , "Gece sakin ol. Kesin mantıklı bir açıklama yapacaktır" diyen sözleri kulaklarıma uğultu şeklinde uzaktan geliyordu.

Saniyeler içerisinde gördüklerim gözlerimi açmadan koşarak uzaklaşma isteği içerisine soksa da bacaklarımda hissettiğim güçsüzlük bunu engelliyordu. İnatla gözlerimi sıkı sıkı kapalı tutarak kendime biraz daha zaman tanımaya çalışıyordum. Bir taraftan da, "Gece sen neler yaşadın ve gördün. Bunu da atlatacak ve yoluna bakacaksın. Kendini toparla ve yapman gerekeni yap" diye güçlü durmak için ikna etmeye çalışırken Ayda'nın, telaş içerisinde, "Gece şuraya bak" diyen sözleri üzerine gözlerimi açtım. Demir, boynuna ahtapot gibi sarılan kadının kollarını boynundan sökmek için uğraşıyordu. Fakat kadın inatla tekrar sarılıyordu. Demir sonunda sabrı tükenmiş gibi boynundan kollarını sert hareketlerle sökerek itti. Kadın bir iki adım geri geri gitti ve kendini toparlayarak tekrar Demir'e yaklaşmak için adım attığında, Demir işaret parmağını kadına göstererek, "sakın bir adım dahi atayım deme." Dedi yüksek ve tehdit dolu ses tonu içerisinde. Kadın yapmak istediği hareketten vaz geçerek Demir'e şaşkın gözlerle baktı. Demir hala parmağı havada, "Sana bir yıl önce söylemiştim. Senin ısrarın üzerine bir kaç gece geçirdik. Fakat sen beklenti içerisine girmeyeceğine söz verdiğin halde sözünde durmadın ve ilişkimizi bitirdik. Sanki sevgilimmiş gibi gelip hesap soruyorsun." Dedikten sonra derince nefes aldı. Aldığı nefesi bir iki saniye bekledikten sonra verirken, "Sana bir yıl önce de söylemiştim, tekrar söylüyorum. Seninle artık birlikte olmayı bırak yan yana dahi gelmek istemiyorum" dedi bıkkınca. Kadın ise Demir'in sözlerini ağlayarak dinledi.

BEYAZ GÜLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin