❉ Yabani| Bölüm 24 ❉

71.6K 2.6K 222
                                    

"Niye Şirvan, yerini mi daraltıyorum?"

Hazar alaya alırken cümlelerini, Şirvan'ın dudağının kenarı yukarı kıvrıldı. Şirvan'ın geçmesine izin verdi; ben de geçmiştim.

İçeriye girdiğimde, tabii ki Faruk'u baş köşede, yemek yerken gördüm.

O zaman önce eve uğramıştı Şirvan, Faruk'u bırakmıştı önce. Midemin kazındığını hissederken, hızla mutfağa geçip, dolabı açtım. Bütün gün glikozsuz kruvasanlar ile geçiştirmiştik günümüzü.

Fakat tüpte gördüğüm tava ile duraksadım.

"Şirvan'ın yan komşusu, Dilşah mı ne kızın adı, o getirdi? Tadına baktım. Çok güzel olmuş. Ye Aden."

Kaşlarım çatıldı. Bakışlarım ise Şirvan'a takılmıştı. Onun da kaşları çatıktı.

Herhangi birinin, Şirvan'ı çok sevip, ona yemek getirmesi benim nezdimde biraz fazla hayalperest kalıyordu.

Hızla kapağı açarken, içindeki biber ve patlıcan dolması ile gözlerimden kalpçik çıkmaya başlamıştı.

Şirvan'ın nadir, iyi insani ilişkileri en azından beni açlıktan kurtarmıştı.

''Saçın çok güzel olmuş bu arada Aden.'' İlk fark eden Hazar olmuştu. Gülümseyerek ona bakarken, Şirvan tek bir kelime dahi etmedi. Bir şey demesini mi bekliyordum, o ağzını açsa açsa anca eleştirirdi. Umursamıyormuş gibi bakmıştım.

Biber ve patlıcan dolmasını, bir tabağa çekip yemeye başlarken; Şirvan'ın az öncekinden daha da çatık kaşlı bir şekilde bana bakması ile, ne diyorsun der gibi baktım.

O ise bir şey demeden, gözleri ile, elbisemin üst kısmını gösterdi. Yaka kısmı biraz açılmıştı, göz devirip hemen üzerimi düzelttim. Ardından ise rahat etmeyeceğimi anlayarak, yemek yemeyi bırakarak, odama doğru yürüdüm.  Üzerime basit bir eşofman, salaş bir tişört giydim.

Yüzümdeki makyajı da temizledikten sonra, saçlarımı açıp  dışarıya çıktım. Hazar ve Şirvan oturup, gergince bir şeyler konuşuyorlardı. Bölmemek için, ses çıkarmak istemesem de, telefonumun çalması ile bir anda sessiz konuşmaları bölündü. Çalan benim telefonumdu.

İkisinin de bakışları ben de dururken, telefonuma doğru yürüyerek, telefonu elime alıp kim olduğuna baktım. Alex'ti. Kaşlarım çatılmıştı. Alex niye beni bu saatte aramıştı ki?

Çiçek beni bölüm grubuna alması için, Alex'e numaramı vermişti. O üniversiteden mezundu daha önce, bu yüzden tüm okul temsilcilerine ve hocalarına hakimdi.

Bakışlar ardından, hızla telefonu açtım.

"Efendim Alex?" Dedim, ikisinin bakışları tamamen bana yönelmişti.

"Aden, sizin bölümün temsilcisi ile konuştum. Seni gruba alacakmış."

Dudağımda bir gülümseme oluşurken, mutfağa gidip yine aynı tabağıma bir dolma daha koydum.

"Teşekkür ederim."

"Rica ederim, önce teyit etmek için sana yazacak. Alacak sonra."

"Tamamdır, bekliyorum!"

Konuşma sonunda bittiğinde, önümdekini yemeye başladım. Ta ki Şirvan'ın konuşmasına kadar.

"Numaranı kimseye verme dedim sana."

Göz devirerek ona döndüm.

"Alex benim numaramı hukuk bölümünün temsilcisine vermiş. Okul grubuna almak için."

YABANİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin