•20•

4.4K 677 483
                                    

Oy sınırı: 70
Yorum sınırı: 300

Ertesi gün yine aynı şekilde kalkmış, hızlı bir duşun ardından giyinmek için dolabımın önüne geçmiştim.

Altıma üstünde bir sürü yırtık olan açık mavi bir pantolon, üstüme ise koyu yeşil crop bir kazak giymiştim. Hafif bir makyaj yaptığımda hazırdım.

Aşağıya inerek Felix'e kahvaltı için katılmıştım.
"Bugün önemli bir gün mü yoksa?"

"Hayır, neden?" Ağzıma bir kaşık pirinç atarken sordum. "Çok özenli giyinmişsin gibi geldi."

Omuz silkerek konuştum. "Bugün Minho ile proje ödevi yapacağız."

"Şimdi anlaşıldı." Felix'in yüzünde hınzır bir gülümseme oluştuğunda gözlerimi kısmıştım. "Hey, ben sen miyim hemen çocuğun kucağına atlayayım?"

Omzunda olmayan hayali saçlarını geriye ittirmişti. "Hah, sonuca bak ki benim bir sevgilim var sen ise hala boş."

Pekala, buna diyecek bir sözüm yoktu. Bu yüzden sadece gözlerimi devirdim.

Kahvaltıdan sonra kısa bir yolculuğun sonunda fakülteye gelmiştik. Bugün sabah bir, öğleden sonra üçüncü sınıflarla ortak bir dersimiz vardı. Sıkıcı bir gün olacağa benziyordu, en azından ders saatleri içinde.

İlk ders göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti. Üçümüz birlikte öğle yemeği yemeye karar vermiştik. Bunun sonucunda ise kampüsün dışındaki her zaman gittiğimiz Baek hyungların kafesine gitmek üzere yürüyorduk. O sırada önümüzdeki beden dikkatimi çekmişti.

Sağ tarafıma döndüğümde Seungmin, Felix'le bir konuşma içerisindeydi. Hadi ama, bu fırsatı tepmek tam bir aptallık olurdu.

"Chan hyung!" Birden bağırmamla herkes korkmuştu. Gülmemek için yanağımın içini dişlerken önümüzdeki beden kocaman gülümseyerek adımlarını durdurmuştu. Yanına koşarak koluna girdim.

"Yemek yiyeceğiz, bizimle gelsene." Çok geçmeden diğerleri de yanımıza gelmişti. Chan hyung elini ensesine atarak "Bilmem ki." dediğinde Felix de diğer koluna girmişti. "Lütfen, hyung gel işte."

"Tamam o zaman." Felix'le diğer ellerimizi beşlik çakmak için uzattığımızda herkes gülmüştü. Seungmin de benim yanıma gelip diğer koluma girdiğinde hep birlikte tiki kızlar gibi kampüsten çıkmıştık.

Daha çok Felix ve benim Seungmin'i utandırdığımız yarım saatlik bir yemekten sonra tekrardan fakülteye dönmüştük. Yirmi dakika sonra diğer ders başlayacaktı. Yapacak bir şey bulamadığımız için amfiye gitmeye karar vermiştik.

Gidip rastgele iki sıraya önlü arkalı oturduğumuzda Felix Changbin'i göremediği için mızmızlanmaya başlamıştı.

"Ay, madem bu kadar özledin- ki daha sabah gördün.- ara da gelsin yeter be!"

Biraz yüksek sesle söylemiş olabilirdim ne var?

"Ne bağırıyorsun aptal, arayamam öyle zırt bırt sıkılır benden sonra." Omzuma bir tane vurarak konuştuğunda gözlerimi devirmiştim.
O sırada Yeji, Hyunjin'le birlikte içeriye girmişti. Arkalarında da Minho ve Changbin vardı.

Felix'e dönüp dirseğimle dürttüğümde gözleri parlayarak kapıya bakmış, sonra anında yerinden fırlayıp Changbin'in yanına koşmuştu.

"Sevgilim." Yanağına bir öpücük kondurduğunda Changbin de onun belini sarmış, saçlarını öpmüştü. Dışımdan çeşitli öğürme hareketleri yapsam da özenmiştim tabii ki.

Dörtlü yanımıza geldiğinde Felix ve Changbin önde oturan Seungmin ile Chan hyungun yanına geçmişlerdi. Yeji koşarak yanıma gelmiş, 'duvar kenarına ben oturacağım.' nidalarıyla beni yerimden kelimenin tam anlamıyla sürükleyerek kaldırmıştı.

Write Your Own Story /MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin