Önceki bölümleri okuduğunuza emin olunnn <3
Oy sınırı: 71
Yorum sınırı: 380mrs-niss Geçen bölüme tam 73 yorum yapmışsın senin için sınırları düşürdüm ve geçilmesini beklemeden atıyorum kdmdosldğfmpslspd
"Önce bir markete uğrayalım, yiyecek pek bir şey yok."
Minho sola sinyal verirken söylemişti. Kafamı olumlu anlamda sallayıp "Olur." derken camdan dışarıyı izliyordum.
Küçük bir marketin önünde durduğumuzda birlikte arabadan inerek içeriye girmiştik. Hazırlanabilecek basit şeyler alıyorduk, kızartmak için hazır tavuk, ramen gibi şeyler.
Minho tavuğu beklerken ben ise abur cubur kısmına giderek birkaç atıştırmalık ve içecek almıştım. Bilerek alkolsüz almıştım çünkü içersem neler olabileceğini az çok tahmin ediyor olmalıydınız.
Kısa bir kim ödeyecek tartışmasından sonra Minho'nun ödemesiyle tekrar arabaya doğru ilerlemiştik. "Yarısını ben ödemeliydim."
Minho poşetleri bagaja yerleştirirken kollarımı önümde birleştirip konuşmuştum. O ise sadece gülmüştü. "Bir dahakine sen ödersin." Bagajı kapatıp sürücü koltuğuna yürürken göz kırpmıştı. Bir dakika ne? Bir dahaki mi? Yani... yani bir dahaki mi olacaktı? Böyle söylemişti değil mi?
"Bütün gün orada dikilmeyi mi düşünüyorsun?" Sesiyle transtan çıkar gibi kendime gelmiş ve bedenimi ön koltuğa atmıştım.
Minho arabayı çalıştırırken hala gülüyordu. "Gülme artık, ne gülüyorsun?" Kalbim tekliyor da.
"Beni güldürüyorsun. Şimdi de kızardın, utandın mı yoksa?"
Siktir ya.
"Niye utanayım? Soğuktandır, oluyor bazen." Hızlı hızlı konuşup kafamı cama çevirmiştim. Daha fazla kızardığıma yemin edebilirdim çünkü yüzüm cayır cayır yanıyordu.
"Sen öyle diyorsan."
Kısa bir yolculuğun ardından güzel bir apartmanın önünde durmuştuk. Arabadan inip binaya giren Minho'yu takip etmeye başladım.
Küçük ama modern görünen bir asansöre bindiğimizde dördüncü katta inmiştik. Minho cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtıktan sonra bir adım geri çekilmiş ve elini önüme uzatmıştı geçmem için.
Bu kadar kibar olmasına da ayrı bir düşüyordum ne yalan söyleyim.
Bakışlarımı etrafımda gezdirerek ayakkabılarımı çıkarmış ve içeriye geçmiştim. Anında yüzüme çarpan vanilya kokusuyla yüzümde bir gülümseme oluşmuştu.
Hemen sol tarafta bir vestiyer vardı. Vestiyerin yanında mutfak olduğunu düşündüğüm bir kapı vardı. Oturma odası direkt olarak önümdeydi. Bir de sağ tarafa giden -muhtemelen banyo ve diğer odaların olduğu- bir koridor vardı. Evi küçüktü ama oldukça ferah dekore edilmişti.
Kendimi koltuklardan birine atıp çantamı da yanıma koymuştum. Minho da ceketini çıkarıp astıktan sonra elindeki anahtarları vestiyerin üstüne fırlatmıştı.
Hava kararmaya başladığı için ışıkları açıp yanıma geldi.
"Evin güzelmiş." Mal gibi bir cümleyle giriş yapmıştım. Evet.
"Sağ ol, annem dekore etti." Elini ensesine atıp gülerken konuşmuştu. Desenize kayınvalidem zevkli bir insanmış.
"Yalnız mı yaşıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Write Your Own Story /Minsung
Fanfiction(TAMAMLANDI.) "Hadi ama Jisung, kim kendi yazdığı kitaba ağlar ki?" Felix'in sesiyle gözyaşlarımı tekrar silmiştim. "Ama Lix, Minho'm ölüyor!" - 1Month ile bağlantılı ama bağlantılı değil de. Onu okumazsanız bir şey kaybetmezsiniz. Yani en azından...