❉ Yabani| Bölüm 22 ❉

72.6K 3K 269
                                    

Şirvan'ın sözleriyle kaşlarım çatıldı, içimde bir huzursuzluk belirdi.

"Benden niye manken olmaz? Gayet de iyi olurum bu arada, saf falan değilim," dedim, sesimde biraz meydan okuma varmış gibi.

O, gözlerimin içine, anlam yüklü garip bir ifadeyle baktı. Ben ise gıcık bir şekilde bakıp, konuşmaya devam ettim. "Sana mecbur kalmamı isterdin, değil mi? Böyle bir teklif gelmesini istemezdin bana," dedim.

Yüzüme, kaşlarını çatarak baktı.

''Hedefimiz seni saklamak ya güzelim, seni parlatıp manken yapmak değil.''

Dediği şeyin doğru oluşu beni sinirlendiriyordu.

''Ben de imaj değiştirip manken olurdum. Soyadım da aynı değil, kimse anlamazdı.''

''Mardin'de olan insanlar da enayi zaten, dimi Aden?''

''Sürekli lens takar, saçımı siyaha boyardım. Mantıklı aslında.''

Kaşları daha derin çatılıp, yüzüme donuk bir ifade ile baktı.

''Ben de eşek başıyım, senin ortalık malı olmana izin vereceğim zaten. Aynen Aden.''

Bu cümle, beynimde bir sinir yüklenmesi yaşatırken, öfke ile baktım ona.

''Bu aptal erkeklerin sorunu ne? Bir kadın; ne kadar ekran görünürlüğü yüksek ise, o kadar erkeklerin gözünde, senin tabirin ile ortalık malı oluyor?''

Şirvan'ın da kaşları yine çatıldı.

"Bana şimdi, kabarmış feministlik damarın ile cümleler kurma! Daha gelmedi, ayrıca bence de az önce dediğin gibi, senden çok var. Sana teklif edilmez."

Beni sinir ediyordu bu adam. Gözlerimi kısarak baktım. Ardından sessiz kaldım. Ta ki bu aptal adam konuşana kadar.

"Ben yarın tamamen evde olmayacağım. Çok ara verdim, Faruk da yok. Geç geleceğim. İki gibi. Tek kalman gerekiyor yarın.''

Kafamı salladım. O an aklımda bir sürü tilkiler dolaşıyordu ama elbette ki sustum. Gözlerimi derin bir şekilde izledi.

"Yarın, dediğim şeyin dışında bir şeyler yapma. Tamam mı Aden?"

Suskun bir ifadeyle baktım.

''Duydun mu beni yavrum?''

Sustum yine. Ona karşı çıkacağımı falan düşünüyordu. Yavaşça kafamı sallayıp, yerimden kalkıp odama gittim. Bu adam harbi sinirim ile oynuyordu ama gözüne batmak istemiyordum.

****

Gözlerimi açtığımda, sessizliğin hüküm sürdüğü bir sabaha uyandım. Yataktan kalkarken esnedim ve çıplak ayaklarım soğuk fayans zeminine değdi. Yüzümü yıkarken, zihnimdeki sis perdesi aralanmaya başladı. Şirvan'ın yokluğu, dün söylediklerini hatırlatıyordu bana. Üzerime birkaç parça giysi geçirdikten sonra mutfağa yöneldim. Uykunun son kalıntılarından kurtulurken, dolabın kapağını açtım ve ayakta, aceleyle bir şeyler atıştırdım.

Tam o sırada, beklenmedik bir kapı çalma sesiyle irkildim. Kaşlarımı çatarak, "Acaba Hazar abi mi?" diye düşündüm. Kapıya doğru ilerledim, merak ve biraz da tedirginlikle. Kapıyı açtığımda, karşımda duran Çiçek'in mağrur bakışlarıyla karşılaştım.

''Günaydın.''

Günaydın dedim gülümseyerek. Masum bir ifade ile baktı suratıma.

''Babam söyledi, Şirvan abim bugün yokmuş, o yüzden geldim. Abim burada olsaydı adımımı dahi atmazdım.''

YABANİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin