1 Bölüm

43.4K 832 75
                                    

 Merhaba canlarım. Yeni kitap ve yeni macera. Hep birlikte ilerleyelim. Biliyorum oy ve yorumlarınız ile destek vereceğinizi. Sadece unutmayın diye yazıyorum. Yorumlar satır aralarına. SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM. Keyifli okumalar diliyorum. Beni takip ederseniz duyurularımdan haberdar olabilirsiniz.

Koşuyordum! Uzun süredir hızımı kesmeden nefes nefese koşuyordum. Isız sokaklarda nefes sesim kulağıma gürültülü bir şekilde ulaşıyordu. Artık koşmaktan nefesim kesilmek üzereydi. Ciğerlerim acımakla birlikte kalp atış hızım üç katına çıkmıştı. Kalbimin atışına nefes alış veriş hızım yetişemiyordu. Bacaklarımda derman kalmamış her an pes edebilirdim. Ancak farkındaydım, gücümün son sınırlarını zorlamak zorunda olduğumun.

Kaslarım inanılmaz derecede acıyordu. Yardımın gelmeyeceğini anlayana kadar tüm gücümle bağırmamdan ise boğazım kurumuştu.

Rusya’nın ıssız sokaklarında yardım etmeleri için ne kadar bağırmış olsam da kimse penceresini aralayıp bir kız bağırıyor neden acaba  diye bakmamışlardı. Bakmış olsalar dahi umursamamışlar boş vermişlerdi. Yüksek ihtimal ile de peşimde olan adamların korkusundan yardım etmek istemiyorlardı.

O an aklıma, "Türkiye’de tüm bunları yaşamış olsaydım yardım edemeseler dahi polisi arayarak yardımın gelmesine destek olurlardı" Diye düşündüm. Ancak burası Rusya idi ve burada kendi başımın çaresine bakmak zorundaydım.

Bağırmanın ve yardım istemenin bir faydasının olmayacağını anladığımda tüm gücümü bacaklarıma vermenin en iyisi olduğunu düşünüp hızımı artırmaya çalıştım. Sınırlarımın üzerine çıkmıştım artık. Daha ne kadar devam edebilirdim bilmiyordum.

Arkamdan gelen adamlara kesinlikle yakalanmamalıydım. Yakalanırsam yapacaklarını düşünmek dahi istemiyordum. Çok iyi şeyler yapmayacakları bariz bir şekilde pes etmeden ardımdan gelmelerinden belli oluyordu. İçimden sürekli dua ediyordum. Koşmak ve dua etmekten başka bir seçeneğim olmadığını biliyordum.

Bir yer bulup saklanamazsam dua etmenin ve koşmanın bir sonuç vermeyeceği ortadaydı. Bir süre sonra  koşmaktan yorgun düşüp bayılacaktım. Çaresizlik içinde bir taraftan koşuyor bir taraftan da etrafta göz gezdiriyordum. Allah kahretsin ki saklanabileceğim tek bir yer dahi gözüme çarpmıyordu.

Pes etmeden biraz daha koştuktan sonra adamlar arkamdan geliyorlar mı diye dönüp baktım. Bir mucize gibi adamları göremedim. Ancak seslerini çok uzak olmadıklarını anlayacak kadar yakınlarımda olduklarını duyabiliyordum. Nasıl başardım bilmiyorum fakat arayı açmış onların göz hapsinden kurtulmuştum.

Bu fırsatı değerlendirmek için etrafta tekrar göz gezdirdim. Artık neresi olursa olsun saklanmam gerekiyordu. Bu düşünce içerisinde bakındığımda  saklanabileceğim yerlerinin olduğunu fark ettim. Etrafta inşaat halinde binalar, çimento torbaları, inşaat araçları ve kocaman variller vardı.

Koşarak inşaat alanına ulaştım. Tam binalardan birine girecekken vazgeçerek o büyük varillerden birinin yanına gittim. İnşaatta girersem orada olacağımı tahmin edecekleri için varilin içine girmenin daha mantıklı olacağını düşündüm. Varillerden birini ters çevirerek altına girdim. Normal şartlarda o varili kaldırıp içine girmem bir mucize olabilirdi. Fakat yapmıştım işte. Korkunun bana verdiği inanılmaz güçten dolayı bunu başarmıştım. Varilin içine girdiğimde "Şans benden yana gibi görünüyor" diye düşünerek az da olsa umutlandım.

Bir diğer şansım ise havanın çok karanlık olmasıydı. Karanlıkta inşaata girdiğimi görmemiş olma ihtimalleri oldukça yüksekti. Belki de hiç inşaat alanına uğramadan çekip gideceklerdi. Bu sayede kurtulup hiç bunları yaşamamış gibi unutacaktım. İmkansız olsa da başarmaya çalışacaktım.

BEYAZ GÜLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin