Oy vermeyi unutmayınnn
Keyifli okumalar
___________Sabah kalktığımda hepimiz iç içe geçmiştik resmen. Dora'yı güzel yanağından öpüp kalktım. Bacağım Tolga'nın altında kalmıştı. Onu uyandırmadan yavaşça çektim.
Telefonunu kontrol ettiğimde Yağız'dan bir mesaj vardı.
Kanka birkaç günlüğüne şehir dışına çıkıyorum. Yerime imza atar mısın?
Bu çok riskli bir şeydi. Fark edilirse başım derde girerdi. Ama üzmemek için onayladım. Son zamanlarda garipti zaten. Biraz kafasını dinlerdi.
Tamam, merak etme. İyi tatiller.
Kısa bir teşekkür mesajı alınca doğruca banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim. Genelde en erken Tolga uyanıyordu. Ama son zamanlarda işinde çok yoruluyordu.
Kahvaltı hazırlamak yine bana düşmüştü. Pek iştahım olmadığı için hazırlamak istemiyordum. Ama onlar için hazırlamaya başladım.
Dolaptaki kahvaltılıkları çıkardım. Yumurta kırıp çarptım. Çayı koyup demledikten sonra her şey hazırdı. Sadece yumurta pişmeyi bekliyordu. Kokudan dolayı midem bulanırken mutfağın camını açık bırakıp çıktım. Yatak odasına girdiğimde Dora uyanmış ve tavanı izliyordu.
"Günaydın bebek." Beni görünce irkildi. Bebek dediğim için kaşlarını çattı ve arkasını döndü. Arkasından sarılıp gıdıklamaya başladım.
Ellerimi itekleyip kahkahalarının arasında beni durdurmaya çalıştı.
"B-batu yapmaaa." Deyip tekrar kahkaha atınca diğerleri de uyanmıştı.
"Günaydınn. Keyfiniz bol olsun. Sabah sabah ne bu enerji?" Dora'nın nefeslenmesi için izin verip Ethem'i yanıtladım.
"Günaydın. Canım tatlı çekti." Üçünün yüzünde de güzel bir gülümseme oluştu.
"Hadi kalkın kahvaltı hazır." Onlar elini yüzünü yıkayıp gelmişlerdi. Ben de çırpılmış yumurtaları tavaya döktüm.
Sandalyelerine oturduklarında Dora, Tolga'nın yerine oturmuştu. Ethem yerinde dikleşti.
"Nerede kaldı hünkarımızın yumurtası?!" Dora Ethem'e şaşkın şaşkın baktı. Bende aynı şekilde.
"Çayıda soğumuş, tez değiştir!" Onlara bakarak ikimizde Kahkaha attık. Onlarda bizimle beraber güldüler. Yumurtayı Dora'nın önüne bıraktım.
"Buyrun hünkarım." Deyip önünde eğildim ve geri geri çıktım. Kısa bir gülüşmenin ardından onlar iş konuşmaya başlamışlardı.
Peçete ararken gözüm çöpteki yumurta kabuklarına kaydı. Beyaz akı hala akıyordu.Midemde bir şeyler fokurdarken elimi mideme bastırıp bir anda Ayağa kalktım.
Banyoya doğru koşarken bana sesleniyorlardı."Batu düşeceksin!" Dengem sarsılıyordu ama durursam buraya bırakırdım.
Klozetin kapağını açıp midemde ne varsa boşalttım. Kendini zorlayarak iyice kustum. Bu beni rahatlatacaktı. Göz yaşlarım akarken onlar gelmişti. Gözlerim yarı kapalıydı ama az çok görebiliyordum. Dora sifonu çekmişti. Tolga beni tutmasa zemine serilecektim.
Tolga beni kucağına alıp klozetin üzerine oturttu. Dişlerimi fırçalayıp, ağzımı çalkalamamı sağladı. Tekrar kucağına alıp oturma odasına koltuğa yatırdı.
"Neyin var senin?" Mimiklerimi bile kullanamıyordum şuan.
Ethem, Tolga'ya bakarak "Hastaneye mi götürsek Tolga? İyi görünmüyor baksana." Tolga kafasını iki yana salladı.