11. Bölüm

77 25 8
                                    




Maaile toplaşıp gelmiş.

Oturup ağlayabilirim. Annem, babam, Beril teyzem ve Selim eniştem. Bağırmak istiyorum. Yahu bugün mü sürpriz yapasınız tuttu diye. Of oooffff.

"Buyurun. Hoş geldiniz. Babacığım hadi geçsene içeriye. Tek tek isimlerinizi mi söyleyeyim. Hadi durmayın kapı ağzında."

Herkes dut yemiş bülbül misali. Melih gelenlere hoş geldiniz diye eli uzatıp tokalaşıyor. Kendini tanıtmayı da ihmal etmiyor.

"Efendim hoş geldiniz. Ben Melih Mert Şahzadeler. Kusura bakmayın, böyle burada tanışmak istemezdim sizinle. Yakın bir tarihte gelip eliniz öpüp tanışacaktım ama kısmet bugüneymiş. Affınıza sığınıyorum."

Melih'in bu konuşması ona artı bilmem kaç puan getirdi. Zaten farklı olmasını da beklemiyordum. Babamın yüz ifadesi değişti. Kızım yüzük nerede diyecek kıvama geldi. O dakika nişan takacak havada göründü.

Annem lal olmuş gibi ağzından kelime çıkmıyor sanki. Konuşacak ama ne desem diye tartıyor kafasında. Melih'e hayran bir şekilde bakıyor.

Aramızda en sağlam olanlar Beril teyzem ve Selim eniştemdi. Sanki yıllardır tanışıyorlarmış gibi Melih'le sohbet ede ede salona geçtiler.

Tam arkalarından hareket edecekken annem kolumdan tutup çekiştirip beni odama götürdü.

"Anneciğim! Bugün misafirinin olacağını bize söylemedin. Ben de topladım herkesi geldim. İnşallah mutlu bir anı bölmedik."

"Evet anne. Öyle mutlu bir anı böldünüz ki anlatamam."

"Nasıl yani anlat bakayım." Haydaaaa. Ne anlatayım şimdi ben bu kadına.

"Eh ufaktan torunların için temel atma merasimi yapacaktık. Ona engel oldunuz. N'apalım kısmet. Biraz daha bekleyeceksiniz."

"Hmm kötü olmuş. O zaman ben gidip babana söyleyeyim de biz gidelim siz rahat rahat temel atı....." Annem ne kadar şok olduysa artık az önce kurduğum cümlenin mahiyetini yeni kavrıyor. Hahaha.

"Kız sen ne söylüyorsun? Aaaa Selin senden beklenmeyecek cümleler kurup ömrünü kısaltma yavrum. Utanmıyor annesiyle dalga geçiyor. Sıkıyorsa babanın karşısına geçip bunları söylesene."

"Hıhı. Oldu canım. Babama söyleyeyim de hayatımın aşkının kemiklerini kırsın değil mi? Damat nasıl deyip duruyordun sabah. Al sana canlı kanlı damat adayı. Beni sorguya çekip vakit kaybedeceğine içeriye geç de damat adayını terlet sorularınla."

"Bak işte şimdi çok güzel konuştun. Aklın yolu bir. Yürü bakalım. İnce ince bir sorgu saati yapayım ben. Hoş gerçi baban bensiz başlamıştır ama. Hiiiii sen beni burada lafa tutuyorsun hepsini kaçırıyorum. Aşk olsun Selin ya. Hadi hadi çabuk geçelim içeriye. Yemek de getirdim yavrum. Sofrayı da kuralım hep beraber yiyelim. Sizin bir planınız var mıydı? Yine de engel olmayalım. Eğer dışarıya çıkacaksanız biz yemeğimizi yer etrafı toparlar gideriz kızım."

"Yok annem. Evde oturacaktık. Yemek siparişi vermiştik. Gelmiştir belki. Geçelim içeriye hepsini hazırlayıp oturalım. Sen de rahat rahat incele damadını."

Mutfağa geçtiğimizde canım teyzem sofrayı kurmuştu bile. Yanına gidip yanağından kocaman öptüm.

"Canım teyzem bekleseydin ben yardım etseydim sana. Yormuşsun kendini."

"Güzel kızım benim. Ne yorulacağım aşk olsun. Her şey şu sofra gibi olsun teyzem. Ferah sofraların olsun Selin'im. İnşallah düğün yemeklerini hazırlarız." Teyzeme Melih'le ilgili ilk izlenimini sordum.

AŞKI DİNLE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin