AŞKI DİNLE (Tamamlandı)

8. Bölüm

Melih'ten...

Bursa'ya nasıl gittim, nasıl döndüm bir Allah biliyor bir ben. Acele ettim dönmek için. Eğer Selin olmamış olsaydı biraz daha kalırdım ama Selin var artık. Peri kızım. Bursadayken de aradım, sordum, mesaj attım. Döndüğümde görüşebilir miyiz onun araştırmasını yaptım ama kız beni çok güzel süründürüyordu. Olsun sonu güzel olsun ben sürünmeye razıydım.

Dönüş yolunda arabayı ben kullandığım için paşam Metehan rahat rahat Helin'iyle mesajlaştı. Kim bilir kıza ne yazıyordu. Cidden bazen kardeş olduğumuz hakkında şüpheye düşmüyor değilim. Acaba kime çekti bu çocuk? Anneciğim bir tane. Eh babacığım da ağır oturaklı bilgili efendi bir adam. Bu çocuk nasıl böyle çıktı anlamış değilim. Hoş Şevval iyisi mi ki? Ailenin tescilli delileri.

Döndüğümden itibaren, geldim artık aynı şehirdeyiz diye Selin'i yine rahat bırakmadım. Ama o da memnundu. Bir gün yine mesajlaşırken müsait misin konuşabilir miyiz diye sordum. Bir baktım ekranımda Selin'in fotoğrafı çıktı. Peri kızım arıyor diye yazıyordu ya inanamadım. O an ki sevincimi anlatmaya kelimeler yetmez. Bir de tamam bu akşam buluşalım deyip sonrasında konum attı ya, artık beni bağlasalar durmazdım. Saati belirlemiştik.

Şoktan çıkar çıkmaz çok sevdiğim bir kır bahçesi vardı. Denize karşı tepede. Mekanın sahibi arkadaşımdı. Hemen onu aradım. Dedim ciddi bir durum var. Sen bugün mekanı kapatıyorsun. Ben birazdan  organizatör arkadaşları göndericem. Hazırlık yapılsın. En güzel masayı göster yardımcı ol onlara. Her şeyin çok güzel olmasını istiyorum dedim. Eksik bir şey olmasın. Yarım saat sonra ben de orada olurum. Gidişata bir bakarım dedim. Tamam dedi dostum. Sağ olsun.

Metehan'ın yanına geçtim. Acil bir görüşme yapıp çıkmam lazımdı. Planlarımda bir aksaklık olmasın diye bir liste yapıp eline flash bellek tutuşturdum. Ben gelene kadar bu şarkıları yükle dedim. Bir listeye, bir belleğe, bir de bana şaşkın şaşkın baktı ikizim. Açıklama yapma gereği duydum. Dedim bu akşam Selin'le buluşuyoruz. İlk buluşmamız ve ben her şeyin çok güzel olmasını istiyorum. Bunu sen halledersin değil mi? "Aşk olsun kardeşim ne demek. Lafı bile olmaz sen git işine gücüne bak ben yaparım bunu. Hatta istediğin başka bir şey varsa başımla gözüm üstüne canım ikizim." dedi. Nerden bileyim ben bir yamuk yapacağını. Ama tahmin etmeliydim. Deliden ne bekliyordum ki. Allah Helin'in yardımcısı olsun.

Öncelikle gidip işlerimi hallettim. Akşama çok bir vaktim yoktu. Ah bir de fazla zamanım olsaydı neler neler yapardım. Ama zaman kısıtlı işte. Yine de en güzel şekilde hazırlık yapmaya çalıştım. Mekana gittiğimde herkes bir koşuşturma içindeydi. Mekanın müdavimleri gelip kapalı olduğunu görünce geri dönüyordu. Üzgünüm ama bu gece Selin'le benim gecemdi. O yüzden etrafta kimsenin olmaması iyi olurdu.

Mekan sahibi yanıma geldi. Sarıldık hal hatır sorduk birbirimize.

"Cemil sağ ol kardeşim bu iyiliğini unutmayacağım. Çok büyük sevap işliyorsun kardeşim. Elemanlara söyledin değil mi? Bir aksaklık olmasın gözünü seveyim."

"Yok yok Melih sen kaygısız ol kardeşim. Bugün istediğinden de güzel olacak sen hiç merak etme. Masaya yerleştirmemi istediğin başka şeyler var mı? Yoksa ben kafama göre mi takılayım?"

"Aşk olsun Cemil bu işin piri sensin. Ne uygun görüyorsan yerleştir kardeşim. Zaten en sevdiğim mekanlardan birisi burası. O yüzden ikramlarınızı gözü kapalı kabul ederim kardeşim. Sen takılma bana. Garsonlar sende Cemil sen onlarla tekrar konuş. Ben organizatörün yanına bir gideyim. Eksik bir şey kalmasın. Çıkarken uğrarım yanına."

Organizatöre aklımdaki fotoğrafı anlattım. Portatif bir direk yapılsın. Tüllerle süslensin dedim. Aralara ışıklar da konsun. Masalımsı bir hava verin. Mumlar falan da olur. İşiniz bitikten sonra bir fotoğraf atın bakayım dedim. Onunla da öyle anlaştık. Çıkarken söz verdiğim gibi Cemil'in yanına uğradım. Eksik bir şey olup olmadığına baktım. Güzel her şey tıkır tıkır işliyordu. Tamam dedim ve mekandan ayrıldım.