Surpriseee kendpwmdpdldpd
Önceki bölümü okuduğunuza emin olun lütfennnnn
"Ne demek takıntılı?" Pekala, duyduklarımla tamamen şok geçiriyordum. Zamanında bu kız, Minho'ya deli gibi takıntılı olduğu için Minho okul değiştirmek zorunda kalmış ve ondan tamamen kurtulmuştu. Fakat şimdi tam anlamıyla sıçmıştık.
"Kötü biri değil aslında." Minho söylediğinde inanamaz bir şekilde ona baktım. Kötü değilse öldüreyim de cennete gitsin o zaman.
Changbin cıkcıkladı. "Sen onu sevdiğin için o zamanlar göremiyordun yaptıklarını." Bu sefer iki katı şokla Changbin'e baktım. Kıskançlığımın damarlarımda gezdiğini hissetmeye başlamıştım.
Minho avucunun içini alnına vurdu ve sinirli bakışlarını Changbin'e yöneltti.
"Ne demek seviyordun?" Ona döndüm ve sesimin titrememesine özen göstererek sordum.
"İlk başta sadece sevgiliydik. Sonra manyak gibi davranmaya başlamıştı."
Demek sevgili de olmuşlardı. Kollarımı önümde birleştirip arkama yaslandım. "Hm. Anladım."
"Şimdi ne bok yiyeceksin peki?" Changbin tekrar Minho'ya dönmüştü.
"Sadece görmemesi için dua edeceği-"
"Aman tanrım Minho?!" Minho'nun sözü kızın tiz çığlığı ile kesilirken derin bir nefes vermiştim. Tatilimiz zehir olacaktı anlaşılan.
Kız koşarak masamıza gelmiş, gözlerini sonuna kadar açmıştı. "Cidden sensin!"
Birden Minho'ya sarılmasıyla ben kafamı öbür tarafa çevirmiştim, diğer herkes ise pür dikkat izliyordu.
"Soojin, nefes alamıyorum." Sevgilimin sesini duyduğumda göz devirmekten kendimi alıkoyamamıştım. Kız geri çekilmiş, yan masadan aldığı bir sandalyeyi Minho'nun yanına çekip oturmuştu. O sırada bakışları Changbin'i buldu.
"Naber Changbin?"
"İyidir." Changbin rahatsızca yerinde kıpırdandığında Yeji, kıza öldürecekmiş gibi bakıyordu. Soojin de ona aynı şekilde karşılık vermişti. Sonra Minho'ya dönüp dudaklarını büzdü. "Bu kızla hala arkadaş mısın? Bizi ayırmıştı halbuki." Şaşkınca Yeji'ye bakıp güldüm.
Yeji ise bana göz kırpmıştı. Soojin Minho'nun koluna girip ona iyice yaklaştığında sinirimin tepeme çıktığını hissediyordum. Minho ise hiçbir şey yapmıyordu. Sadece ona izin veriyordu.
Bu manzarayı daha fazla görmek istemediğim kanaatine vararak ayağa kalktım. Hiçbir şey söylemeden ve bir kez olsun onlara bakmadan mekandan dışarı çıkmıştım.
Fazla sinirlenmiştim. Tamam, kızın bir suçu yoktu. Fakat Minho, bilmiyorum. Sanki çok da rahatsız değilmiş gibiydi. Beni üzen buydu.
Derin bir nefes alıp taşlı yollardan ilerledim. Yandaki banklardan birine oturmuş etrafı izlemeye başlamıştım. O sırada yanıma birinin oturmasıyla kafamı ona doğru çevirdim.
"Hyunjin?" Minho kalkıp gelmeye bile tenezzül etmemişti demek. Kalbim biraz daha kırılırken sessizce önüme döndüm.
"Anlaşılan ikimizin de keyfi yok bugün."
Konuşmasıyla hatırlamış gibi ona dönmüştüm.
"Sahi, neyin var?"Derin bir nefes verdi. Gözlerini kaçırmıştı. "Korkmaya başladım, Hyunjin neyin var?" Ona doğru döndüm, gözleri dolmuştu. "Buraya geldikten hemen sonra yakın bir arkadaşımın... ağır bir kaza geçirdiği haberini aldım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Write Your Own Story /Minsung
Fanfiction(TAMAMLANDI.) "Hadi ama Jisung, kim kendi yazdığı kitaba ağlar ki?" Felix'in sesiyle gözyaşlarımı tekrar silmiştim. "Ama Lix, Minho'm ölüyor!" - 1Month ile bağlantılı ama bağlantılı değil de. Onu okumazsanız bir şey kaybetmezsiniz. Yani en azından...