Önümdeki nota kağıtlarını düzelterek elimi gitarın tellerine getirdim. Başta hafif bir melodi çıkarken onu güzel ve hoş bir tını devam ettirmişti. Göz kapaklarım kendi kendine kapanırken bir kısmını ezbere bildiğim notaları devam ettirdim.
"Nice to meet you, where you been?
I could show you incredible things
Magic, madness, heaven, sin
Saw you there and I thought
Oh my god, look at that face
You look like my next mistake
Love's a game, wanna play?
New money, suit and tie
I can read you like a magazine
Ain't it funny, rumors fly
And I know you heard about me
So hey, let's be friends
I'm dying to see how this one ends
Grab your passport and my hand
I can make the bad guys good for a weekend
So it's gonna be forever
Or it's gonna go down in flames
You can tell me when it's over
If the high was worth the pain
Got a long list of ex-lovers
They'll tell you I'm insane
'cause you know I love the players
And you love the game
'cause we're young and we're reckless
We'll take this way too far
It'll leave you breathless
Or with a nasty scar
Got a long list of ex-lovers
They'll tell you I'm insane
But I've got a blank space, baby
And I'll write your name
Cherry lips, crystal skies
I could show you incredible things
Stolen kisses, pretty lies
You're the king, baby, I'm your queen
Find out what you want
Be that girl for a month
Wait, the worst is yet to come, oh no
Screaming, crying, perfect storms
I can make all the tables turn
Rose garden filled with thorns
Keep you second guessing like
"Oh my god, who is she?"
I get drunk on jealousy
But you'll come back each time you leave
'cause, darling, I'm a nightmare dressed like a daydream
So it's gonna be forever
Or it's gonna go down in flames
You can tell me when it's over
If the high was worth the pain
Got a long list of ex-lovers
They'll tell you I'm insane
'cause you know I love the players
And you love the game
'cause we're young and we're reckless
We'll take this way too far
It'll leave you breathless
Or with a nasty scar
Got a long list of ex-lovers
They'll tell you I'm insane
But I've got a blank space, baby
And I'll write your name."Parmaklarım son kez gitarın teline çarptığında gözlerimi araladım. Şarkı söylemek bana hiç olmadığı kadar iyi geliyor, tüm enerjimi geri kazandırıyordu.
"Taylor Swift.. Severim." Arkamdan gelen ses ile hafifçe irkildim. Jungkook sırtını duvara yaslamış beni izliyordu. Son zamanlarda sürekli bir yerlerden hortlayıp duruyordu bu da.
"Ne zamandan beri buradasın?"
"Bilmem. Belki de kayıp bir kızın kayıp notalarını takip ettiğimden beri."
Derin bir nefes bırakarak kucağımdaki gitarı yavaşça yerle buluşturdum. Bedenimi tamamen ona döndürerek dizlerimi karnıma doğu çektim.
"Neden bir yerlerden fırlayıp duruyorsun sürekli?"
Gülerek kafasını iki yana salladı. "Vokalin üstün derecede iyi," dedi konuyu sapıtarak. "Ama bu yetmez. Sendeki dans ışığını gördüğümden yardım etmeye karar verdim."
"Yardım? Dans?" Dudaklarımı birbirine bastırarak kafamı iki yana salladım. "Dans bana göre değil." Ayağa kalktım ve aynaya bakarak ufak birkaç hareket yaptım. "Vücudum yeterince iyi görünmüyor hareketleri yaparken."
"Sen şaka mısın?" dedi isyankar bir tonla ayağa kalkarken. Benim sol tarafıma, biraz geriye geçti. "Dansın mükemmel değil ama geliştirmek çok kolay olur. Bence sadece yanlış hareketler yapıyorsun."
Kollarını ve bacaklarını eş zamanlı ve uyumla hareket ettirerek bir hareket gösterdiğinde onu yalnızca aynadan izliyordum.
"Danslarında slow hareketler kullanıyorsun çoğu sefer." Yanıma yaklaştı. "Tarzın bu değil," Arkama geçerek kollarımdan tuttu. "Daha hip-hop, hareketli, sert vuruşlar.. Bunlar bence senin hareketlerin."
Tuttuğu kollarımı kaldırarak hareket ettirmem gerektiğinin mesajını vermiş oldu. Gözlerimi yumdum ve ellerimi birleştirerek doğaçlamaya doğru ilerlettim hareketlerimi. Ondan uzaklaşmıştım sanırım az da olsa.
Arkama tekrardan geçtiğini hissettiğimde gözlerimi açacak gibi olsam da vazgeçtim. Kollarımı kendi kollarına yaslayarak hareketlerini benim de yapmamı sağlamaya başladı.
Gözlerimi yavaşça aralayarak aynadan uyumla hareket eden bedenlerimize baktım. Nefesini sıkça veriyor, yumulu gözlerini aralamıyordu.
Kafasını hafifçe saçlarıma götürdü ve kokladı onları. Yüzünde oluşan ufak gülümsemeye bakılırsa hoşuna gitmişti.
Midem bu hareketleri karşısında kasılırken kollarımı kendime çekerek uzaklaştım ağır hareketlerle.
"Saçların çok güzel... Çok güzel kokuyorlar.."
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gone
Fanfictionseni ilk gördüğümde düşündüm, ne tuhaf bir yabancı. şimdi yeniden yabancılarız, bu sefer anılarla birlikte. rosékook. ✓