❉ Yabani| Bölüm 28 ❉

65.1K 2.4K 240
                                    

Çiçek ile birbirimize bakarken, Şirvan yarı açık olan arabanın camından bize doğru bakıp, sanki her şey normal doğrultuda ilerliyormuş gibi baktı.

"Hâlâ eve gitmek için geç değil Aden, vazgeçebiliriz."

Çiçek söylemişti bunu.

Kafamı evet anlamında sallarken, adımlarımızı geriye attık. Ama ne yazık ki Şirvan'ın sesi duyuldu.

"Binin arabaya! Hadi, zamanım yok. Gideceksek gidelim."

Sesi, bekletilmeye tahammülü yokmuş gibi çıkarken, Çiçek dehşet ile Şirvan'a döndü.

"Abi acaba sen manyak mısın, herhangi bir baskında yakalanıp, sonra serbest bırakılmış, araba bulamayınca da polislerden rica etmişiz de; bizi onlar bırakmış izlenimi vereceğiz bu arabaya binersek."

Gerçekten bir benzetme nasıl bu kadar haklı olabilirdi acaba?

"Daha çok, herhangi biri size zarar vermeye kalkarsa, anasına, tersten geri sokarım izlenimi verme çabası, ama bakış açısına göre farklı anlamlar da kazanabilir bu eylem elbette ki."

Soğukkanlı ve sakin sesi ikimizi de duraksatırken, gözlerini kıstı Çiçek. Ardından bana yavru köpek bakışları ile baktı.

''Söz veriyorum Aden, yarın da aynı partiden, villa kiralayarak ben yapacağım. Lütfen gitmeyelim.''

Şirvan'ın dudakları alay ile yukarı kıvrıldı.

''Uğraştırmayın, gitmeyecekseniz söyleyin. Ekip de beni bekliyor.''

Dudaklarındaki gülümseme o an anlam kazanmaya başlamıştı. Bilerek yapıyordu. Çiçek'e oynuyordu. Bizi gıcık etmek için. Bir dakika, bu adamın asıl hedefi bizi o partiye götürmek değil, oradaki insanlara göz dağı vermekti. Bizi kullanacaktı.

''Ekip derken, bırakıp gitmeyecek misin?''

''Orada görevliyim.''

Dehşet ile baktı Çiçek.

''Dur tahmin edeyim, tesadüfen oldu. Kesinlikle böyle bir şeyi sen planlamadın.''

Ciddiyet ile karşılık verdi Şirvan.

''Doğal olarak.''

Çiçek sinirden gülerken, bu sinir; Şirvan'ın yüzünde zafer kazanmış bir ifadeye büründü. Ne kadar gıcık bir adamdı sahiden.

''Ben gitmiyorum Aden, abim ile mesainde sana başarılar dilerim.''

Dehşet ile baktım ona, Çiçek üzgün bir ifade ile bana bakarken bakışlarım Şirvan'a kaydı. Umutsuz umutsuz baktım ona.

Götürüyordu ama hala ipler benim elimde demenin, cümle kurulmamış haliydi bu.

Şirvan alaycı bir ifade ile sırıtıyordu.

Çiçek ona döndüğünde kaşları çatıldı. Gözleri ise kısıktı. Kaşları havalanarak bana eğildi.

Birkaç saniye sessiz kalarak, inceledi bu adamın yüzünü. Ardından bana yavaşça eğildi.

"Ben bu bakışı biliyorum Aden, yapacağınız işte soğuyun da bir daha buna tenezzül etmeyin demeye çalışıyor. Bizimle göz dağı verecek oradakilere."

YABANİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin