16. Bölüm

72 22 0
                                    






Melih Cihan'la görüşmesini bitirip salona gelmiş. Aslı olmadığı için geldiğinden haberim olmadı. Garibim sabah atraksiyonundan aldığı enerjiyle okuluna gitmişti. Ben ise yorgunluktan bitap haldeydim yine de dersimi vermeye gayret ettim.

Derslikten çıkıp bankoya doğru yürüdüm. Melih'i görünce hemen yanına gittim. Biraz geri durdum. Yine gözleriyle konuştu. N'apıyorsun der gibi baktı.

"Şey. Dersten çıktım ya. Yani çok efor sarf ettim ya. Ondan işte şey ettim." Ooof dilim varmadı ter kokuyor olabilirim diye. Reklamlardaki gibi koltuk altlarımı koklamama ramak kalmış vaziyetteydim.

Ama bu bahanem Melih'i durduramadı tabii. Uzanıp elimden tutup yanına çekti beni.

"Bir bakayım. Mis gibi gül kokuyorsun. Hatta sabunla harmanlanmış bir gül gibi. Bence muhteşem. Hem güzelim benim, ben sana aşığım. Senin ter kokun kötü de olsa ki değil beni etkiler senden uzaklaştırır mı?"

"Bilemedim ki Melih. En yakın temasım ailem ve kuzenimleydi. Onun için endişe ettim."

"Bak şu kuzeni çok merak ettim. Tanıştırsana bizi." Gülümsedim. Körün istediği bir göz Allah verdi iki göz.

"Elbette tanıştırırım. İkinizin de uygun olduğu bir zamana denk getiririm. Bol bol sohbet edersiniz." İçimden de söyleniyorum. Yumruklar konuşmadan tabii.

"Vaktin var mı peri kızı? Biraz baş başa kalabilir miyiz? Akşam için net bir konuşma yapalım. Bak işlere koşturmak için çıkıyorum dedim geri dönmem lazım. Ama 1 saatim daha var. Şu konuyu masaya bir yatıralım güzelim."

Elinden tuttum. Başımı olur anlamında salladım.

"Hadi gel. Ofisime geçelim. Böyle ayak altında durmayalım. Tesadüfe bak ki benim de yarım saatlik bir boşluğum var."

"Ne! Yarım saat mi? Yetmez ki."

"Hiç vaktim olmaya da bilirdi yakışıklı prensim. Acaba o zaman ne yapacaktın?"

Durdu. Kafasından hesaplama yaptı. "Metehan'ı yardıma çağırırdım. Bir sonraki dersini onun vermesini sağlardım."

"Pembe tütüsüyle gelirdi. Ne harika verimli bir ders olurdu öğrencilerime bir bilsen. Hahhaaa. Hatta artık seni değil Metehan'ı istiyoruz derlerdi."

"Ah keşke öyle bir şey olsa da sen hep bana kalsan. Ben de işlerimi Metehan'a yıkardım. Sonra çok rahat ederdik. En azından ikizim  'bu defa hangi hainlikle hangi delikten çıkacak' diye düşünmek zorunda kalmazdım. Bak bu güzel bir fikir oldu. Bir ara bunu deneyelim."

"Her şeye bir çözüm buluyorsun yani." Yavaşça yanıma yanaşıp belime sarıldı. Gözlerimin içine baktı.

"Bulmayayım mı peri kızı. Seni. Şöyle. Doya. Doya. Öpmek. İçin. Çözüm. Bulmayayım. Mı? Seni. Geceye. İkna. Etmek. İçin. Bulmayayım. Mı."

Tek tek konuşma saatine hoş geldiniz. Bugünkü gündem maddelerimiz Melih Selin'i öpecek. Sonra durup bir daha öpecek. E sonra tekrar öpecek. Daha sonra.... Aaahhhh kafam yine uçtu. Bilmem kaç fitte geziyor şu an bilemiyorum.

Melih geri çekilirken boynumdan da öpüp bugünlük son noktayı koydu. Saçlarımı düzeltti.

"Bu yetmedi bana. Öptükçe daha fazlasını istiyorum. En iyisi ben şimdi gideyim sen de öğrencilerine dön. Hiç istemiyorum ama..... İş güç. Akşama zaten benimsin. Kaçışın yok sevgilim."

"Tamam. Akşam görüşürüz o zaman."

"Tamam peri kızı. Ben gidiyorum o zaman."

"Peki tamam."

AŞKI DİNLE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin