Arkadaşlar kitaptaki karakterlerin adı değişti. Şirvan'ın adı eskiden Emir'di, sonra Karan oldu, içime sinmediği için ise sonra Şirvan yaptım shahsjsj. Hazar'ın adı Boran, kızın adı da Hazal'dı. Kurguda ise değişiklik oldu. Lütfen daha önceki yorumlara takılıp, aklınızı bulandırmayın, olur mu çiçeklerim?
....
Sırtım kapıya hızla yaslanırken, ağzımdan kısık bir inleme kaçtı."Mezhebimi sınıyorsun, yapma kızım. Kötü şeyler yapmak hoşuma gitmez sana. Ve ayrıca, bunu söyleyip hemen kaçmak.. Zaten evde tek kalıp, eninde sonunda denk düşeceğiz. Soracağım hesabını sana."
Belimden sımsıkı kavrayıp, beni kendi ile aynı boya ulaştırırken, gıcık bir ifade ile ona bakıyordum.
"Bana kötü bir şey yapamazsın.."
Net bir şekilde çıkmıştı ağzımdan bu cümle. Yüzü yüzüme yaklaşırken, bacaklarımın arasında bir sertlik hissettim.
Ne olduğunu bilmenin gerginliği vardı üzerimde. Utanç ile karışık, yüzüne bakarken, bacaklarımı beline sardı. Sabit kalayım diye.
"O çok güvendiğin Hazar'ın seni kurtarabileceğini mi sanıyorsun bebeğim? Çağır onu, seni benim elimden almaya cesareti var mı?"
Gözlerine garip bir ifade ile bakarken, yutkundum. O ise zafer ile gülümsemişti. Ardından dudakları yavaşça açık boynuma kaydı.
Ne yapıyor derken, etimi dişlerinin arasına alıp, fazla baskı yapmadan ısırdı. Ağzımdan bir inleme kaçarken, dudağında tatmin olmuş gibi bir gülümseme oluştu.
Öfke ile baktım yüzüne.
"Bu senin cezan Aden, biraz daha sabrımı sınarsan, ağzıma sadece senin boynunu almam."
Dediği cümleyi nereye çekeceğimi bilemezken kulağıma eğildi.
"Umarım tehdidim seni yeterince durdurmaya yetecektir küçük. Aksi takdirde, inan bana dediklerimi yapmaktan çekinmem."
Bedenimi bıraktığında, birkaç saniye bedenlerimiz yan yana kaldı. Ardından, eli ile nazikçe beni ittirdi yana doğru. Yana çekildiğimde ise yavaşça dışarı çıkmıştı.
Beni öylece bıraktı oraya. Ben ise kısa süreli, sadece duraksayarak bekledim. Kendimi toparlamam gerektiğini anladığımda ise, kendime inanamadım.
Sahi, ben manyak falan mıydım acaba? Kendime gelmeliydim.
Sonunda kendime gelip, kapıyı açtığımda; karşımda gördüğüm Dilşah ile duraksadım.
Kaşları çatık, öfkeli bir şekilde bana bakıyordu. Bu niye geldi derken, bir anda kolumu hızla sarmaladı parmakları.
Tırnakları uzun, ve pençe gibi olduğu için, etime batarken; hızlıca beni içeriye çekip, kapıyı kapattı.
Şirvan ve Dilşah, tam olarak benzerliklerini burada anlamıştım işte.
Bana dik dik bakarken, ben de ona aynı karşılık ile baktım.
"Bana bak velet, sabrımı geldiğim saatten bu yana oldukça zorluyorsun."
Elimi göğsümde yerleştirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANİ
ChickLit• Daddy issues • || Mardin'den Kaçış Serisi: I || * Kurgu ve isimler değiştirildi. "Bazen evler, dört duvar olmaz." Kadın küçücüktü fakat adamın kalbinde adamdan bile daha daha büyük bir yer kaplamıştı. Bunu kabul edemiyordu adam. Kırıyordu döküy...