Oy sınırı: 44
Yorum sınırı: 140Final haftası göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti. Bu süre zarfında Minho'yu pek fazla görememiştim, öyle ki zaten deli gibi utanıyordum.
Şimdi ise günlerden salı, Felix'le birlikte Barbie Pegasus'un Sihri izliyorduk. (İzleyin izlettirin lemdpwlspe)
"Ya bu adamın karılarına çok üzülüyorum ben." Felix konuştuğunda gülmeye başlamıştım.
"Boyları niye böyle ya ben ona takılıyorum her seferinde, çok komik." Kahkaha attığımda Felix bana öldürecekmiş gibi bakmıştı. Omuz silktim.
"Ya sonuçta kurtulup insan oluyorlar tekrar, takma bu kadar." Tekrar konuşmuştum.
Felix ise kafasıyla onaylayıp ekrana dönmüştü.
Filmi bitirdiğimizde gün de bitmişti. Esneyerek yerimde doğruldum. "Ben yatıyorum, iyi geceler sana."
"İyi geceler Sung." Felix telefonunu eline aldığında Changbin'i arayarak balkona doğru adımlamıştı.
Bense dişlerimi fırçalayıp kendimi yumuşak yatağıma bıraktım. Oldukça uykum gelmişti bu yüzden direkt olarak gözlerimi kapatmış, uykuya dalmıştım.
—
"Jisung! Geç kalacağız."
Odamın kapısına artık yüksek sesle vurmaya başlamış olan Felix sayesinde gözlerimi açmıştım. Bugün anlayamadığım bir şekilde yataktan hiç çıkmak istemiyordum fakat mecburdum.
"Geliyorum!" Boğuk sesimle Felix'i gönderdikten sonra banyoya giderek işlerimi hallettim. Üstüme basit siyah bir hoodie ve açık mavi kot pantolon giydikten sonra telefonumu cebime atarak aşağıya indim.
Felix'le birlikte kısa bir kahvaltıdan sonra okula gitmek üzere otobüs durağına doğru ilerlemiştik. Bugün iki dersimiz vardı, biri sabahın köründe diğeri ise öğleden sonraydı.
Kampüse giriş yaptığımızda bugünkü ilk dersimizin Minho'larla ortak dersimiz olduğunu hatırladım. Ellerim terlemeye başlamıştı bile.
Bahçede Seungmin de bize katılırken hep birlikte büyük amfiye girdik. Felix tabii ki Changbin'i görür görmez bizi satarak yanına koşturmuştu. Seungminle aynı anda gözlerimizi devirdiğimizde sonrasında gülmeye başladık.
"Arka taraflara oturacağım ben." Konuştuğumda Seungmin de beni onaylayarak peşimden geldi. Böyle istememin sebebi Minho'yu rahat rahat izleyebilmekti. Bir haftada oldukça özlemiştim çünkü.
Kafamı sıradaki koluma yaslayarak aşağıdaki kapıyı izlemeye başladım. İnsanlar içeriye girdikçe ne kadar çok tanımadığım kişi olduğunu fark etmiştim.
Düşüncelere dalıp gidiyordum ki kapıdan giren beden ve yüzündeki gülümsemesi belirmişti. İstemsizce ben de gülümsemeye başlamıştım. Üstünde lacivert bir gömlek altında ise siyah kumaş bir pantolon vardı. Saçlarını iki yana ayırmıştı, ve ben ona yeniden aşık oluyormuşum gibi hissediyordum. Halbuki tek yaptığı şey gülümseyerek yürümekti.
Yanında olduğunu yeni fark ettiğim Hyunjin ile arkadaşlarının yanına oturmuştu. Tam olarak üç sıra önümdeydi.
Birkaç dakikanın ardından profesör içeriye girmiş, dersine başlamıştı. Bense Minho'nun sırtını izliyordum.
"Dersi dinle Jisung." Seungmin kolumu dürterek fısıldadığında kendime gelip uzun uğraşlar sonucu profesörü dinlemeye başlamıştım.
Normalde olsa uzunluğundan şikayet edeceğim birkaç saat boyunca ders işlemişti fakat ben halimden oldukça memnundum. Biraz ders dinleyip çoğu zaman sevdiğim çocuğu izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Write Your Own Story /Minsung
Fanfiction(TAMAMLANDI.) "Hadi ama Jisung, kim kendi yazdığı kitaba ağlar ki?" Felix'in sesiyle gözyaşlarımı tekrar silmiştim. "Ama Lix, Minho'm ölüyor!" - 1Month ile bağlantılı ama bağlantılı değil de. Onu okumazsanız bir şey kaybetmezsiniz. Yani en azından...