Melih Görkem'den izin istedi. Baş başa yolculuk etmemiz için. Garibim tek başına yolculuk yapacaktı. Çünkü herkesin yanında sevgilisi vardı. Eh yakın zamanda o da eşini yanına yüreğine katar inşallah.Önce ailemi aradım. Dedim durum böyle böyle. Bir ya da iki gün yokum. Haberiniz olsun. Kuzenim de bizimle beraber dedim. Sağ olsunlar beni sorguya çekmeden tamam dediler. Ama ben mesajı aldım. Şimdilik susuyoruz haberin olsun. Döndüğünde her şeyi anlatacaksın kabulüydü bu. Olsun anlatırdım. Selamlar söylendi ve görüşme sonlandı. Arabaya binip dualar etmeye başlamıştım. Melih merak etti.
"Sevgilim. Ne için dua ediyorsun? Yolculuk çok güzel geçecek. Sana garanti edebilirim. Hem ben dikkatli bir sürücüyüm. Tek rakibim Türk Hava Yolları. Yani korkma." Gülümseyerek baktım.
"Korktuğum için değil dualarım. Yolculuk edenin duası kabul olurmuş. Her şey için dua edip temennilerimi dile getiriyordum."
"İlginç ilk defa duyuyorum. Bu kadar zaman gittim geldim. Keşke bilseydim o yollarda ne dualar ederdim. Ama bundan sonra ederim olmasını istediğim dileklerimin bir an önce olması için." Elimi tutup dudaklarına götürdü.
Sohbet ede ede yola devam ettik. Şevval'in geleceğimizden haberi yoktu. Tutturdular sürpriz olsun diye. Görkem gelmeyecekti ama Melih çok ısrar etti. Olmaz diyerek. Onların arsındaki buzların erimesi de ayrıca sevindirdi beni. Kızların ve Kubilay'ın oturduğu siteye gelmiştik. Görkem'in evine çok yakındı. Allah'ım bunlar gerçekten birbirinin kaderi olabilir mi diye düşündüm. Arabadan indiğimde kuzenimle göz göze geldik. Aynı şeyleri düşünüyorduk zannımca. İkimiz de gülümsedik.
Şahnur'da anahtar olduğu için zili çalma gereği duymadılar. İçeriden kahkaha sesleri geliyordu. Şevval, Merve ve Umut. Yerde oturmuşlardı. İlk içeriye girenler sürpriz diye bağırdığında gerçekten kime sürpriz oldu bilmiyorum. Bu kadar kalabalığı ve Görkem'i gören Şevval'e mi, yoksa Umut'u Şevval'in yanında gülmekten kriz geçirirken gören Görkem'e mi?
Ablası yoldayken yemek hazırla ve bol yap demiş. Gittiğimizde hepsi hazırdı. Biz masayı kurmaya başladık. Görkem her hareketini izliyor. Gözlerini kimsenin görmediği zamanlarda Şevval'in üzerinde tutuyordu. Melih kolunu omuzuma atmış sohbet ediyor, Metehan Helin'e bir şeyler soruyor. Umut ahhhh. Bu durumu nasıl düzelteceğimi bilmiyorum. Ya da düzeltmem olur biter. Artık top Görkem'de.
Yemekler yendi, çaylar, kahveler içildi. Eh artık herkesin yavaştan uykusu gelmeye başladı. Kubilay erkekleri toplayıp kendi evine götürdü. Melih'in ısrarıyla Görkem de onlarla gitti. Sabah kahvaltıya geleceklerdi. İyi geceler dileyip gittiler. Biz de kaldık mı baş başa kızlarla. Yataklar hazırlandı. Hazırlıksız geldiğim için Şahnur bana ve Helin'e pijama verdi. Hadi bakalım yatalım sabah olsun.
Uyandığımda ekibin yarısı yoktu neredeyse. İlginçtir ki Görkem de gelmemişti. Melih yanıma gelip günaydın dedi öpücüğüyle beraber. Sofra hazır buyurun dedi Şahnur. Kahvaltımızı yapıp gezmeye çıkacaktık. Tek arabayla gidelim diye konuştular. Yani Şahnur ve Kubilay'da olmayacaktı yanımızda.
Gezimiz başladı. Dağları tepeleri aştık sanki. Gerçi daha önce çok gelmiştim. Ama sevgiliyle gezmenin ayrı bir güzelliği varmış. Şimdi bana sorsalar nerelerde gezdin diye isimleri sayamam galiba. Melih Metehan' a 'keşke kahvaltı için Cumalıkızık'a gitseydik' dedi. Metehan bir dahaki sefere de oraya gideriz dedi.
Gezdik dolaştık dinlenmek için Tophane'ye çıktık. Şehir ayaklarının altında gibiydi. 'Buranın gece sefası güzel olur. Aslında Uludağ'a çıkarken var güzel bir mekan gece oradan izlemek daha da güzel oluyor. Bir gün gideriz seninle' dedi Melih. Yemek yiyelim mi diye sordular aç değildik. O yüzden hayır dedik Helin'le.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI DİNLE (Tamamlandı)
Romanceİlk görüşte aşka inanlar burada mı? Hadi o zaman hep beraber bu güzel serüvene bir dalış yapalım 'Aşk Mimarı' hikayesini okuduysanız tanırsınız kahramanlarımızı. Selin & Melih. Bir yumrukla başlayan büyülü bir aşk hikayesi. Anka kuşu misali külle...