28. Bölüm

63 20 25
                                    










Melih'ten...

Babamla konuştuktan sonra Metehan geldi odaya.

"Oooooo aslan parkası. Hoş gelmişsin. Ne var ne yok? Lan özledim seninle didişmeyi."

"Gel kardeşim gel. Şimdi ne yaparsan yap. Sonrasında karşılıksız kalmaz. Ama şu an karşılık veremem sana." Göz kırpıp ne oluyor diye sordu sessizce. Bende gözlerimle yukarıyı işaret ettim.

Babama iyi geceler deyip odama çıktık. Kapıyı kapatırken koridoru kontrol edip öyle kapattım. Kendimi yatağıma attım. Gerçekten yorgun düşmüştüm. Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır mıydı acaba? İyi de bizim evin karşısında dağ yok ki. Allah'ım sıyırıyorum galiba.

"Anlatmayı düşünüyor musun? Yoksa böyle oflayıp puflayacak mısın? Neler oluyor? Var mı bir gelişme?"

"Gelişmelerin kralı var. Neler oldu neler bir bilsen. Hayatımız aksiyon filmine döndü. Selin kötü durumda. Aziz bey ve kendimi söylemiyorum bile."

"Dökül. Hemen." Tekrar bir nefes çektim yatakta doğruldum dizlerimi kırdım ve kollarımı üzerine bırakıp ellerimi aşağı sallandırdım. Başladım anlatmaya. Anlatmadığım her şeyi anlattım. Metehan inanamadı.

"Ulan bunları ne ara yaşadınız? Tamam biraz anlattın ama bu kadarını bilmiyordum. Dostum sakladın da ne geçti eline?"

"Anlatamadım oğlum. Kolay mı lan? Kız her gün gözümün önünde eridi gitti. Beni sevmekten korktu. Size bir şey olur diye korktu. Korktuğu gibi de oldu. P*ç kurusu bugün Şevval'le bebekleriyle tehdit etmiş Metehan." Yüzümü sıvazlamaya başladım.

"Vay o**spu çocuğu vay. Ne yapacaksınız? Ne diyorsan ben varım."

"Biliyorum Metehan biliyorum. Yarın bu iş bitecek inşallah. Sana söyledim. Yarın Görkem'le de konuşsa mıydım bilmiyorum. Ya da konuşmasam mı? Bilmiyorum Metehan. Ooofff. Söylesem bir çeşit söylemesem bir çeşit."

Metehan elleri cebinde bir sağa bir sola gitti. Ona bakmak bile yordu beni. Düşündü taşındı en sonunda "Kalk hele yürü. Benim aklımda bir şeyler var. Böyle şeyler birlik beraberlikle güzel olur. Bu operasyonda seni yalnız bırakacağımı düşünüyorsan aldanıyorsun ikizim. Sen hazırlan. Ben iki telefon görüşmesi yapıp geliyorum." dedi.

Aklından ne geçtiğini kimse bilemez ikizimin. Bindik bir alamete. Kalktım üzerimi değiştirdim. Siyah kot pantolonum ve uzun kollu tişörtümü giydim. Odamın kapısı tıklatıldı. Metehan gelmişti.

"Hadi hazır mısın? Al oğlum şu bereyi."

Elime bıraktığı nesneye bakıp durdum. Evirdim çevirdim. "Pardon da bereyi ne yapacağım acaba?" diye sordum.

Beni küçümseyen bir gülücük atıp burnundan bir hıh sesi verdi. "Ah benim dahi kardeşim. Gece gezmesine gitmiyoruz. Gizli görüşme yapacağız değil mi? Tanınmamak için bere takıyoruz." Adam resmen dalga geçiyordu benimle. Öfkeden gözüm döndü. Zaten laçka olan sinirlerim zirveye çıktı.

"Ulan hayvan! Bir bereyle iş çözülür mü? Hem bildiğin ufak bere bu. Neremizi kapatacak? Sadece saçlarımı kapatır. Bırak şunu al spor kasketini de çıkalım. Delirteceksin beni."

"Lan hayatına renk getiriyorum. Hep inkar et sen. Ben olmasaydım siyah beyazdın sen. Çok şükür Rabbim beni vermiş de önce ana karnını zifiri karanlıktan çıkarmış sonra da dünyanı. Ah ben olmasaydım düşünemiyorum seni." Sinirden gözlerim daha da dönmeye başladı. Dişlerimi sıkarak konuşmaya başladım.

"Metehan! Düş önüme kardeşim. Düş lan! Kıracağım bir taraflarını o zaman göreceksin renklerin en harikalarını." Dırdır ederek düştü önüme. Arkasından ilerlerken gülmeye başladım. Çaktırmıyorum ama. Metehan arkasına dönünce de ciddi pozuma geri dönüyorum. 

AŞKI DİNLE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin