•4•

4.4K 707 589
                                    

Sikeyim.

Lanet olsun.

Lanet olsun.

Lanet olsun sana Lee Minho.

Ama çok da olmasın.

Elimi alnıma vurarak titreyen bacaklarıma sövmüş ardından önümde yürüyen Minho'nun peşinden ilerlemeye başlamıştım. Çok güzel Jisung. Batırdın Jisung. Aferin Jisung.

Acaba onu sevdiğimi anlamış mıydı? Yok canım nereden anlayacak? Aptal gibi titremenden ya da düz yolda yürüyemediğinden olabilir mi gerizekalı?

Kendi kendime konuşarak sahaya girdim. Ben sol taraftan tribünlere ilerlerken Minho ise sağ taraftan sahaya çıkmıştı.

Tam bir aptal olduğum için merdivenleri çıkarken tekrar ona baktım. Onun da kafasını çevirip bana bakmasıyla göz göze gelmiştik. Pişkince sırıtıp göz kırptı.

Lee Minho benden ne istiyorsun? Aciz kalbimi rahat bırak.

Işık hızında kafamı önüme çevirdim. Tekrardan bir düşme tehlikesi atlatmıştım. Kızardığıma da emindim. Çok güzel Jisung. Asla belli etmedin şu an.

Derin bir nefes vererek kendimi çoktan tezahürata başlamış Felix'in yanına atmıştım. Bu kadar adrenalin benim için çok fazlaydı.

Ellerimi yüzüme kapatıp sakinleşmeye çalıştım. O sırada Felix'in bakışlarını üstümde hissediyordum.

"Sıçtım Felix. Kesin onu sevdiğimi anladı."

"Ne? Nasıl?"

Olayı kısaca Felix'e özet geçtiğimde gülmeye başlamıştı. Koluna vurarak bağırmaya başladım.

"Gülmesene gerizekalı! Mal gibi kaldım diyorum of."

"Bir şey olmaz Jisung. Anlamamıştır. Her gün yüzlerce böyleleriyle karşılaşıyor zaten."

Rahatlayarak önüme dönmüştüm ki sonradan düşen jetonla kaşlarımı çattım. Gerçekten de etrafında ne kadar çok kız ve erkeğin dört döndüğünü bir an için unutmuştum.

Ne yani? Herkese göz kırpıp bellerini mi tutuyordu? Bana yapmıştı. O halde herkese yapıyor olabilirdi.

Suratım düşmüş, gözlerim dolmuştu. Bunu fark eden Felix endişeyle bana doğru döndü.

"Hey, yani ben öyle demek istemed-"

Elimi havada salladım. "Önemli değil. Haklısın, biliyorum."

Gözyaşlarımı geri gönderdikten sonra elimle heyecanla Changbin'i işaret ettim. Arkadaşımın da moralini bozmamalıydım.

Felix sahaya doğru döndüğünde Changbin koşarak ona doğru gelmiş, dudaklarına hızlı bir öpücük bırakmıştı.

Felix aptal gibi sırıtırken bense gülümsemiştim. Bir an için hiçbir zaman Minho'yla böyle olamayacağım gerçeği kalbimi acıtmıştı.

Gözlerimi geniş sahada dolaştırdıktan sonra bakışlarım tekrar Minho'nun bedenini buldu. Kaşlarını çatmış, koçun söylediklerini dikkatle dinliyordu.

Çok geçmeden hakemin düdüğüyle ilk periyot başlamıştı.

Dirseklerimi dizlerime dayayıp öne doğru eğildim. Göz bebeklerimi Minho'nun bedenine mıhlamıştım adeta. O hariç kimseyi görmüyor gibiydim.

Lanet olsun ki çok iyi oynuyordu. Takım kaptanı olduğu için diğerlerine sürekli bir şeyler bağırıyordu. Bundan da etkilenmezsin Jisung.

Write Your Own Story /MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin