33. Bölüm

63 21 12
                                    




Sabah Melih'in kollarında uyanmak öyle güzeldi ki. Hala inanamıyordum. Bir an gece yaşadığımız sıcak saatler geldi aklıma. Ufak bir kıkırdama çıktı benden. Sonra Melih'i uyandırmayayım diye sessiz durmaya gayret ettim. Yani sanırım gayret ettim. Elimle göğsünü okşadım. Kalp atışlarını dinledim. Ama sevgilim uyanmıştı.

"Günaydın sevgilim. Nasılmış peri kızım?" burnumun üzerine bir öpücük kondurdu. Ben de, arsız ben, dudağına öpücük kondurdum. Adam burnumun ucunu öpüyor ben hemen dudağına yapışıyorum.

"Günaydın sevgilim. Çok iyiyim. Sen nasılsın?"

"Ah bir peri kızı beni bu dünyadan alıp kendi diyarına götürdü. Benimle o kadar güzel ilgilendi ki anlatamam. Hatta biraz daha gezintiye çıkarması için nelerimi vermezdim."

Kulağına fısıldadım. "Demek özel ilgi alaka gördün öyle mi? Ah sevgilim beni de yakışıklı prensim gezintiye çıkardı. O da beni hiç bilmediğim diyarlara götürdü. Ah bir bilsen ben o diyarları ne kadar beğendim. Şimdi dese hadi gel seni tekrar götüreyim o diyarlara, ver elini gidelim dese yok demem." Melih'in gözleri nasıl parlıyor. Işık patlaması mı o yoksa şehvet parıltıları mı? Evet bence de şehvet parıltısı.

"Lady'm bir sabah gezintisine çıkmak ister misiniz?" gülmeye başladım.

"Bu iş iyice ilginçleşmeye başlıyor. Peri kızından lady'liğe mi terfi ettim."

"Aşkta her yol mubahtır sevgilim."

Omuzlarımı silkmeye başladım. "Bana ne ama. Ben peri kızı olarak kalmak istiyorum. Sonra tüm hikayeyi baştan yazmak zorunda kalırsın benden demesi."

"Sen yeter ki iste sevgilim. Peri kızım." Omuzumu öptü. Yavaşça istediği yöne doğru gitmeye başladı. Ben de aşkla karşıladım sevgilimi.

Saatimi kurmuştum. Ama kalkacak gücüm yoktu. Tatlı bir uykunun içine düşmüştüm. Melih sırtımı göğsüne yaslamış belimden de sıkıca kavramış kaşık pozisyonunda uyumuşuz. Alarm çalıyor ama hiç umurumda değil. Saçlarım geriye doğru çekildi. Kulağımın arka kısmı öpülüyor. Ah ama vicdansızlık bu. "Sevgilim. Ders saatine az kaldı. Gitmeyeceksen söyle ben de kendi işlerimi ayarlarım. Hmm ne dersin? Bütün gün evden çıkmayız."

"Hmm. Aslında gitmesem de olur ama. Gitsem de iyi olur. Bilemedim inan ki. Kollarından ve yataktan çıkmak istemiyorum. Ama mecburuz. Yemek için bile olsa kalkmak zorundayız. Eh madem öyle olacak o zaman kalkalım. Sen işine ben spora. Ah bu bacaklarla nasıl spor yapacaksam?"

Kulağıma fısıldadı. "O zaman gitmeyelim. Bacakların için ben sana spor yaptırırım. Yemek içinse endişe etmene gerek yok sevgilim. Ben seni aşkımla doyururum. Bence cazip bir fikir." Of. Gerçekten çok cazipti. Omuzlarımı kaldırarak esner gibi yaptım. Kedi miyavlaması gibi bir ses çıkınca Melih gülmeye başladı.

"Hayır. Yanlış notaya bastın sevgilim. O kıhaauuvvv olacaktı. Ve ben mesajı aldım. Asıl ben seni çıtır çıtır yerim. Gel bakalım. Müstakbel kocana günaydın öpücüğü ver bakalım."

"Hmm. Ben o öpücüğü sanırım iki saat önce vermiştim. Biraz sonra hayırlı işler öpücüğü veririm olur mu?"

"Hiç şansın yok bebeğim. Sen vermezsen ben alırım. Hatta öyle bir alırım ki kendini verirken bulursun hahaha. İmzamı atıyorum bu sözümün de altına."

"Şımarık şey seni." Başını omuzumun üzerinden yanağıma yasladı. İki öptü üç okşadı. Başımı ona doğru çevirmemle ortam yine yangın yerine döndü. Attığı imzanın hakkını verdiğini itiraf etmeliyim. Verdiği sözün arkasında duruyor. Bence çok dürüst. Ahaha. Ne diyorum ben ya.

AŞKI DİNLE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin