Sabah uyandığımda kendimi çok bitkin hissediyordum. Dün gece Ethem beni çağırınca onlarla konuşmuştum ve özür dilemişlerdi benden. Biraz abartmışlardı.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynaya baktığımda tenim solmuştu. Dudaklarımın rengi açılmış ve kurumuşlardı. Galiba hasta olacaktım. Havluyla yüzümü kurulayıp mutfağa geçtim.
Daha kimse uyanmamıştı. Su ısıtıcısına suyu koyup masaya oturdum. Başım çatlayacak gibi ağrıyordu. Normalde erken kalkan kahvaltıyı hazırlıyordu. Bu bir kural değildi ama öyle alışmıştık. Fakat bugün hazırlayabileceğimi sanmıyordum.
Su ısınınca sallama nane limon çayını suya koydum. Kaloriferin dibine oturup içmeye başladım.
10 dakika içinde içip bitirmiştim. Hala ses seda çıkmadığı için hemen yanımda duran yastığa kafamı koyup üzerime battaniye aldım. Saniyesinde uykuya dalmışım.
_________
Yüzümde soğuk bir el gezerken gözlerimi yavaşça açtım.
"Batu iyi misin?" Tolga'nın yumuşak çıkan ses tonuyla Kafamı salladım.
"Hasta mısın? Kendine nane limon yapmışsın. Keşke söyleseydin yapardım ben sana." Yerimden doğrulurken daha iyiydim.
"Dur dur, telaş yapma. Sabah kötüydüm ama şimdi iyiyim." Kafasıyla onayladığında gözlerimi etrafta gezdirdim.
"Neyin vardı?" Önemsiz dercesine elimi salladım.
"Başım ağrıyordu ve halsizdim." Uzamasını istemediğim için hemen bir soru sordum.
"Diğerleri kalkmadı mı?"
"Kalktılar ama lavabodalar." Ayağa kalktığımda az bir şey başım dönse de iyiydim.
Onlar gelene kadar Tolga ile beraber kahvaltıyı hazırlamaya başlamıştık.
"Sen otur ben hazırlarım." Off sıkıldım ama he.
"Hayır yardım edeceğim."
"Bebeğim rahatsızsın işte." Elimdeki bıçağı tezgaha çarptım.
"İyi o zaman yap." Deyip içeri gittim. Arkamdan seslense de gitmedim, o da gelmedi.
İçeri geçtiğimde Dora ve Ethem lavaboda çıkmışlardı.
"Günaydın, ne bu surat?" Omuz silkip televizyonu açtım.
"Beyefendi rahatsız diye masayı hazırlatmadım, ona küstü. Başka zamanda hazırlamak istemez." Diyerek içeri girdi Tolga.
Ona cevap vermeden hepsinin üzerimde olan bakışlarının gitmesini bekledim.
On dakika kadar sonra hepimiz hazır olan sofraya oturduk.
"Neyin var lan?" Başımı kaldırıp Ethem'e baktım. Tabağı bomboştu pek aç değildi galiba. Yoksa sofraya saldırırdı.
"Başım ağrıyordu ve halsizdim. Ama şimdi geçti. Nane limon içip, biraz kestirince düzeldi."
"Hastaneye gidelim mi?" Kafamı iki yana salladım.
"Gerek yok, iyiyim."
"Kötü olursan söyle ama."
"Tamam."
____________"Ben okula gidiyorum." Kapıda ayakkabımı giyerken hepsi başıma toplandı.
"Bugün gitmesen mi? Yine sabah ki gibi olursun falan." Asansörün tuşuna basarken çok geçti.
"Bugün gitmem şart. Sınavım da var." İstemeseler de onaylamak zorunda kaldılar.
"Bari çıkışta ara, ben gelir alırım seni." Tolga alnımı öperken konuşmuştu. Ethem'de yanağımdan öpmüştü. Sıra Dora'ya gelince yüzüme beğenmez beğenmez baktı.